Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!
İşte Bahçeli'nin konuşmasından bir kesit.

Misak-ı Milli; stratejik bir diriliştir ve kendi irademizle sınırlarımızın tekrar belirlenmesine dönük kuvvetli bir karardır.

Bağımsızlığa sevdadır, Türk milletinin son anayurdunda dünya durdukça yaşayacağının kesin ilamıdır.

Namusumuzla, haysiyetimizle, kimliğimizle yaşamanın azmi, şehit kanlarıyla kazanılan vatan topraklarının bağış ya da lütufla elde edilmediğinin ispatıdır.

Misak-ı Milli işgalin en karanlık bir döneminde; hala varım!, ayaktayım!, sönmedim!, yenilmedim!, vazgeçmedim! diyen Türk milletinin dillere destan direnişidir, diklenişidir ve zalimlere karşı dimdik duruşudur.

Bu duruşun mirasçısı Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

Bu duruşun bu zamandaki sancaktarı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir.

İstenirse, verilecek toprağımızın, terk edilecek ilimizin, paylaşılacak vatanımızın, vazgeçilecek insanımızın, indirilecek bayrağımızın ve gidilecek yurdumuzun olmadığını can pahasına da olsa gösterir, melanete hançer gibi saplanırız.

Türk milletini hafife alıp bu devranın süreceğini sanan rüşvet ve yolsuzluk çeteleri, TBMM’de kanun kaçaklarını akladığını sanan zavallılar, teröristlerle müzakereyi çözüm sanan gafiller; bu millet ölmedi, bu millet bitmedi, Milliyetçi Hareket Partisi henüz son kozunu oynamadı.

Suudi kralına milli yas ilan edip, sevda tepesi için bağış adı altında rüşvet alan, ecdat yadigarı emanetlerin yağmalanmasına göz yuman suçlulara diyecek sözümüz vardır.

Emperyalizmin tetikçisi olup da Ortadoğu ve Afrika’da ucuz kahramanlık taslayan 17-25 Aralığın bir numarasına söyleyecek sözümüz vardır.

Somali’de aç doyuran, Türkiye’de aç bırakan adalet ve ahlak tanımazlara, vicdan bilmezlere Milliyetçi Hareket’in mutlaka tepkisi ve itirazı vardır, bu da sandıkta milli bir uyanışla tescillenecektir.

Editör: TE Bilisim