ÜLKÜCÜ KARDEŞLERİME AÇIK MEKTUP-3

Rubil GÖKDEMİR

Sevgili Arkadaşlarım; Türk milliyetçilerinin siyasi organizasyonu durumunda bulunan MHP'deki Kurultay tartışmalarının can yakıcı ve yıpratıcı geçmişine dönmeden, muhalif veya muktedir olan herkesin, mutabık kaldığı üzere nihayet 10 Temmuz 2016 tarihinde seçimli kurultayımız toplanırken, hem ümidimi hem de üzüntülerimi sizlerle paylaşmak isterim.

Bugüne kadar Türk milletinin geleceğine dair siyasi fikirler dahilinde gösterilen faaliyetlerin bütününü ifade eden "dava" ve bu fikriyat adına hareket ettiğini veya bu davaya mensubiyet hissedenlerin, bu süreçte kendi arkadaşları hakkında yazdıkları veya yaptıkları yorumlarda yer alan ifadeleri hatırladıkça, samimiyetime inanmanızı isterim ki, bu durum sebebiyle derin bir mahcubiyet ve üzüntü hissediyorum. Büyük laflar etmeden,önümüzdeki günlere dair meramımı ifade etmem gerekirse, gerçekten bir "dava" adına hareket ediyor ve milletin derdiyle dertlenmek gibi bir inanç ve telakkimiz varsa, hiç değilse 10 Temmuz'a kadar yaşanacak süreci zehirlemeyecek, insan sevgisinin esas alınacağı, fikir ve projelerin konuşulacağı, hakaret ihtiva etmeyen ve kırıcı sözlerin söylenmediği bir zaman dilimini yaşamak istiyoruz. İncinsek de, incitmeden önce birbirimizi sevmeye, bunu beceremiyorsak hoşgörü göstermeyi, akıl ve mantıkla yaşadıklarımızı anlamaya, sorgulama ve yorumlamaya çalışacağımız bir süreç olsun İNŞAALAH.. Kalben inanıyor ve sizinle paylaşmak istiyorum ki, insanı sevmeyi beceremeyenler, hiç kusura bakmasınlar nefisleri ve hırsları dışında, adı ne olursa olsun hiç bir davaya inanmış olamazlar. Onlar adına dava veya ülkü deseler de, sadece hırsları akıllarının önünde olan "kifayetsiz muhterisler"dir. Unutmayalım ki, siyasette "vasatlaşma" dediğimiz süreçlerin aktörleri, fikir ve düşünceleriyle ön plana çıkamayacaklarını bildiklerinden, "sadakat" adı altında, siyaseti kirletecek mekanizmaları harekete geçirir, muhataplarının hoşuna gidecek abartılı iltifatlarla rol ve statü kapmanın yarışına girerler.

Fikri planda muhteva sahibi insanlar ise bu süreçlerde tam bir "haksız rekabet" ortamını yaşarlar. Çünkü bu tür kardeşlerimiz; bu türden sergileyecekleri maharetlere sahip olmadıklarından, fikirlerinin sorulmasını, istişare süreçlerine davet edilmeyi beklerken, diğerleri nefislerin hoşuna giden dalkavukluklarla çoktan yol almışlardır.

Yeni siyasi aktörlere veya muhataplarına duyurulur! Yeni siyasi aktörlere veya muhataplarına duyurulur!

Cenab-ı Hak Türk Milletinin, bütün mazlum milletlere umut olacak şekilde bizlere nasip ettiği bir diriliş hareketinin hakkıyla ortaya çıkabilmesi için, hepimizin insani ve milli bir vicdan telakkisiyle davranması gerektiği her türlü tartışmadan uzaktır. Bu dönemin hakkını verebilmemiz için, her arkadaşımız nefis mücadelesinde bir birine yardım etmeli, kimsenin kimseye hakaret etmesine izin vermeyecek şekilde insan onuruna sahip çıktığını göstermelidir. İnsanı sevmeyenin, milletini sevemeyeceğini telkin ve tavsiye etmelidir.

Sevgili arkadaşlarım; 10 Temmuz büyük buluşmasına kadar ve bu tarihte yapılması gerekenler adına; -Milletin değişim talebinin mahiyetini iyi değerlendiren, bu talebin ülkücülerin iç işi olmaktan öte, milletin ortak talebi olduğunu kavrayan, sistemin bütününü demokratik esaslar dahilinde değiştirme ve milletin enerjisini ortaya çıkarılabileceğimiz hürriyetçi bir rejimin tesis edilmesi olarak değerlendirmek zorundayız. -Bu amaca ulaşabilmek ve milleti organize edebilmek için teşkilatçılıktan "entrika ve komitacılık" yerine "rasyonel organizasyon gücünü" anlayan, samimiyet ve liyakatle hareket edecek bir GENEL BAŞKAN ve ekibin ortaya çıkarılması birinci görevimizdir.

-Kin, nefret ve hesaplaşma saikiyle hareket edenlerin, hoyrat ve ölçü tanımayan yaklaşımlarını gözlemlemeye çalışalım, sevgi dilini esas almayan, husumet cepheleri oluşturan ve temsil eden kibir abidelerini ve bu duyguları kamufle etmek için, sağa sola şuursuzca saldıranları akıl ve mantık süzgecinin altına düşürelim. Türk milletine hiç bir faydası olmayan, kısır çekişmeleri ve polemikleri seslendirmek dışında hiç bir vizyonu olmayanlar yaygaracıları maşeri vicdanımızla fark edelim, ferasetimizle bunları bertaraf edelim.

-Cenab-ı Hakkın bizlere uygun gördüğü sıfatla "yaratılanların en şereflisi" olarak, aklımızı ve irademizi kimseye ciro etmeden, hür bireyler olarak, hem kendi hakkımızı hem de milletin hakkını sonuna kadar algı operasyonlarına teslim etmeden temsil edebilmeliyiz.

- İnşaallah son elli yılın en önemli fırsatını önümüzde bulduğumuz bu dönemi sevgi, bilgi, feraset, akıl ve projelerle değerlendireceğiz ve gerçekten milletin demokratik değişim taleplerini temsil eden "ümid" hareketi olduğumuzu ortaya koymak gibi tarihi bir mesuliyeti altındayız. Bu mesuliyeti Türk Milliyetçileri olarak 10 Temmuz'da yerine getiremezsek, korkarım ki altından kalkamayacağımız derin bir hayal kırıklığının müsebbip ve muhatabı olacağımız gibi, her şey için çok geç veya geçmiş olacak.

Islah ve iflah olmaz bir iyimser olarak, dua ve temennilerimizin gerçekleşmesi arzusuyla ALLAHA EMANET OLUNUZ...

Editör: TE Bilisim