Yıl 1950... dünya kentleri arasında bir güzellik yarışması yapılır. istanbul da adaylar arasındadır. ama yöneticilerimiz sıralamaya gireceklerine bile inanamazlar, zira şehir harap ve perişandır. yolları henüz arnavut kaldırımıdır, ortalıkta at arabaları, faytonlar, hamallar dolanır. kadınlar galvaniz kovalarla su taşır, sokak aralarında çocuklar haykırır. düşünebiliyor musunuz arsalarda hayvanlar otlar, mahalle aralarında bostanlar ve bostan kuyuları vardır. vapurlar kömürlüdür, nakliye mavna ve takalarla sağlanır. osmanlının muhteşem günlerinden kalma eserler şirin ama bakımsızdır. mezar taşları yosun tutmuştur, kubbeler yıkık, minareler kırıktır. söyleyin şimdi bu şehrin, cetvel caddeli modern hemcinsleri yanında ne kadar şansı vardır? uzatmayalım yarışma neticelenir ve istanbul en yakın rakibine (rio de janeiro'ya) fark atarak birinci olur, bizimkiler şaşırır kalır!

o günlerde şehrin nüfusu ancak bayrampaşa kadardır. ancak hızla büyüme temayülündedir ve on sene, yirmi sene sonrası için tedbirler alınmalıdır. budapeşte, viyana ve floransa gibi batılı kentlerde yapılanlara bakılırsa tarihî alanlar korunmalı,yakınlara bir yerlere (maslak, ataköy, kartal) uydu kentler kurulmalıdır. eyyûb sultan, üsküdar, beylerbeyi ve beykoz gibi tarihî semtlerde bırakın yapılaşmayı tamirat bile kontrol altına alınmalıdır. özellikle suriçi bilim, kültür, sağlık, spor (haliyle turizm) merkezi olmalıdır. kale kapılarından içeri motorlu vasıtalar alınmamalı, ulaşım o nostaljik tramvaylarla sağlanmalıdır. şehir hem maziyi yaşamalı hem de dünya çapında kongrelere, festivallere, sanat olaylarına ev sahipliği yapmalıdır.peki suriçi imara açılmazsa şehir sıkışır mı? asla, zaten istanbul'daki tarihî semtlerin hepi topu 5 kilometre kare kadardır. buralarda mülk edinmek kolay olmayacak, en döküntü konaklar bile elden geçecek ve yorgun ahşaplar kıymet kazanacaktır.

aşağıda yıkılmış olan eserlerin sadece bir kısmı verilmiştir.

