Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler
 Ataturk hep siyasi kimligiyle biliniyor. Peki entelektuel bir insan miydi? Evet, hem de tarifi mumkun olmayacak kadar. Cunku kendisinin yaninda ayni zamanda halkin entelektuel seviyesine katki saglamak icin de vazgecmemek gibi bir huyu vardi. Cok bilinmeyen bir kac sey anlatmak istiyorum bu konuyla ilgili.

Ataturk, buldugu her firsatta vatandasa soru sorar, bilemezler ise "bunu mutlaka arastirip ogren" deyip bir de arastirma ruhunu beslerdi insanlarin. Manav, berber, vekil ve aile bireyi diye ayirt etmeden herkese yapardi bunu.

Cogu saglik kontrolunu evde oluyordu. Bugunlerden birinde, dis hekimine o siralar okudugu bir sosyoloji kitabindan bir kac soru soruyor. Hekim, sorularin yanitina hemen cevap verecek durumda olamadigi icin mahcup oluyor. Ataturk de o mahcubiyetten hemen kurtulmasi icin isi biraz sakaya da vurarak "biliyorum siz kendi mesleginizde en buyuk basariyi zaten gosteriyorsunuz layigi ile yaparak; fakat bunun yanisira baska meselelere de ilgi duyup okumanizi tesvik etmek istedim ve bu kadar aykiri konulari bilhassa sectim" diyor. 

Bir sonraki randevularinda dis hekimi sorulan sorularin hepsini yanitlamis, uzerine bir de kafasina takilan birkac soru bile sormustu Ataturk'e. Ataturk hem gurur duymus, hem de mutlu olmustu. Hekim icin hemen "bunlara da ilgi duyacaginiza eminim" diyerek bazi kitaplar hazirlatip hediye ediyor orada. 

Mesela Ataturk'un en sevdigi seylerden biri, bogazda tekne ile turlamakti ve bu tur esnasinda degismeyen bir rutini vardi. O an orada her kim varsa toplanip bir kitap yahut herhangi bir guncel konu uzerine konusulur, istişare edilirdi. Gezi bittiginde herkesin bir sey ogrenmis olmasini saglardi. 

Ataturk her Ankara'da bulundugunda, O'na resmi isler disinda yapilacak aksam yemegi ve davetler gibi seyler icin masaya kimlerin cagrilacagini sorarlardi. Bu kisiler hep ulkenin aydin insanlari olarak belirlenir ve konusulacak konulari kendisi yazdirip "bugun bu kitaplar, su meseleler uzerine konusalim" seklinde talimat verirdi. 

Bir gun Ankara'da "yurt bilgisi ve tarih" dersi icin hazirlanan mufredati yeterli bulmamis, Almanca ve Fransizca bazi kitap isimlerini bizzat vererek bu kitaplardan ceviriler yapilip mufredatin genisletilmesini istemis. Olaya bakar misiniz? O da yetmemis, kendisi mufredat icin sayfalar dolusu seyler yazarak teslim etmis.

Velhasil arkadaslar, saymakla bitmez bunlar. Ataturk'u yeteri kadar tanimiyoruz bile. Dusunun ki bunlar gibi yuzlercesini yasayip yasatmis.

Zamaninin cok cok otesinde, ucsuz bucaksiz, deniz derya bir adam dusunun. Su gun yasadigini dusunun. Ayila bayila izledigimiz Kanada Basbakani'nin daha fazlasinin bizde oldugunu dusunun. 

Editör: TE Bilisim