1980 ÖNCESİ İSTANBUL ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANINDAN ERDOĞAN'A MEKTUP VAR!

Plihoz, Rize'nin Güneysu ilçesine ait bir bölgenin, bir yörenin adı. Bu yörede yaşıyan insanların karekteristik özelliği, çok çalışkan, çok inatçı, her konuda çok iddialı ve azimli olmaları. Esasen bu özellik, karadeniz insanını genelinde ve genlerinde var. Bu kültürel özelliği, yörenin folklöründe ve diğer sanat dallarında kendisini apaçık bir şekilde ifade ettiğini görmekteyiz. İşte Pilihoz yöresinin insanındada bu yapısal özellik fazlasıyla mevcut. Rivayet edilirki, zamanın birinde Rize valisi bütün köy ve mahalle muhtarlarını valiliğe çağırtır. Ve derki muhtarlara : " Her muhtar kendi köyünde veya mahallesinde ne kadar deli varsa toplayıp getirsin. Pilihoz muhtarı ise bütün köyü toplayıp getirsin ! " Bu hikayenin doğruluk derecesi nekadardır bilemiyoruz. Lakin, hikayede vurgulanmak istenen tema, Pilihoz insanının inatçılığı, çalışkanlığı, kavgacı ruhu ve tuttuğunu koparan olma özelliğidir. Bu konulardaki deli ruhlu oluşudur. Aynı zamandada, yufka yürekliliği ve bir anlık öfke sahibi olma özelliği taşıması...Yani, kindar olmaması, kin gütmemesi... Adaşım Pilihozlu... Ama kindar ! Ve intikamcı! Geri vitesi olmayan arabaya binmiş. Direksiyon başkalarının elinde.. Kendisi, ailesi , yakın çevresiyle birlikte ne yazıkki ülkeyide meçhul bir akıbete doğru sürükluyor. Ayakları yerden kesilmiş. Kendini bulutların üzerinde hissediyor. Aklınca cingöz olduğunu zannediyor. Senin uyanıklığın etrafındaki yalakalara söker. Bize değil! Horoz olduğunu sanıyosun ama, ayakların yere değdiğinde bir kocaman "hiç" olduğunu göreceksin. Kibir kişinin en büyük düşmanıdır. Nice krallar, sultanlar ve nice diktatörler kibrin ayakları altında yerle bir olmuşlardır. Kendini " cin " sanan Pilihozlu adaşım! Şunları hiç unutma: -Ölüm var ölüm -Böbürlenme padişahım senden büyük Allah var! - Ve senin bir hesabın varsa, O'nunda bir hesabı var!