Meral Akşener ihraç istemiyle disipline sevk edilmişti... Kendisinden savunma istiyor Merkez Disiplin Kurulu... Savunma isterken iddiaları da sıralıyor... İddialar gerçekten çok vahim!..

Meselâ Fatih Portakal'la olan programda "İletişim, istişare ve hiyerarşi problemimiz var. Yukarısı emir veriyor, aşağısı tekmil veriyor" demiş... Gerçekten ayıp etmiş!.. İhraç yetmez, kırk da değnek vurulması lâzım!.. Gerçekte MHP'de aşağısı emir verir, yukarısı tekmil!.. Akşener çok kötü çarpıtmış!..

"Gülen dahil herhangi bir cemaat veya tarikatla ilgim yok, olsaydı gururla söylerdim" demiş... Olmadığını vurgulamak için kullandığı bu yöntemi 'disiplin memurları' parti politikalarına aykırı bulmuşlar... Gülen'in televizyonlarına çıkıp 'cemaatin MHP imamı' gibi konuşanların, televizyonlara el konulurken polislerle yaka paça olan parti yöneticilerinin ve milletvekillerinin ne zaman disipline sevk edileceği ise merak konusu!..

CNN Tarafsız Bölge programında "Yerel teşkilatların önerdiği milletvekili adaylarının önemsenmediğini, parti içi demokrasinin işletilmediğini, halkın ne istediğine kulak verilmediğini" söylemiş... Bu da şık olmamış!.. Partide demokrasi öyle işletilmiştir ki, o demokrasinin gözünden sürme alınmıştır da demokrasinin haberi olmamıştır!.. İşletme dediğin böyle olmaz... "1000 imza da getirseler kurultay yok" sözü partinin çaycısına aittir!..  Ayrıca halk istemese büyük şehirlerin birinci sıralarına o illerden olmayanlar yerleştirilir miydi? Milletvekili sıralamaları halkın büyük nümayişleri sonucu gerçekleşmiş demokrasi zaferleridir!.. Örnek mi? Al sana Adana... Al sana Mersin... Al sana İstanbul...

Meral Akşener parti teşkilatlarının kapısına kilit vurulduğunu, kapatıldığını iddia etmiş... Külliyen halt etmiş... MHP teşkilatlarını MHP Genel Merkezi değil, Hürriyet ve İtilaf Fırkası kapatmıştır!.. Bir kısmını da Alman Hıristiyan Demokratların kapattığı tespit edilmiştir!..

YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi

Savunma isteği yazısının 6. Maddesi'nde belirtildiği üzere konuşmalarında 'Genel Başkan seçilmek'ten söz etmiş... Burada da haddi gerçekten aşmış!.. MHP'de Genel Başkanlık 'seçilecek'bir makam değildir ki!.. Önce KPSS'ye girilir, ardından mülâkata, başarılıysanız veyahut da 'hamili kart yakinimdir' kartınız varsa ondan sonra da 'atama' olur!.. Seçmek seçilmek neymiş Allah aşkına!..

7. Madde'de "Her birimize ağır hakaretler edilmesine rağmen sustuk" demiş... Bu da Genel Merkez yöneticilerinin hakaret ettiği yönünde 'gerçek dışı beyanda bulunmak' suçuymuş... Bu'ağır itham'a normal beyinle cevap verilmez, normal ağızla da gülünmez!.. Savunan yerleri ağrır insanın bu itham karşısında!..

"Parti kapatmalarını ihtilalciler yapar" demek suretiyle parti yöneticilerini ihtilalcilere benzetmiş Meral Akşener... Doğrusu bu lâf kavgada bile söylenmez!.. Paçalarından demokrasi akan bu şahıslar, parti kapatmamışlar, Orta Çağ karanlığında debelenen şubelerine 'aydınlanma şuuru'zerk etmişlerdir... Üstelik kapatılan yerler varsa onların Ramazan'da partide tombala oynattığı belirlenmiş ve kapılarına jandarma eşliğinde mühür vurulmuştur!..

Akşener bir konuşmasında "Kapandığınız odalardan çıkın, güç aldığınız koltuklardan kalkın"diyerek Genel Merkez yöneticilerinin çalışmadığı ve ehliyetlerinin olmadığı şeklinde algı yaratmış... 12. Madde'ye göre gerçeğe aykırı beyanda bulunmuş... Merkez Disiplin Kurulu'nun bu kanaatini paylaşmamak imkânsız!.. Doğru cümle şu şekilde olmalıydı: Kapandığınız odalara iyice gömülün... Güç aldığınız koltuklara iyice yapışın!.. Ne olur ne olmaz!..

16. Madde'ye göre Akşener "Dedikodu ile hain ilan ederek, fitneci ilan ederek yapılan siyaset anlayışını baştan sona değiştireceğiz" demek suretiyle partinin dedikodu ile yönetildiği izlenimi vermiş... Hayatlarında bir kere bile olsun 'hain, komplocu, ajan, okyanus ötesinin elemanı, fitneci' gibi kelime kullanmamış, dilinden 'ülküdaşlık hukuku'nu, sevgiyi, muhabbeti, kardeşliği düşürmemiş bu zatlara gerçekten ayıp edilmiş!.. Kurultaylarda rakibini yenince "Burada baş kaldıran fitneyi ezdiniz" diye öfke ve gururla konuşanlar başkalarıydı!.. Kim karıştırıyorsa bunları fitnecidir tabii ki!..

Bir de sen misin "Ekmeleddin İhsanoğlu bir paralel proje ise onu seçen baş paralel de Sayın Bahçeli oluyor?" diyen? Oldu mu şimdi? İhsanoğlu'nu CHP'yle birlikte Erdoğan'a karşı aday olarak çıkaran irade Bahçeli'nin iradesi değil ki!.. CHP ve MHP'nin otoparkçıları, telefon santrali görevlileri ve çaycıları uygun bir zulada bir araya geldiler ve istişareyle karar alarak İhsanoğlu'nu aday yaptılar!..

Sütunumuz bu kadar... Yoksa diğer maddeleri de değerlendirip, 'büyük oyunun nasıl bozulduğunu' gösterirdim ama şimdilik bu kadarla idare edin!..

Editör: TE Bilisim