ADALET; EKMEK VE SU KADAR ÖNEMLİDİR..
Rubil Gökdemir


SEVGİLİ ARKADAŞLAR;

Bir ülkede devletin bekası ve milli güvenliğin tehdit altında olduğu dönemlerde, güvenlik endişesi her şeyin önüne geçer. Böylesi dönemlerde "hak, hukuk ve adalet" sözleri veya arayışları, genellikle ve geniş kesimler tarafından fantastik talepler gibi karşılanır.

Oysa ki, bir toplum ve devletin en güçlü olduğu zamanlar, karar ve uygulamalarında toplumsal bünyeyi sağlamlaştıracak şekilde hukuka uygun davrandığı ve adaletin tecelli ettirildiği dönemlerdir.

Aksine, karşılaştığımız en müşkül meselelerde bile adaletsizlik duygusu uyandıracak her karar ve icraat, vatandaşlar nezdinde devlete "aidiyetin" çözülmesine, kurumlara güvensizliğin azalmasına ve genelde de sisteme karşı "yabancılaşma" duygusunu artırmaktan başka bir işe yaramaz...

Hepimiz hatırlayalım; hayatımızda muhatap olduğumuz en küçük adaletsizlik karşısında bile nasıl bir infiale kapılırız... Toplumların yaşadığı yoksulluk, işsizlik gibi haller bile "adaletsizlikle" iç içe geçmemişse katlanılabilir, tahammül edilebilir hale gelebilirken, toplumda haksızlık, adaletsizlik algısının artması kadar, katlanılamaz, tahammül edilemez "yıkıcı" başka bir etki söz konusu bile değildir.

Bütün bunları niye yazıyorum; 15 Temmuz darbe girişimi ve bölücü terörün azdırıldığı bir dönemde, bu badirelerden çıkmak için "milli birlik, bütünlük" fikrinin yapıştırıcılığına başvururken, hukuku ihmal etmek eğilimini taşıyoruz.. Bu fikrin etkisinin geçici olarak kalmaması ve "milli birlik" düşüncesinin kolayca tüketilmemesi için, devletin uygulamaları kapsamında hukuk ilkeleri doğrultusunda "adalet" fikrini zaafa uğratmamalı, aksine toplumsal dayanışmayı artıracak şekilde sonuna kadar "hak ve adalet" duygusunu güçlendirmeliyiz.

Adalet duygusunun güçlendirilebilmesi için, bağımsız ve tarafsız yargının iyi çalışması kadar, devletin uygulamalarında ayrımcılığı, taraf tutmayı önleyecek şekilde, liyakat, ehliyet ve eşit muamele ölçülerini de sonuna kadar gözetmeliyiz.

Aksi durumda ne kadar kuvvetli bir şekilde "MİLLİ BİRLİK, BÜTÜNLÜK" lafları edersek edelim, ülkenin bütünlüğü ve milletin birliğini kendi ellerimizle tehlike altına sokmuş oluruz.

Soruları çaldırılmış bir KPSS sınavına girmiş ve istikbaliyle oynanma haksızlığına uğramış bir gencin, ülkeye yeteri kadar bağlılığını milli sloganlarla sağlayamazsınız. Evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda adil yargılama hakkı ihlal edilecek şekilde, suçsuz insanları, suçlulardan ayıramıyor ve haksızlığa yol açıyor iseniz, bu yıkıcı adaletsizlik duygusunu telafi edemezsiniz.

Servet ve zenginliğin kaynağı olarak devlete yakın olmak gerektiği fikrini yıkamazsanız, adaletsizlik duygularını artırmış ve aksine zenginlik için, üretmek gerektiğine inanan bir topluma ve sağlıklı bir ekonomiye sahip olamazsınız.

Özetle; Bir toplumu "adaletsizlik" duygusu kadar derinden ve köklü olarak tahrip edecek başka da bir kötü örnek bulunmamaktadır.

Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü

DEVLETİN BEKASI VE MİLLETİN BİRLİĞİNİN yegane teminatı; toplumsal mutabakattan üretilmiş demokratik bir meşruiyet ve hukuk içinde kalarak yönetme yetkinizi kullanmaktan ve her alanda "adalet" üretmekten geçmektedir.

Editör: TE Bilisim