-camcı ali mescidi (vezneciler) 1957 yılında yıktırıldı.-fatih camii. (vezneciler) izi bile yok.-emin mescidi (sirkeci istasyonunun altındaydı) üzerinde otopark ve benzin istasyonu var. 1955 yılında yıktırılan camii istanbul’a kimlik veren şaheserlerden biriydi.-hakim çelebi mescidi (laleli'de nefis bir kanuni devri eseri idi) ve sadrazam hasan paşa mescidi (vezneciler) istanbul üniversitesine katıldı.-hatice usta camii (vezneciler) 1956 yılında yıktırıldı. tek binası yapıldı.-kepenekçi ishak mescidi. (beyazıt) üzerinde maliye muhasebe yüksek okulu var.-papazoğlu mescidi (unkapanı) tarzında bir zirve olan bu 17 yy eseri atatürk bulvarı açılırken gereksiz yere yıktırıldı. üzerine tekel binası yapıldı.-bıyıklı hüsrev mescidi (cerrahpaşa) hastaneye katıldı.-hubyar mescidi (cerrahpaşa) hastaneye katıldı.-papazoğlu mescidi. (laleli) üzerine kent otel'in üstündeki okul yaptırıldı.-keskin dede mescidi (beyceğiz) 1945 yıktırıldı. yerinde ahmed rasim lisesi var.-müneccim sadi mescidi çapa tıp fakültesine katıldı.-nazmi tekke mescidi (1601 tarihli) çapa tıp fakültesine katıldı-malkoç süleyman c. (yenikapı-langa) yol bahanesi ile yıktırıldı.-hoca teberrük mescidi. 1717'de yaptırılan sanat değeri yüksek bir binaydı. 1941-42 yılında yıktırıldı. üzerinde imç var.-voynuk şücaeddin (arabacılar camisi ). 1956 yılında yıktırıldı. emri kimin verdiği bile anlaşılamadı. hazire darma duman edildi içlerinden sadece istanbul'un ilk belediye başkanı hızır bey'in mezarı kurtarılabildi. üzerine imç blokları yapıldı.-revani mescidi (unkapanı) 1941 yılında atatürk bulvarı açılırken gereksiz yere yıktırıldı. divan edebiyatının ünlü isimlerinden revani çelebi mezar taşı bile yok edildi.-başkadın emetullah mescidi ile darphane mescidi (simkeşhane) 1956 yılında prost tarafından iki tane bizans sütunu çıkarmak için yıktırıldı.-ilyaszade m. (topkapı) mimar sinan eseriydi. 1954 yılında yıkıldı.-karagöz mescidi (saraçhane) 1488 tarihli eser 1935 yılında yıktırıldı.-firuzağa mescidi (saraçhane) 2.beyazıt devri atatürk caddesi açılırken yola tesadüf etmediği halde yıktırıldı.-süleyman subaşı camii (unkapanı) 1571 yılında mimar sinan tarafından yaptırılan camii sinan’ın 19 yy üslubunu yakaladığı tek eseri idi. bu nefis eser 1942 yılında atatürk bulvarı açılırken gereksiz yerde yıktırıldı. arsası yola katılmadı boş kaldı.-altıpoğaça camii (fatih)1482 yapımı 1942 de yıktırıldı. arsası gecekondu işgalinde.-azepler mescidi (unkapanı) hoca sinan tarafından yaptırılan bir fatih devri eseriydi 1942 yılında atatürk bulvarı açılırken hamamı ile birlikte yıktırıldı.-camcılar mescidi (aksaray) 1956-57 arasında yıktırılan 54 camiden biri-çakırağa mescidi (aksaray) iski'nin karşı köşesindeydi.1479 tarihli mescid 1956 yılında sebebsiz olarak yıktırıldı. yerinde çok katlı mağaza var.-davutpaşa mescidi (yedikule) 1957 yılında sahil yolu açılırken yıktırıldı izi yok.-denizabdal camii (şehremini) 1551 tarihli cami mimar ilyas eseri idi. kalabalık bir cemaati vardı, cemaat "size daha büyük bir cami yapacağız" vaadi ile kandırıldı. arsasının çok az bir kısmı millet caddesine katıldı.-gülşeni mescid (fındıkzade) 16yy eseri. kızılelma cad açılırken yıktırıldı.-hasan halife m. (fevzipaşa cad) yeri apartman oldu.-münadi mescidi (çapa) millet caddesi açılırken yıktırıldı.-kara mehmed paşa camisi (aksaray) bugünkü meydan altında kaldı.-kazasker abdurrahman efendi camii. (çapa) 1957'de topkapı yolu açılırken yıktırıldı.-molla gürani mescidi (fındıkzade) 1488 tarihli mescid millet caddesi açılırken yola katıldı.-oğlaklar tekkesi 1957 yılında millet caddesi açılırken yıktırıldı.-ördek kasap mescidi (guraba) arsası yola katıldı.-payzen yusuf paşa mescidi (itfaiye) fevzipaşa caddesine katıldı.-pazar tekke mescidi (pazar tekke) nefis bir 16 yy eseri idi. şu anda yerinde benzin istasyonu var.-saraçhane çarşısı mescidi (saraçhanebaşı) yıktırıldı. üzerinde resmi daireler var.-mimar ayas mescidi. (saraçhanebaşı) horhor caddesinin başındaydı. yola gelmiyordu ancak 1957 yılında cemaate "size daha büyük bir cami yaptıracağız" vaadi ile kandırılarak yıktırıldı.-sarı musa camii (haseki) millet caddesine katıldı.-sekbanbaşı mescidi atatürk bulvarı açılırken yolun gerisinde kalmasına rağmen yıktırıldı şu anda üzerinde emlak bankasının apartmanları var.-simkeş mescidi vatan caddesinin altında-soğuk kuyu mescidi (zeyrek) park oldu.-sultan camii (aksaray) 1543 tarihli eser yola gitti-hatice sultan mescidi (edirnekapı) yola gitti.-şirin bey mescidi (muratpaşa) 1504 tarihli eser 1956 yılında türbesi ile birlikte yola.-tüfenkhane mescidi (unkapanı) kanuni devri eseri satıldı.-yayla camii (sofular) 1945'de yıktırıldı.-yenibahçe mescidi (ulubatlı) şu anki orduevinin az önündeydi. bu 3. mehmed devri eseri vatan caddesi açılırken (1957) yıktırıldı.-zeytinciler mescidi (unkapanı) 1955 yılında yola katıldı.-çobançavuş camii: haziresinde ulemanın yattığı cami 1911 yılında mercan'dan laleli'ye uzanan yangında tek çöpü bile yanmadan kurtuldu herkes hayret etti. 1959 yılında yıktırıldı. arsası boş ve iştah kabartıyor.-bu arada sayısız çeşme (mesela kanuni döneminden kalan kırkçeşmeler) medrese, tekke ve türbe de yok edilmiştir.

