Seçim tarihi açıklandı, gözler YSK'da! Seçim tarihi açıklandı, gözler YSK'da!
 SEVGİLİ ARKADAŞLAR; Aşağıda yazdığım ve sizlerle paylaştığım görüşler; hiç bir cemaat veya gruba mensubiyet ve yakınlığım olmaksızın sadece hukukçu kimliğim ve vicdani sorumluluğum gereğince yazılmıştır:

"ZAMAN GAZETESİNE KAYYUM, BOYDAK HOLDİNGE OPERASYON" BİR ÜLKEDE MÜLKİYET HAKKI VE BASIN HÜRRİYETİ NASIL İHLAL EDİLİR ?

Beğenmediğimiz 1982 darbe anayasında bile, mülkiyet hakkı ve basın hürriyeti hukuki güvence altına alınmıştır. Peki bu durumda ileri demokrasiye ( ! ) geçtiğimiz iddiasında bulunan bir iktidar döneminde anayasal güvence altına alınmış bu hak ve hürriyetlerin nasıl bu kadar kolayca çiğnendiğine şimdi bir bakalım: Bir ceza soruşturmasında tedbir niteliğinde olmak üzere ticari bir şirkete veya gazeteye el konulabilmesi ve kayyım tayin edilebilmesi için, sözkonusu şirket veya gazetenin "suçtan elde edilen gelirlerle" kurulduğunun veya "terör örgütüne yardım ettiği"nin delilleriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir. Bu durumda, anayasal güvencelere rağmen, bu kararlar nasıl oluyor da bu kadar kolayca alınabiliyor? Bu sorunun cevabı yine 17/25 Aralık sürecinde gizli: Şubat 2014 tarihinde kadar geçerli olan mevzuatımıza göre; "el koyma veya kayyım tayini" kararları sebebiyle, kararın nuhataplarının bir zararı oluşur ise, bu zararlar "hazine" tarafından hak sahibine ödenir ve bu zarara yol açan savcı veya hakimlere de rucü edilirdi. Özetle yanlış karar verenler hakim ve savcı olsalar bile şahsi sorumlulukları esastı... oysa ki; 2014 yılında yapılan kanun değişikliği ile "paralel avcılığıyla" görevlendirilen yargı mensupları hukuken sorumsuz kılınarak, keyfi kararlar için korkusuz hale getirilmeleri sağlandı. Artık bu değişiklik ile en az 5-10 yıl devam edecek yargılamalar sonrası alınan kararların hatalı ve yanlış olduğu ortaya çıksa bile bu sebeple meydana gelen zararlardan kimsenin sorumlu tutulmasını gerektirmeyecek, sadece vatandaşların vergileriyle tazminat ödemeleri yapılacaktır. Bu süre içinde bu şirketlere el konulmuş ve muhalif gazetelerin susturulmuş olması da sağlanacaktır. Ne güzel... Kanuna karşı hile yoluyla muhalif sesleri sustur, mallarına el koy, bedelini ise millet vergileriyle ödesin..Kimse de bu yanlışlardan şahsen sorumlu olmasın...Ne güzel bir dünya, ne güzel bir hukuk düzeni... Hukukun bu kadar kötü bir şekilde kırbaç gibi kullanıldığı bir ülkede; demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, temel hak ve hürriyetlerden nasıl bahsedeceğiz..? Böyle bir ülkede kim hukuka güvenerek yatırım yapar, hür düşünceyi savunur? Kim bu ülkede hukukun üstünlüğünden bahsedebilir ? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. 200 yıllık muasır medeniyete ulaşma arayışımızın vardığı nokta bu mu olmalıydı..Adım adım sürüklendiğimiz noktanın ne kadar farkındayız ? Böylesine ağır hukuk ihlallerinin yaşandığı, "alaca karanlık kuşağının" kasvetinde yapılan seçim sonucu ortaya çıkan yönetimin, ne kadar sağlam bir demokratik meşruiyete dayandığını hep birlikte düşünelim...

SEVGİLİ ARKADAŞLAR;

Türk milletine mensup herkesin, insani duyarlılığı bulunan her ferdin sorumluluklarının kapsamında olmak üzere; haksızlığa, hukuksuzluğa kim muhatap olursa olsun; mezhebine, meşrebine, cemaatine, siyasi görüşüne bakmaksızın karşı durmak, sesimizi yükseltmek hepimizin insani ve islami görevidir. Aksi halde bizlerde haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığımızda; karşı çıkacak, sesini yükseltecek kimseyi yanımızda bulamayacağız. Unutmayalım ki, hak ve hukuk bilinci medeni toplumlara ait bir duygudur..Bedevi toplumlarda ise hukuk değil "vahşi güç" ve "ilkel öç" alma güdüsü esastır. Bizler sonuna kadar "milli irade" kavramını sadece hukuksuz ve keyfi kararların örtüsü olarak kullanmadan, demokrasi ve evrensel hukuk ilkelerini özümseyerek savunmak zorundayız. Türk milliyetçileri; milletini sevme ve milletin iradesini esas almaları sebebiyle, öncelikli olarak demokrasiyi savunmak ve demokrak olmak zorundadırlar. ( Lütfen yorumlarınızda "bunlarda geçmişte benzerini yapmıştı, bize mi kaldı bunları savunmak" gibi kimseye yakışmayacak beyanlarda bulunmayın)

ALLAH'A EMANET OLUNUZ...

RUBİL GÖKDEMİR
Editör: TE Bilisim