Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü
 - Adın, soyadın ?
- Cengiz Baktemur
- Kaç yaşındasın Cengiz ?
- 20
Sorduğu soruların cevabı önünde yazılı olan hakim iyiden iyiye süzmeye başlamıştı Cengizi 2 metreye yakın boyu korku veren bakışları vardı bu gencin, sesizliği bozan yine hakim oldu
- Ne diye öldürdün, niçin öldürdün?
- Arkadaşlarımı vurmuşlardı sıra bendeydi. Ben vurmasam günün birinde onlar beni vuracaktı, sizleri vuracaktı, Türk milletini bedbaht kılacaktılar..
Usulen sorulan bu soruların belliydi aslında sonu idam ...
Cengiz gülüyordu ölene kadar da bir kere olsun eksilmemişti o masum tebessüm yüzünden... 
Ama ana yüreği bu dayanır mi hiç ölüme hele oğluna verilmiş ise bu karar...
Sinir krizi geçirdi kararı duyunca Cengiz'in ardından da felç oldu o kutlu ana... Bir kere olsun gösterselerdi anacığını Cengiz de gülmezdi belki kıyamazdı anasına...
Usulen son isteğini sordular Cengiz'e
- BİR BAYRAK, BİRDE KURAN İSTİYORUM !
Az sonra uğruna kanını dökeceği, kutsal emanetleri görmek istedi Cengiz...
Ortalık bir anda hareketlendi gardiyanlar koğuşlara doğru koşmaya başladı. Bir müddet sonra elinde Kuran ile bir gardiyan geldi. Fakat hala bayrak yoktu ortalıkta. Bir süre sonra bir gardiyan elinde küçük bir bayrak ile girmişti salona, Cengiz önce üç kere Kuran'ı öptü sonra bayrağı omuzlarının hizasına getirdi ve sesli olarak
- Ey benim şerefli bayrağım... Ben seni dalgalandırmak için çok mücadele ettim ama seni dalgalandırmaya gücüm yetmedi... dedikten sonra öpüp başına koydu.
Ayrılık vakti gelmişti artık...
Daha önceden hazırlanmış olan idam yaftası boynuna asıldı. Başında yünden örülmüş bir külah vardı. İdam yaftasını asarken bunu başından almak istediklerinde,
-Onu başımdan almayın. Onu cezaevindeki ülküdaşlarım benim için ördüler...dedi.
İnfaz komuta heyetinde yine bir homurdanma oldu ama sonunda külahın başında kalmasına izin verildi. 
Cengiz, tabureye çıkarken cellat da mecburen yanında belirdi. Yukarıdan sarkan kemendi telaş içinde Cengiz'inn boynuna geçirip aceleyle tabureye bir tekme atarak kaçtı. Karanlıktan da faydalanarak adeta saklanmak ister gibiydi.
Anlaşılmaz bir hırıltı kapladı ortalığı... Loş karanlığı aydınlatan lambanın beyazından başka bir renk yoktu ortalıkta. Ne kadar geçti bilinmez, Cengiz hala can çekişiyordu. İçlerinden biri, içinde biriken nefesiyle avazının çıktığı kadar bağırdı:
- BÖYLE İŞKENCE OLMAZ ... TUTUN ULAN KALDIRIN!!
Aynı duyguları paylaşan iki asker zembereğinden boşanmış bir yay gibi atılarak Cengiz'i ayaklarından tutup havaya kaldırdılar.
Az sonra bir köşeye sinmiş olan cellat bulunup geri getirildi ve bu defa ipi Cengiz'in boynuna tam geçirmesi söylendi.
Ve... cellat, tekrar tabureye tekme attı.
İki kere asılmıştı Cengiz sonunda koca bedeninden sonsuzluğa doğru yola çıkmıştı ruhu...
Cenazesini memleketi Malatya'ya kaldırdılar. Bir can daha gitmişti gençlikten, bayrak için, Kuran için bir genç daha düşmüştü kara toprağa...
Bir kahramanlık öyküsüydü hayatı...
Son olarak Zafer İşleyen'in Sızı albümünde hatırlandı Cengiz dinlemenizi tavsiye ederim.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun yiğit BAYRAK ADAM..!!
02.05.1982 Nuray Şahhüseyinoğlu


Editör: TE Bilisim