Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler
 Adı lazım değil, basının lokomotif gazetesinde bir haber başlığı:

“Talihsiz askerin cesedi bulundu”

“Cesedi” bulunmuş!..

Bir yandan kızmayayım diyorum ama öte yandan içim içimi kemiriyor. Çünkü liguistik ve kültür ilişkisi bugünlerde en çok dikkat ettiğim konu.. net olarak şunu söyleyebilirim.

"Kullandığımız dil,kültürümüzü belirler; Kültürümüz ise eylemlerimizin çıkış noktasıdır"::

Bugünlerde çevrenizde Türk Kültüründen insanları göremiyorsanız; kendisi Türk kimliğinde ama davranışı "bedevi" insanları görüyorsanız, bilin ki, onları önce lisanla bozdular...

Maalesef eski Türk filmlerinde kalmaya başladı Ayhan Işık zarafeti... eski yıldızlar dolmuş şöförünü de oynasalar, özenli (ve kısmen şimdilerde alay edilen) bir İstanbul beyefendisi gibi konuşurlardı...

Oradan da dalga dalga tüm topluma yayılırdı.

Bakın kardeşim!

Siyasetçiler bile her kelâmı edebilir ve hataları kısmen hoş karşılanabilir. Çünkü politikacı olmak için gerekli olan eğitim, okur-yazarlık ile akademisyenlik arasında herhangi bir yerde olabilir.

Ancak gazetecilikte böyle değildir. Politikacıda hoş görülebilecek “dil yanlışları” ve uygunsuz kullanımlar, gazetecilikte hoş görülmez.

Sen askerin naaşına “ceset” diyemezsin! Yok öyle bir dünya…

“Tarabya sahilinde kimliği belirsiz bir erkek cesedi bulundu” diyebilirsin örneğin…

Ya da “her yer hayvan cesetleriyle kaplıydı” diyebilirsin haberini yazarken…

Ama bilinen bir insan ya da “şehit” diye kutsallaştırılmış bir kavramdan bahsediyorsan “CESET” diyemezsin. Ki, askerlik görevini yaparken ölmüşse kanunlar muhtemelen "şehit" diyecektir senin o "ceset" dediğin mübarek bedene...

Yok öyle Türk kaşığıyla Amerikan bilmem nesini karıştırmak! Evet, Amerika’da hepsine “body” deyip geçiyorlar ama bizde öyle değil.

Mesela, “Hz. Ali, peygamberin mübarek naaşını kucaklayıp kabrine indirdi” derken de, “naaş” yerine “ceset” kelimesini kullanamazsın! Hıyarlığın ve öküzlüğün daniskası olur! Peygambere saygısızlıktır.

İşin kötüsü, bu tarz saygılı dil kullanımının ne eğitimi, ne de yazılı kitabı vardır… yani tamamen kültürünü bilmekle ayrımına varacağın bir şeydir. O bakımdan sen de haklısın belki… daha kendi diline bile yeterince nüfuz edememişken, kalitesiz bir eğitimle ana dilini kullanabilme becerisi de verilmiyor şimdinin okullarında… Ancak yine de olmaz... kendi kendini sen yetiştireceksin! Kültürünle bu denli yabancıyken, gazetecilik mesleğini yapamazsın kardeşim. Üzülerek söylüyorum ki, senin durumun budur.

Bu arada, eski TRT programlarını izliyor musunuz? O ne muazzam saygılı dil kullanmalarmış.. kıymetlerini bilememişiz eskilerin… mesela onlar böyle fahiş bir hataya asla düşmezlerdi. “Naaş” derlerdi, “”filancanın cenazesi” derlerdi ama asla “ceset” demezlerdi.

Şimdi;

Allah göstermesin ama yakın ailenden biri kazada ölse ve haberlerde o senin dün kucaklaştığın insan için “ceset” ifadesi kullanılsa, ne hissederdin

Duyumsamışsındır umarım sıkıntıyı!

Sen de bu milletin askeri için kullanma arkadaşım!

“Ceset” kelimesi kibar muhitlerde sahipsiz hayvanlar için bile kullanılmaz...

Azıcık zarafet herkese lazım…
 



İşte o basının amiral gazetesinin haber başlığı yukarıdaki resimde... Manşette ise naaş sahibine "talihsiz asker" yazmışlar Üstelik bu gazete bunu hep yapıyor. Kimlerin ölmüşüne "ceset" demediler ki... Çok yazık!

Dr. A. Erhan Ayberk


Not:
"Aleme verir talkını, kendi yutar salkımı" demeyin.. ben de biliyorum "dilini eşek arısı soksun!" demenin kendi övdüğüm zarafet ile çeliştiğini, lakin askerin naaşına "ceset" diyene de en kibar bu denir kardeşim!







Editör: TE Bilisim