Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit

 YARALI CEYLANIN BAŞINDAKİ KÖPEKLERE BİR İKAZ

1.Cihan Savaşı bitmiş, mütareke imzalanmış, işgal başlamış. Önüne gelen yığılmış Paris'e. "Yaralı ceylanın başında toplanmış köpekler", pay istiyorlar. Doğudaki topraklarımızda, Çukurova'da birer Ermeni devleti kuruluyor. Alay ediyorlar. Bir de Lazistan kurup onu da Ermenistan'ın mandası yapalım diyorlar. Yunan sürülerini salmışlar Anadolu'ya. Yunan'ın İzmir'e çıktığı gün yaşanan mezalim korkunç. Süngülenen Mehmetçiklerden biri son nefesini vermek üzere. "Su..." diye inliyor. Bir Rum kadın çömeliyor Mehmetçiğin ağzına. "Al sana su.." diyor, ağzına işiyor askerimizin. Batı Anadolu, Doğu Trakya Yunan'ın olacak. Karadeniz'de bir Pontus Rum devleti kuruluyor. Marmara bölgesini de alıyorlar. İstanbul'u kim yönetecek? Teklifler arasında Brezilya bile var. İngiltere Başbakanı L.George kahkahalar atıyor. "Size bir parça Türkey ( hindi) bırakacağız. Kanatlarını ve göğsünü alıyorsak da size yine de birkaç kemik kalacaktır." diyor. Mustafa Kemal, Ankara'da Associated Press muhabirini kabul eder ve ona "Yıllarca savaşmak zorunda kalsak bile Yunanlıları Anadolu'dan atacağız. Türkiye Türklerindir." der. Ne demektir bu? "Türkiye, Yunanistan'ın, Ermenistan'ın, İngiltere'nin, Fransa'nın değildir." demek. Bunu söylemiştir Mustafa Kemal.

İşte yıllardır İslamcılık adına, çağdaşlık adına, liberalizm adına üzerinde tepindikleri, ırkçı, saldırgan buldukları "Türkiye Türklerindir" sözünün hikâyesi bu. Yaralı ceylanın başına toplanmış köpekler gibi havlayıp duruyorlar: "Türkiye Türklerindir, diyemezsiniz. Burada Kürt, Ermeni, Çerkes, Arnavut da var." Karabekir, 1905'te gitti Rumeli'ye (Makedonya). Der ki "Bizim bayrak yerlere atılmıştı. Bandoya milli marşlar çaldırmaya başladım. Arnavut askerler sevindi, Türk yine ayağa kalkıyor diye." Eyy beyinsiz. sen o Arnavut'u benim kadar candaş ve kandaş bilebilir misin? Eşref Bey, Teşkilat-ı Mahsusa adına Mısır'daki özel bir göreve gitmesini istediği Ermeni Keseryan Efendi'ye, "Ama ucunda ölüm var." dediğinde, Keseryan Efendi köpürdü: "Harpteyiz Beyefendi. Her gün binlerce kişi ölüyor. Ben de ölebilirim. Oyun oynamıyoruz." Eyyy vicdansız sen o Ermeni'yi benim kadar candaş ve kandaş bilebilir misin? En sevdiğim şarkı olan "Hastayım yaşıyorum görünmez hayaliyle" şarkısının bestekârı Udi Hrant bir Ermeni’dir. Kitaplarımdan birinde Türk gençlerine bir ahlak ve karakter abidesi örneği olarak gösterdiğim kişilerden biri de Udi Nevres'tir. Eyyy insafsız, sen o Ermeni sanatkarları benim kadar candaş ve kandaş bilebilir misin? Cemal Madanoğlu'nun hatıralarında hiç unutamadığım bir sahne vardır. Diyarbakır'da bir Kürt, yasak bölgeye girer. Madanoğlu, iş uzamasın diye bir tüfek verir oKürdün eline, "Şu leyleği vur da seni serbest bırakayım." der. Kürt, leyleğe uzun uzun nişan alır ve sonunda yere çevirir namluyu ve der ki " Vuramayacağım kumandanım...Hacı leylek o.." Eyyy ahlaksız, sen o Kürt aklına geldikçe benim gibi ağlar mısın ve sen o Kürdü benim kadar candaş ve kandaş bilebilir misin? Sen hiç Zaza arkadaşlarınla şehit Çerkes arkadaşının tabutunu omuzladın mı eyyy namussuz? Yaralı ceylanın başında uzaktan yakından gelip toplaşarak havlayan bütün köpekler bilsin ki Kordon boyunda bir defa daha ağzımıza işetmeyeceğiz, Ertuğrul Gazi türbesinde bir defa daha ırzımıza geçirmeyeceğiz. Bütün candaşlarım ve kandaşlarımla birlikte işte yine haykırıyoruz ki Türkiye Türklerindir!

FATİH TANRIVERDİ

Editör: TE Bilisim