İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet! İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet!
Park halindeki aracına çarpan araç sürücüsü ve ilgili sigorta hakkında açtığı 500 liralık tazminat davasını kazanan vatandaşa Yargıtay'dan kötü haber geldi. Manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığını, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması gerektiğine dikkat çeken Yargıtay, davacının kaza anında araç içerisinde olmaması sebebiyle kazada manevi eziyet çekmediğini belirterek kararı bozdu.

Eskişehir'de bir kişi, park halindeki araca çarparak araçta maddi hasara sebep oldu. Park halindeki araç sahibi, şüpheli sürücü ve aracın sigorta poliçesini düzenleyen şirket hakkında Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açarak, aracında oluşan hasar sebebiyle 9 bin 535 lira hasar bedeli, 100 lira değer kaybı, 455 lira taksi ücreti, 50 lira otopark ücreti ile 500 lira manevi tazminat talep etti. Davalı sigorta şirketi avukatı da mahkemede yaptığı savunmada, 5 bin 500 lira hasar bedeli dışındaki diğer talepleri kabul etmediklerini kaydetti. Mahkemede konuşan şüpheli sürücü de kazada davacının da kusurlu olduğunu, manevi tazminat talep etmekte hakkı olmadığını belirterek davanın reddini talep etti.

KAZA ANINDA ARAÇTA OLMAYAN DAVACI MANEVİ EZİYET ÇEKMEMİŞTİR

3 Ekim 2013 günü kararını açıklayan mahkeme, davanın kısmen kabul ederek 5 bin lira hasar bedelinin davalılardan müteselsilen, 455 lira taksi ücreti, 82,60 lira çekici ücreti ile 500 lira manevi tazminatın davalılardan tahsiline hükmetti. Mahkeme kararının davalı sigorta şirketince temyiz edilmesi üzerine son sözü Yargıtay 17. Hukuk Dairesi söyledi. Manevi tazminatın zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanması gerektiğine dikkat çekti. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de gözü önünde tutulması gerektiğine vurgu yapılan Yargıtay kararında, "Borçlar Kanunu'nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet (hakkaniyet) kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olaya bakıldığında, davacının kaza anında araç içerisinde olmadığı gibi kaza anını da görmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın oluş biçimine göre davacı manevi olarak eziyet çekmemiştir. Anılan nedenlerle manevi tazminat talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir." ifadeleri yer aldı.

Editör: TE Bilisim