Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
Siyasi hayatımızda İstanbul Anadolu illerinden farklı olarak Ankara'nın bazen arka bahçesi bazen çöplüğü çoğu kez de politik arpalığıdır. Şehirde tepelere yakın istisna isimlerin dışında herkes yalnızdır. Şehre  yıllar önce başlayan göçte olduğu gibi filmlere bile konu olan gurbet vurgusu bugün siyasi hayatımızda devam ediyor.

İş bilenin kılıç kuşananın ceketlerden tutunup yol alanlar için problem yoktur. Ama gariban samimi halk siyasetçileri için Bizans engellerine benzer duvarlar hep vardır. Nerede ise kula kulluk eder gibi tam bir siyasi köle düzeni kurulmuştur. Bunun adını milyonlarca insana demokrasi diye takdim ederken millet iradesi milletin partisi diyerek oy avcıları avlarını ağlarına atıyor.

İktidar gücünü kullanarak cunta idaresinin diğer adı ile darbecilerin 1983 yılında belirlediği yasalarla adaylarını belirleyip bunu millet iradesi olarak takdim ediyorlar. Gerginlik siyaseti din istismarı kutuplaştırma dayatma adayların sosu olacak bunun adı demokrasi millet iradesi olacak kim bu güce genel başkana itiraz edebilir ki? İki dudağının arasından ikbal susan adeta siyasi feodal ağaların lafının üstüne laf edilebilir mi? Bu özgürlük çağında ülkem adına utanıyorum.

Bu mu insan onuru bu mu insanı yaşatmak devleti yaşatmak bu mudur? Yukarıdan ne buyurulursa aşağıda hiç kimsenin itiraz etme şansı yoktur. "Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi" anlayışına adeta yolculuk vardır. Aşağıdakiler savunmasız edilgen pasiftir. 

Sabri Şenel

Editör: TE Bilisim