görenler bilir, italyan şehirleri daracık daracık sokaklardan ibarettir. öyle ki mahalle aralarına küfe vurulmuş merkep bile sığdırmak kabil değildir. çok az insan evlerinin önüne araba ile gidebilir, halk belki de bu yüzden o tombul motorlardan (vespalardan) edinir, 80'lik kadınlar bile pedal çevirir. italyanların topolino, cinciquetta gibi küçük arabalara meyilleri bundandır, yoksa şevrole kullanmasını onlar da bilir. şehir sakinleri avuç içi kadar avluya bakan dıştan merdivenli viraneleri asla yıkmaz... yıkamaz! devlet adamın penceresindeki çiçeğe bile karışır. kimse "keyfi öyle istiyor" diye evini dilediği renge boyayamaz, plastik doğrama, alüminyum vitrin taktıramaz. ahşap kullanmak zorundadır, fabrikasyon çivi bile çakamaz. zaten o eciş bücüş sokaklar olmasa napoli, napoli; torino, torino olmaz. memleket turist dolmaz.işte türkiye tam böyle bir kararın arefesinde iken başımıza (nerden çıktıysa ve kimden güç aldıysa) henry prost adında bir mimar tebelleş olur. adam istanbul'a ne zaman gelir, şehri ne kadar tanır bilmiyoruz ama le corbusier gibi ünlü bir ismin önüne çıkar. planları onaylanır (1938) ve kentin üzerinde kara bulutlar dolanmaya başlar.

mimar mı, kasap mı?

vali ve belediye başkanı sayın lütfi kırdar bu mimarın tesirinde kalır. görevde bulunduğu müddetçe (1938-1949) ona arka çıkar. istediği her yıkımı yapar. prost, dünya kentlerinin metroya yöneldiği yıllarda istanbul'u geniş caddelerle donatmakta ısrarlıdır. zira bu bahane ile bir minare ormanını andıran şehri budayacak ve bizans eserlerini ortaya çıkaracaktır. nitekim atatürk bulvarı ile bizans kemerini şehrin silüetine katar, surlara paralel seyreden yollarla roma mirasını gözümüze sokar. eyüp, ayvansaray gibi medrese, tekke, cami, türbe, kabristan kesafeti olan bölgelere aşikare tırpan atamasa da, şeytanın bile aklına gelmeyecek bir tuzak kurar! tutar altınboynuz'u sanayi bölgesi yapar. böylece hem dünyanın en büyük foseptik çukurunu elde edecek, hem de işçi kesimini havaliye celbederek tarihî eserleri gecekondulara ezdirecektir. bir gün haliç'in beton karası binalarla kuşatılacağını, suyunun kirleneceğini ve havanın kenef gibi kokacağını iyi bilir. yetmez aynalıkavak kasrı'ndan okmeydanı'na kadar uzanan alanı (fatih'in ordusu namaz kıldığı için istanbullular o toprakları mescid kabul eder hayvan bile otlatmazlar) yeryüzünün en çirkin yapılaşmasına açar. o güzelim menzil taşlarını hırslıların ve hırsızların önüne atar.

