Hakkari Yüksekova’da, Diyarbakır Lice’de ve Meclis’te Yaşanan Hadiselere İlişkin Basın Açıklaması;

Hükümetin “açılım” adını vererek başlattığı ihanet süreci çerçevesinde yaşananlara her geçen gün yenileri eklenmektedir.  Habur’da teröristleri karşılama rezaletiyle başlayan, bizzat dönemin İçişleri Bakanı tarafından dile getirilen ihanet senaryosu bölüm bölüm sahneye konulmaktadır. Başta İmralı canisi olmak üzere terör örgütü yandaşları adeta barış elçisi gibi sunulmuştur. Günümüze kadar bu gelişmeler yaşanırken Hakkari Yüksekova’da terör örgütü yandaşlarının şehir merkezinde  saldırı düzenlemesi ve Diyarbakır Lice’de  askerlerimizin kaçırılarak daha sonra sanki bir lütufmuş gibi serbest bırakılması rezaletin son perdesi olmuştur.


Hakkari Yüksekova’da yaşanan olaylarda terör örgütü yandaşları şehrin ortasında polisimize ve askerimize kurşun yağdıracak kadar cesaretlenmiştir. Yüksekova’da yaşanan gelişmeler sınırlarımızda güvenliğin olmadığını Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin adeta terör örgütünün kirli emellerine teslim edildiği açıkça görülmektedir. Bölgede yaşayan vatandaşlarımız yalnız bırakılmakta, devletin güvencesi yerine terör örgütüne mecbur kalmaktadırlar. Terör örgütü militanları hükümetten cesaret alarak güpegündüz vazifesini yapmakta olan güvenlik görevlilerimize hastanede saldıracak kadar ileriye gitmiştir. Bölgedeki güvenlik güçlerimiz devlet görevlilerinin acizlik içindeki tutumları nedeniyle yalnız kalmaktadır.


Diyarbakır Lice’de gerçekleşen olaylar Türk Milletini derinden sarsacak hadiselerdir. Eli kanlı katiller açılımdan aldıkları cesaret ile otobüsleri durdurmuş araçları yakmış terör örgütü propagandası yapmıştır. Bundan daha vahimi  teröristler 4 askerimizi kaçırmış ertesi günü sabah serbest bırakarak bir nevi Yüksekova olaylarına cevap vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ise askerlerimizin sağ salim yurdumuza döndürülmesi, terör örgütüne gereken cevabın verilmesi için uğraşmak yerine yalnızca temenniyle yetinmiştir. Ne acıdır ki Başbakan Türk’ün derdi söz konusu olduğunda tabiri caizse üç maymunu oynamaktadır. Açıkçası başta Başbakan olmak üzere hükümet temsilcilerinin bu vurdumduymaz ve sorumsuzluk içindeki tavrı bizleri şaşırtmamıştır. Şanlı tarihimizin gerçeklerini siyaset malzemesi yapmak uğruna çarpıtan, Türk ırkı yoktur diyen zihniyetleri içinde barındıran, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış topraklara değişik adlar verme cesaretini kendinde bulan bir de bu başarıymış gibi bir büyükşehrimizin belediye başkan adaylığıyla ödüllendirilen zihniyetlerin buluştuğu çatıdan yükselen bu sesler bizleri asla şaşırtmamıştır. Başbakan’da bu ifadelerin son destekçisi olmuş herkesin de malumu olacağı üzere ülkemizi bölünme sathına sokmuştur.


İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet! İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet!

Hakkari Yüksekova’da ve Diyarbakır Lice’deki bölücü faaliyetler maalesef Gazi Meclisimize de taşınmıştır. Son günlerde bölgede yaşanan olaylar ve oluşan ortama paralel olarak haddini hududunu bilmeyen, dağdaki eli kanlı canilerin uzantıları tarafından da aynı ortam TBMM’de yaratılmak istenmiştir. Bu kişiler Meclis kürsüsünden açık açık meydan okuyarak kendilerince ülkemizin çeşitli bölgelerine farklı isimler verme küstahlığında bulunmuştur. Burada can alıcı olan adeta Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızası olan Meclis tutanaklarına bu ifadelerin geçmesi sağlanarak, bölücü isteklere meşruiyet kazandırma çabasıdır. Bu sözlere karşı iktidar ve ana muhalefet partisi cılız tepkiler dışında sessiz kalmış, gerekli tavrı yalnızca siyasal alandaki izdüşümümüz olan Milliyetçi Hareket Partisi göstermiştir. Liderimiz Devlet Bahçeli Bey’de bütçe görüşmelerine katılmayarak gerekli tepkiyi göstermiş, anlayana uyarısını yapmıştır. Türk Milliyetçilerinin bu tavrına karşılık olarak tıpkı Hakkari Yüksekova’da polisimize kurşun yağdıranlar misali bazıları rahatsız olmuş ve aynı şekilde MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’ye saldırma girişiminde bulunmuştur. Yapılan bu alçakça saldırıyı kınadığımızı, ancak bir yere de not ettiğimizi belirtmek istiyoruz. İktidarın Meclis’te yaşanan bu rezalete ne tepki vereceğini, Türkiye ve Türk adından rahatsız olanların Anayasa’ya aykırı bir biçimde devlet içinde devlet yaratma çabalarına karşı nasıl pozisyon alacaklarını merak ediyoruz. Ancak Meclis kürsüsünden dile getirilen bu ifadeleri Başbakan’ın da kullanması sebebiyle kamuoyunun gözünü boyamaya yönelik birkaç söz dışında maalesef bir adım atılmayacağını düşünüyoruz.


Yaşanan bu süreç içerisinde son kale Ülkücü Hareket kalmıştır. Siyasi tabloya bakacak olursak Meclis’te ve toplum genelinde bölücü odaklar bir tarafta vatanperverler diğer taraftadır. Buradan hükümeti yaşanan olaylar karşısında dik durmaya girdikleri ihanet yolundan bir an  önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Türk Milliyetçileri olarak atılacak olan adımların tarafımızca takip edildiğini, milli birlik ve kardeşliğimizin bozulmasına karşı atılacak her adımın da karşısında olacağımızı kamuoyuna beyan ediyoruz.


Editör: TE Bilisim