İyi Parti'de neler oluyor? İyi Parti'de neler oluyor?
Tokat’ın Turhal ilçesinde ikamet eden Gülay-Muhammet Duran çifti, üç çocuğu olmasına rağmen yetiştirme yurdundan aldıkları üç kardeşe koruyucu aile oldu. Baba Muhammet Duran, emekli olduğunu belirterek, "Çocuklar okula gidince ev ıssız kalıyor, ben çocuk sesine alışkınım, evde çocuk olmayınca içim bunaldı. Eşimle konuştuk, evimize ses olacak bir çocuk olsun istedik, bunun için Koruyucu Aile Projesi'nden faydalanmak için Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'ne müracaat ettik." dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hayata geçirilen koruyucu aile projesi yetiştirme yurdunda kalan çocukları sıcak aile yuvalarına kavuşturuyor. Bunun en güzel örneklerinden birisi Tokat’ın Turhal ilçesinde ikamet eden Gülay-Muhammet Duran çifti. Çocukları okula başlayan Duran çifti, evlerinin boş ve ıssız kaldığını düşünerek bir çocuğa koruyucu aile olmak istedi. Bunun için Turhal Yetiştirme Yurdu'na müracaat eden aileye olumlu cevap verildi. Sonrasında ise "Eğer durumunuz uygunsa iki çocuk daha verilebilir" denilince, aile istişare ederek iki çocuk alabilecek ve bakabileceklerine karar verdi. Yetiştirme yurdunda kalan üç kardeşin ikisinin verilmesi kararlaştırıldı, fakat üç kardeşi ayırmaya gönlü razı olmayan Duran çifti üç çocuğu birden almaya karar verdi. Duran çifti, evlerine getirdikleri 3 yeni evlatları ile mutlu bir hayat yaşamaya başladı.

Konu hakkında açıklamada bulunan koruyucu baba Muhammet Duran, emekli olduğunu söyledi. Duran, şunları ifade etti: “Ben kalabalık bir ailede büyüdüm, biz dokuz kardeştik, benim de üç çocuğum var. Fakat çocuklarım artık büyüdü, en büyük kızım Merve lise son sınıfta, ortanca olan kızım Rümeysa ise dokuzuncu sınıfta, en küçük çocuğum ise bu yıl üçüncü sınıfa gidiyor. Çocuklar okula gidince ev ıssız kalıyor, ben çocuk sesine alışkınım, evde çocuk olmayınca içim bunaldı. Eşimle konuştuk, evimize ses olacak bir çocuk olsun istedik, bunun için Koruyucu Aile Projesi'nden faydalanmak için Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'ne müracaat ettik. Kurum, başvurumuza olumlu cevap verdi. Sonrasında kurum, eğer eviniz ve sağlığınız uygunsa size iki evladımızı teslim edelim dediler. Eşimle istişare ettik, eşim zaten benim işim bu, yıllardır severek çocuk baktım, seve seve yine bakarım dedi. Bunun üzerine iki çocuk almayı kabul ettiğimizi bildirdik. Kurum, yurtta kalan üç kardeş olduğunu, ikisini bize, diğer birini de başka müracaat eden bir aileye vereceklerini söyledi. Böyle bir olay yaşanmasına yüreğim elvermedi. Bunlar üç kardeşti, ve üç kardeşin birbirinden ayrılmaması gerekirdi. Kuruma, üçünü birden almak istediğimizi söyledik. Kurumdan gelerek evimizi incelediler ve koruyucu aile olarak üç çocuğa bakabileceğimizi onayladılar, bundan sonrasında üç yeni evladımızı alarak evimize getirdik. Bu çocuklarımızın gelmesi ile evimiz yeniden şenlendi, evimiz yeniden hareketlendi. Öz çocuklarımızdan hiçbir farkları asla yok, zaten çok kısa sürede evdeki diğer çocuklarımızla kaynaştılar, artık biz altı çocuklu bir aileyiz. Çocukların en büyüğü olan Tuğba K. 10 yaşında, ortanca olan Ramazan K. 8, en küçüğü olan Murat K. ise 4 yaşındalar. İlk geldikleri zaman çok çekingen olan çocuklar kısa sürede bizlere alıştılar, bizleri çok seviyorlar, bizler de onları çok seviyoruz. Bu çocuklara sahip çıkmak insanlık görevidir. Bu çocuklara aile olarak her türlü eğitimi vermek, onları gelecekte ahlaklı ve dürüst bireyler olması adına gerekli olan her türlü manevi eğitimi vermek artık bizim görevimizdir.”

Koruyucu anne olan Gülay Duran ise çocuklara alışmada hiç zorluk çekmediğini ifade ederek, “İlk günler çekingen haldeydiler fakat kısa sürede alıştılar, anne demeye başladılar. Onların diğer çocuklarımdan hiç farkları yok, yeni evlatlarımı da çok seviyorum. Onlarla vakit geçirmek çok hoşuma gidiyor. İkisi okula gidiyordu, biz çocukları yurttan almadan önce de aynı okula gidiyorlardı fakat ders durumları çok zayıftı, biz çocukları aldığımız andan itibaren derslerinde büyük ilerleme kaydettiler. Şimdi evlatlarımızdan biri sınıf birincisi olmuş vaziyette ve bundan çok mutluyuz.” dedi.


Editör: TE Bilisim