Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe! Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, tutuklu gazetecilerle ilgili tüm iddiaların yer aldığı bilgileri içeren bir kitapçık hazırlandığını ve dış temsilcilikler vasıtasıyla tüm dünyaya dağıtıldığını söyledi.

Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın ortaklaşa yaptığı çalışma ile tutuklu gazetecilerle ilgili tüm iddiaların bir kitapçık haline getirilerek, toplandığını belirten Davutoğlu, “Bütün dış temsilciliklere dağıtıldı. Gazetecilerle ilgili ama suçun kimliği gazetecilik olmayan işlerle ilglii tek tek tüm iddialar toplandı.” diye ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından düzenlenen ‘2012'de Türk Dış Politikası ve Gelecek Ufku’ başlıklı bir konferansa katıldı. Moderatörlüğünü SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay’ın yaptığı konferansa birçok davetli katıldı. Konferans sayesinde yıllık bir muhasebe imkanı bulduğunu belirten Davutoğlu, “Dış politika temsilciliği sayımız 160 civarında iken 221’e yükseldi. Dünyanın en çok dış temsilciliğine sahip ilk 10 ülkesi içindeyiz, bu yıl ve gelecek yıllarda açacaklarımız ile birlikte 235’i bulduğumuzda, dünyada en fazla dış temsilciliğe sahip beşinci ülke durumuna geleceğiz.” dedi.

Ekonomideki performans ve dış politika aktivitesinin, iç demokratikleşme sürecinin birbirlerini destekleyen süreçler olduğunu belirten Davutoğlu, “Modern dönemdeki en önemli restorasyon süreçlerinden biri olarak görüyorum bunu. Tanzimat, Cumhuriyet'in kuruluşu, çok partili demokratik hayata geçiş süreci ve bu dördüncü büyük restorasyondur. Bu restorasyonun üç ayağı var, içeride demokratikleşme siyasi hayatta demokratikleşme, ekonomik hayatta verimlilik ve dış politikada aktif bir dış politika tarihi akışı görerek yürütülen bir dış politika.” diye konuştu.

"LİDERLER GEÇİCİDİR HAKLAR BAKİDİR"

Son dönemlerde bir takım ülkelerde yaşanan geçiş süreçlerinin, Balkanlarda bazı ülkelerde kanlı ve sancılı geçmemesi için Türkiye’nin diplomatik bütün çabaları gösterdiğini belirten Davutoğlu, “Huzurlu bir kalp ile şunu söylüyorum, gerek Cumhurbaşkanımız, gerek Başbakanımız, gerekse bizler bir damla daha az kan aksın da bu süreç sağlıklı işlesin diye olağanüstü bir çaba sarf ettik. Hiçbir dünya lideri hiçbir ülke hükümeti, ne Tunus’ta ne Libya’da ne Mısır’da ne Yemen’de ne de şimdi Suriye’de özellikle bizim çaba sarf ettiğimiz kadar çaba sarf etmemiştir. 9 ay bu rejimin bu yanlış gidişine dur diyebilmek için onları ikna edebilmek için neler yaptığımız bütün arşivlerimizde kayıtlı. Sanki ilk günden itibaren Türkiye böyle bir çatışmanın yanında yer aldı diye bir kanaat var. Çatışmanın daha izleri bile ortaya çıkmadan biz Suriye’nin dönüşümünün sağlıklı olması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Ama gün gelir, bir tercih yapmak zorunda kalırsanız ve muhataplarınız sizi anlamazsa bir tercih yapmak zorunda kalırsanız, önce vicdanınıza, sonra aklınıza, sonra da tarihe sorarsınız ve doğru bir yerde durmaya karar verirsiniz.” şeklinde konuştu.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’le son yaptığı görüşmede, üzerinde mutabık kaldıkları 14 maddelik bir planın olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi: “Orada şunu açıkça ilettik. Geçmişte birçok ülke size baskı yaparken sizin yanınızda yer aldık. İzolasyonlara karşı sizin yanınızda durduk. Yine böyle bir baskı olursa yine yer alırız. Geçmişte o ülkelerle karşı karşıya kaldığımızda sizin yanınızda duran bizler eğer bir gün siz ‘Halkla karşı karşıya gelip ya halkım ya da ben” diye bir tercih sunarsanız bir dakika bile tereddüt etmez, Suriye halkını seçeriz. Çünkü liderler geçicidir, halklar bakidir. Bu son konuşmamız.”

Davutoğlu, konferansın ardından soru cevap bölümünde katılımcıların sorularını cevapladı. Bir katılımcının, “AK Parti iktidarının ilk döneminde hızlı bir demokrasi dönemi oldu. Avrupalılar, son dönemde bunun durma noktalarına geldiğini ve Türkiye’de bazı insan hakları ihlali, özellikle gazeteciler üzerinden yaşandığını dile getiriyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki soruya Davutoğlu, şu cevabı verdi: “AK Parti hükümetleri, en başından itibaren demokratikleşme ve özgürlüklerin genişletilmesi safında yer aldı. Hiçbir kimsenin bunda tereddüdü olmasın. İlk yıllarda siyasete ne kadar müdahale edildiği ile ilgili süreci biliyorsunuz. 2008’de ülkeyi idare eden parti hakkında halkın büyük bir çoğunluğunun oyunu almış bir parti hakkında kapatma davası açıldı. Geriye doğru yaşadıklarımızı unutuyoruz. Türkiye’de şimdi böyle bir teşebbüste bulunma imkanı var mı? Bu da son anayasa referandumunda 2010 yılında sağlandı. Demokratikleşme ve özgürlüklerin artması, siyasetin vesayetten kurtulması süreci son 10 yılın en önemli süreci.”

Yurt dışı ziyaretlerinde, son olarak da Finlandiya gezisinde gazetecilerle ilgili kendisine birçok soru sorulduğunu belirten Davutoğlu, “Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığımızın son 3 ayda bu konuda yaptığı çok önemli bir çalışma var. Bir kitapçık halinde hepsi toplandı ve bütün dış temsilciliklere dağıtıldı. Tek tek tüm iddialar bu gazetecilerle ilgili gazeteci kimliği taşıyan ama suçun kimliği gazetecilik olmayan. Birinin gazeteci olması ile suçun gazetecilikle ilgili olması arasında fark var. Bir basın kartı alabilirsiniz gazeteci olarak. Milletvekilleri ve profesörler için de böyle. Akademik hayatta birisi bir şekilde bir suça karışmışsa profesörlerini tutuklamış oluruz. O suçun mahiyeti önemli. Bunun içinde adam öldürme, gasp ve soygun var, birçok suç var. Bunların tek tek dökümü çıkarıldı ve bütün dünyada bu dağıtıldı. Bu açıdan Türkiye’de bu anlamda bir ciddi problem, demokratikleşmede geriye gidildiği kanaatinde değilim. Ama demokratikleşmede bir üst sınır var mı? Hiçbir ülke mükemmele ulaştım diyemez. Türkiye olarak bizlerin de yapacağı çok iş var. Çok daha özgürlükçü bir ortama gitmek için almamız gereken çok yol var bütün ülkede.” açıklamasında bulundu.

Editör: TE Bilisim