prost ilk darbeyi saraçhane-unkapanı arasında vurur. atatürk bulvarı açılırken yıkılan eserler sanat tarihçilerinin yüreğini yakar. çandarlı ibrahim paşa hamamı, altuncuzade tekkesi ve süleyman halife mektebi bir yana hoca teberrük mescidi sanat değeri çok yüksek bir binadır. revani mescidi hiç gereği yokken yıkılır. divan edebiyatının ünlü isimlerinden revani çelebi'nin mezar taşı dahi kırılır. bir bayezid devri eseri olan firuzağa mescidi yola tesadüf etmez. buna rağmen bileti kesilir, ortadan kaldırılır. hoca sinan tarafından yaptırılan azepler mescidi fatihli yıllardan kalmadır ama hamamı ile birlikte yola katılır. kanuni devri hatırası tüfenkhane mescidi üç kuruşa satılır. saraçhane mescidinin üzerinde ise şu an resmi daireler vardır. prost, bununla doymaz. ikinci yıkım dalgası ile (1955-57) yol kenarında kalan mescidleri de ayıklar. mesela zeytinciler mescidi bu furyada uçar. mimar ayas mescidi'nin cemaatini "size kocaman bir cami yapacağız" vaadi ile kandırır, nurlu mabedi kaşla göz arasında buharlaştırırlar. voynuk şücaeddin camii'nin yıkım emrini kimin verdiği hiç anlaşılamaz. hazire bile darma duman edilir, istanbul'un ilk belediye başkanı hızır bey'in mezarı ortada kalır. arsalar tekrar camileştirilemesin diye hızla betonlaştırılır ki bu alanda imç blokları yayılır.

gelelim diğer semtlerdeki vukuatlarına...ithal mimar vatan millet ve fevzipaşa caddelerine öyle bir hat çizer ki âdeta tarih biçer. sadece 56-57 yılları arasında 54 camiyi yıktırır. dozerlerin insafına terk edilen hamamların, tekkelerin, sebillerin, çeşmelerin hesabı yapılmaz. eğer prost'un kinine hedef olan eserlerden tek tek bahsetmeye kalksak kitap olur, özet geçmekte yarar var.

