Osmanlı’nın Kürtleştirdiği  Türkler! Osmanlı’nın Kürtleştirdiği Türkler!
 Iktidarın, Havuz medyası marifetiyle beslediği  iradesi  kiralık kalemler, gündem saptırma ya da başka konularda övgü yarışına girmişken; Türkiye'nin geleceği ile ilgili hissiyatı olan bazı kalemler de tarihi öneme sahip acil meseleleri gündemde tutup, milli ve vicdani bakış açısıyla hem kamuoyunu bilgilendiriyor hem de hükümete belki Işık tutar düşüncesiyle fikirlerini beyan ediyorlar...Kalemlerine ve yüreklerine sağlık.
                   ** 
Orhan Uğuroğlu'nun - Yeniçağ Gazetesindeki bugünkü yazısı da bunlardan biridir.
İşte o yazu...
             *
Türkiye'ye milyarlarca dolar tazminat riski

Türkiye ile Amerika arasındaki sorunlara yeni bir başlık daha eklendi. Amerika'daki Türkiye kökenli Ermenilerin, "Tehcir edildik, malımıza mülkümüze el kondu, onların tazminini istiyoruz" diye açtıkları davalar yine gündeme geldi.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti üyesi Cemil Çiçek "herkese uyarı" başlığı ile Türkiye'nin milyarlarca dolarlık tazminat riski ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

Çiçek'i arayarak, bu açıklamasını Karar Gazetesi köşe yazarı Ahmet Taşgetiren'in köşe yazısından okuduğumu belirterek sordum:

- Yüksek İstişare Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a söylediniz mi? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün haberi var mı?

Çiçek, "Haberi olması gerekenlerin bilgisi var" diye yanıt verdi.

"Türkiye'nin milyarlarca dolarlık tazminat riski ile karşı karşıya kaldığı riskin ne olduğunu TBMM eski başkanı, Adalet eski bakanı ve Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, şöyle anlattı:

"Amerika'daki Türkiye kökenli Ermeniler bir süreden beri Türkiye aleyhine tazminat davaları açmışlardı.

'Tehcir edildik, malımıza mülkümüze el kondu, onların tazminini istiyoruz' iddialı bu davalara Kaliforniya'da bir idari mahkeme Türkiye'nin itirazı üzerine, bu konunun yargı meselesi olmadığına, siyasi nitelikli olduğuna dolayısıyla kararı siyasilerin vermesi gerektiğine." hükmetti.

Amerikan Temsilciler Meclisi'nin kabul ettiği, 'Soykırım' tasarısı ile ilgili son karar, bir manada işin siyasi boyutunu Ermenilerin talebi çerçevesine getirmiş oldu.

Üstelik kabul oyunun oranı Ermenileri cesaretlendirici bir mahiyet taşıyor.

Mahkemeler bundan sonra 'Siyaset çözsün' gerekçesini kullanmayabilirler.

Amerika'daki herhangi bir mahkeme Temsilciler Meclisi'nin 'Soykırım' kararını dayanak olarak alıp, 'Soykırım zaman aşımına dahil değildir' kararını verebilir.

9 Kasım 2019 temyiz itirazının son tarihi. Ermeniler şu anda Amerika'daki iklimin kendi lehlerine önemli sonuçlar doğurabileceği ümidiyle Yüksek Mahkemeden bir 'Tazminat kararı' çıkarabilirler."

Değerli okurlarım,

Cemil Çiçek,  "Böyle bir tazminat kararı Türkiye'nin başına 100 yıl altından kalkamayacağı sorunlar açar" diyor.

Evet, Amerika'daki Türkiye düşmanlığını da göz önüne alırsak, Amerikan mahkemeleri Türkiye'yi milyonlarca dolar tazminat ödemeye mahkum edebilirler.

Türkiye, elbette Amerikan mahkemelerinin kararlarını ret edebilir.

Ancak, Amerikan başkanı ve devleti bu konuyu da Türkiye'ye yaptırım konuları arasına alabilirler.

Gerçekten çok önemli bir konudur ve Cemil Çiçek'in bu konuyu bir köşe yazarına sızdırması da ilginçtir.

Madem AKP iktidarı bu konuyu biliyor neden kamuoyuna açıklamıyor?

Neden Türk milletinden saklanıyor?

Cemil Çiçek'in şu ifadesi de bence gerek Cumhurbaşkanına, gerek AKP hükümetine uyarıdır:

"İçe dönük söylemlerin heyecanıyla dışardaki pek çok mesele gözden kaçıyor"

Değerli okurlarım,

Cemil Çiçek, Mazlum Kobani kod adlı teröristin Kanada Başbakanı ve Amerikan Başkanı tarafından tanınmasını, "Yeni bir Yaser Arafat yaratmak" olarak değerlendiriyor ki bu benzetmesini açıklamasını da istedim.

Çiçek, "Arafat, terör örgütü başı olarak kamplarda Türkiye'den giden teröristlere de eğitim vermişti. Daha sonra Birleşmiş Milletler kendisini Filistin Devletinin siyasi aktörü haline getirerek tanımadı mı? Mazlum Kobani kod adlı terörist de 'Siyasi aktör' haline getirilmeye çalışılıyor" dedi.

Değerli okurlarım,

Uluslararası planda kamu diplomasisi yapılmasını vurgulayan Çiçek şunu söylüyor: "TBMM'de, 120'yi aşkın dostluk grubu var. Bunlar ne işe yarar, ne zaman çalışacaklar? Barolar Birliği, Odalar Birliği, farklı işadamı kuruluşları, sivil toplum örgütleri dünyaya Türkiye'nin tezlerini anlatamazlar mı?"

Cemil Çiçek anlaşılan o ki AKP içinde yeni bir muhalefet modeli sergiliyor…

Editör: TE Bilisim