Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti
Zonguldak Barosu Başkanı İ.Kerem Ertem, son günlerde hakim, savcı ve benzeri tutuklamalarla ilgili değerlendirmesinde, katalog suç kavramının ceza yargılama sisteminden çıkarılması gerektiğini söyledi. Ertem, yaptığı açıklamada, "Ceza soruşturmasında, hak ve özgürlükleri kısıtlayan gözaltına alma, yakalama ve tutuklama, el koyma gibi ve bu kısıtlamayı yürütülen soruşturmaların selametine bağlayan bürokratik ceza yargılaması anlayışı, aslında hukukun üstünlüğü ve gerçek hukuk devleti prensiplerine uygunluk taşımamaktadır. Bu anlayış bizce, Anayasa'nın 13. maddesinde ifadesini bulan hak ve özgürlüklerin kısıtlanması düzenlemesinin ruhuna da aykırılık doğurur." dedi.

Ceza yargılaması hukukunun, özellikle hak ve özgürlükleri kısıtlayan arama, yakalama, gözaltına alma kriterlerini, sağlam ve modern hukuk müktesebatlarına uygun bir çatıya kavuşturması gerektiğinin altını çizen Baro Başkanı Ertem, "Katalog suç kavramı, ceza yargılama sisteminden çıkarılmalıdır. Belli suç tipleri için kaçma şüphesinin var olduğunu esas tutan bu anlayış, uygulamada otomatik tutuklamayı beraberinde getirmektedir. Şüphelinin sabit iş ve ikametgahı da olsa, 'kaçma şüphesi vardır' kabulü bir önyargıdır. Bu haliyle ceza yargılama usulü kanunu, önyargıyla hak ve özgürlükleri kısıtlamaya cevaz vermektedir. Önyargılar, ceza hukukunun maddi gerçekliği bulma amacına kesinlikle aykırıdır." diye konuştu.

'KANUNUN DEĞİL, HUKUKUN ÜSTÜN DEĞER OLMASI GEREKİR'

Son zamanlarda yaşanan hakim, savcı ve asker tutuklamalarına değinen Ertem, şunları söyledi: "Hukukun üstün değer olması ve hukuka uygun devlet ilkelerinin, hukuk kurallarının kanunlara önceliği ilkesince yeniden gözden geçirilmeleri yerinde olacaktır. Türk hukukunun son yıllarda yaşadığı ağır tartışma ortamının, özellikle adil yargılanma hakkının icrası bakımından hukuk ve insan odaklılık temeli üzerinde mağdur, şüpheli ve sanık haklarının dengeli dağılımı çerçevesinde yeniden bina edilmesi gerekmektedir. Kanuna sıkı sıkıya bağlılık hukuki değil, inzibati ve bürokratik bir anlayışı hakim kılar. Tercihimiz kuşkusuz, hukukun egemen olduğu bir sistemden, hak ve özgürlüklerin asıl öncelikli değer olduğu bir toplum ve devlet yapısından yanadır."

Editör: TE Bilisim