tarihe fransız topkapı'daki ilyaszade mescidi nefis bir mimar sinan eseridir. bu cami sanat tarihimiz açısından, fındıkzade'deki molla gürani mescidi (1488) ise fetih ruhu açısından çok önemlidir. ama istanbul sahipsizdir, bu iki güzide eserin yıkılmasına tepki koyan olmaz. şehir planlarını ürke korka çizen prost cesaretlenir, ayan beyan camileri hedeflemeye başlar. tamam, oğlaklar tekkesi millet caddesine gelir ama pazar tekke mescidi (nefis bir 16 yy eseridir) yola değil mâlum mimarın çıkasıca gözüne gelir (şu anda yerinde benzin istasyonu var). sarı musa camii (haseki) millet caddesine katılırken, simkeş ve yenibahçe mescidleri vatan caddesine ezdirilir. ördekkasap, camcılar (aksaray) ve kara mehmed paşa camileri yola giderken 1479 tarihli çakırağa mescidi'nin (aksaray) niye yıktırıldığını kimse anlayamaz (bugün yerinde 6 katlı bir alışveriş merkezi sırıtmaktadır). 1543 tarihli sultan camii ve 1504 tarihli sirin bey mescidi türbesi ile birlikte balyozlanır. çapa'daki münadi mescidi ile kazasker abdurrahman efendi camii millet caddesine dolgu yapılır. şehremini denizabdal camii 15'inci asırdan kalma bir mimar ilyas eseridir, cemaat" size daha büyük bir cami yapacağız" vaadi ile kandırılır (bu yalan o yıllarda çok kullanılır) bahçeden sadece üç beş adım millet caddesine katılır, cami yıkıldığı ile kalır. prost, sekbanbaşı mescidini yolun gerisinde bulunmasına rağmen uçurur, yerine köşeli yapısı ile göz tırmalayan emlak bankası apartmanını kondurur. soğuk kuyu mescidinin üzerine ise park oturtur. mescidleri (yol bahanesi ile) dozerlerin insafına terk eden prost, valens kemerinin her gözüne bir şerit ayarlar ve arabaları iğnenin deliğinden geçmeye zorlar. o yıllarda unkapanından bakan zikrolunan kemeri göremez, zira önünde bir minare ormanı uzanır. adam kararlıdır güzelim mescidleri yıkar ve istanbul silüetine bizans kemerini katar. ardından ayios polieuktos kilisesinin kalıntılarını ortaya çıkarır, etrafına park açar. bu arada semte adını veren saraç esnafını kovar. pantakrator sarnıcının kirli ve şekilsiz duvarlarını bulvarın baş köşesine yapıştırır, vazifesini yapar. haliç kıyısındaki süleyman subaşı camii, mimar sinan'ın 15'inci asırda 20 yy çizgisini yakaladığı eser olarak tanınır. bu nefis cami gereksiz yere yıktırılır (1942). arsası kullanılmaz, yeri boş kalır.adam, istanbul'un bu kadar sahipsiz, istanbullunun bu kadar sessiz olmasına çok şaşar, fırsatı değerlendirmeye bakar. mesela üç beş roma sütunu çıkarabilmek için başkadın emetullah mescidi ile darphane mescidini (simkeşhane) ortadan kaldırır (1956) "n'aptın sen" diyen çıkmaz.vezneciler'de camcı ali mescidi sökülürken semavi eyice de yıkılmış olmalıdır. ünlü tarihçimiz deklanşöre dokunur ve katliamı belgelemeyi başarır. ne iştir bilinmez ortalık arsa kaynarken okullar da camilerin üzerine abanır. maarif nezareti de furyaya katılır. mesela, nefis bir kanuni devri eseri olan hakim çelebi mescidi ve sadrazam hasan paşa mescidi istanbul üniversitesinin altında kalır. bayezid kepenekçi ishak mescidi yıkılır yerine maliye muhasebe yüksek okulu yapılır. bıyıklı hüsrev mescidi ve hubyar mescidi cerrahpaşa üniversitesine dahil edilir. müneccim sadi mescidi ve nazmi tekke mescidi (1601) çapa tıp fakültesine düşer. vezneciler hatice usta camii'nin üstüne tek binası, unkapanı mescidinin üzerine tekel binası yapılır. aksaray'daki oruç gazi mescidi ve laleli'deki papazoğlu mescidi ilk mektep olur. keskin dede mescidinin yerine ise ahmed rasim lisesi kurulur. prost, istanbul'un tarihî eser yoğunluğu bakımından önde gelen semtlerinden fatih'i atlamaz. vezneciler caddesi fatih camii'ni (meşhur olanı değil), fevzipaşa caddesi ise hatice sultan mescidi (edirnekapı) ile payzen yusuf paşa mescidini ezer geçer. hasan halife mescidi gereksiz yere yıktırılır, yeri apartman olur. 1482 yapımı altıpoğaça camii (fatih) ansızın buharlaşır, üzerinde gecekondular peydahlanır. yayla camii'nin niçin yıkıldığını (1945) kimse anlayamaz.

sadece camiler mi?valens kemerinin dibindeki kırkçeşme, istanbul'u istanbul yapan eserlerden biridir. bu lülelerin suyu 52 bin metrelik kemer ve dehlizlerle taa kemerburgaz'dan gelir. isale hattına sadece mimar sinan 152 masura su kazandırır (ki günde bin kamyon filandır). düşünebiliyor musunuz güzelim çeşmeler de insafsızca budanır.prost'un kirli elleri tarihî dokusuyla tanınan üsküdar'a ve eyyûb sultan'a da uzanır. fetih ordularının karargâh kurduğu iki noktayı bir kenara yazar. okmeydanı'nı yapılaşmaya açar, kazlıçeşme'yi (kirlensin koksun diye) dericilere sunar. halbuki aynı adam batılı şehirlerde tarihî dokunun muhafazasına çok önem verir. hatta bu tezin ateşli savunucusu olarak tanınır. nitekim metz ve ansvers kentlerine dokundurtmaz, sit alanlarını korumak için mücadele yapar. ve gün gelir barbar mimarın gözü kutlu fethin nişanesi olan fatih camii'ne takılır. güya ona el sürmez ama öyle bir oyun oynar ki iblise bile dudak uçuklatır! fatih camii'inin başına ne mi gelir?

Türklerin nerede, ne tepki verecekleri belli olmaz, tedbirli davranır. bu muhteşem camiyi ortadan kaldırmak için gerekli şartları hazırlar ve işi zamana bırakır. nasıl mı? şöyle: fatih camii kilden bir tepe üzerinde bulunur. mâlum kil kuruyken kaya gibidir, ıslanınca cıva kesilir... ecdadımız bunu bildikleri için civara derin kuyular açar, zemindeki suyu toplar, çeşmelere basarlar. işte bu yüzden çırçır, horhor ve küçükmustafapaşa'daki mahalle çeşmeleri musluk tanımaz, lülerinden gün boyu su akar. prost, fevzipaşa caddesini, fatih külliyesinin eteklerinden geçirir. ancak kodu metrelerce düşürerek temelleri açığa çıkarır, şirin tepeciği istinatsız bırakır. ama asıl kötülüğü etrafını imara açarak yapar.

Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!

beton kuşatmaişler planladığı gibi yürür ve "bete be kaplı" apartmanların semte musallat olduğu yıllarda su yolları bozulur. güzelim çeşmeler kurur, kararırlar. eğer hadiseyi üç beş çeşmenin kaybı gibi görürseniz büyüttüğünüze değmez ama bu arada caminin zemini ıslanır, kil tabakası tavadaki yağa döner ve camiyi sallamaya başlar. nitekim cadde açıldıktan sonra medreseler kayar. döşemeler ufalanır, kubbeler (el girecek kadar) çatlar ve odalara resmen yağmur yağar. çatırtılar artınca öğrenci yurdu olarak kullanılan medreseyi alelacele boşaltırlar. fatihliler bir gayret kaleme sarılır, dilekçe üstüne dilekçe yazarlar. vakıflar, valilik, anıtlar derneği, üniversiteler ve bakanlıklar adam dolaştırır, sonunda topu taca atarlar. zemine açılan bir iki deliğin ardından restore durur, müracaatları sümen altı yaparlar. soranlara tahsisat yokluğundan filan dem vururlar. hasılı prost'un yapamadıklarını mal hırsımız ve boşvermişliğimiz yapar. aradan yıllar geçer, fatihliler çelik putrellerle desteklenen duvarlara alışırlar ancak cami zemininin muhallebiye döndüğünü öğrendiklerinde şoke olurlar. acı ama gözlerimizi 17 ağustos afeti açar.

prost'a lafımız yok. o zaten açık açık "ben bizansçıyım, işim osmanlı'yla" demiş. peki ya ona destek olanlara ne demeli? haydi menderes istanbul'u tanımıyordu, mevzuya ve bürokratlara hakim değildi. peki ya lütfi kırdar? chp'ye il başkanlığı yapıp dp'den milletvekili seçilen (sonraları bakan oldu) bu güçlü adam sanatseverlerin yüreğine indiren katliama nasıl destek verebildi? hem o sıralar muhalefet neredeydi? ecyad kalesi'ni yıktılar diye suudlar aleyhine çok yazdık. iyi ki adamlar tarih bilmiyorlar, yoksa istanbul'da yıktırılan iki yüz küsur caminin listesini yapar önümüze koyarlar.inanın dut yemiş bülbüle döneriz, gıkımız çıkmaz.

temizleme şeklie. hakkı ayverdi çanakkale'de, osmanlı kaleleri üzerine çalıştığı günlerden birinde tarihî kitabenin kazındığını görür ve kahrolur. burası askerî bölgedir, birilerinin dışarıdan gelip, dokunması mümkün değildir. nitekim gözlerini ekrem beyden kaçıran bir memur açıklama getirir. "efendim" der, "bize ankara'dan emir geldi. kitabelerin temizlenmesi hakkında..."sanırım bütün mesele burada. emri "kitabeleri temizleyin" gibi anlamak da kabil, "kitabelerden temizlenin" gibi anlamak denilebilir

HENRY PROST

Editör: TE Bilisim