BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ... BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ...
 1683 Viyana bozgunu ile düştüğümüz mağlubiyetler tirübülansı ve serisi Ankara Haymana ovası önlerinde Sakarya vadisinin doğduğu yerde Yunanlılarla yapılan savaşta son buldu. Bu savaşta araştırmacı yazar Bahtiyar Aydın beyin verdiği bilgilere göre 5790 şehit verdik 3800 Yunan kaybı ve 19.550 asker kaçağı varmış işte bu savaşta İnönü Atatürk ile birlikte dedem gazi Şükrü ŞENEL'de bizzat bulunmuş daha çocukluk yıllarımızda bu savaşın heyecanı bizi de sarmıştı.


1915 te Gümüşhane'de ve bölgedeki Rus işgali ile eli silah tutar diye esir alınan dedem adeta ülkeyi bir baştan bir başa dolaşıp yaşananların canlı tanığı olmuştu. Bu hatıraları hem dedemden dinledim hemde ABD'li yazar H.C.Armstrong'un Bozkurt Atatürk isimli eserinde adeta örtüşen bilgiler ile teyit ettik.


Sakarya savaşında ne oldu ? İzmir'e çıkarak Ankara önlerine kadar gelerek ülkeye vurucu darbe hazırlığı yapan batının şımarık çocukları Yunanlılar hiç unutamayacakları bir ders alarak mağlubiyeti tadarak bozguna uğrayarak kaçtılar. İşte bu savaş yaklaşık 250 yıla yaklaşan batı ve Rus emperyalistler karşısında diriliş kurtuluş ve yeniden ayağa kalkış destanıdır. Bundan dolayı emperyalist haçlıların Atatürk'ün şahsında Türk milletine kuyruk acıları tazelenmiş hatta bu acı iftira ile AKP Ordu milletvekilinin bile "Yunan tarihi kaynaklarında Türklerle istiklal savaşı yoktur"noktasına kadar sirayet eden talihsiz utanç verici beyana dönüşmüştür.




Bu savaşta bozguna uğrayıp kaçan yada ölen bir Yunanlıdan dedemin aldığı bir gümüş kaşık Sakarya zaferinin hatırasıdır. Aynı zaferi 1974 yılında Türk milleti Ecevit hükümeti döneminde Kıbrıs'ta yasamıştır. Allah milletimize ve devletimize yeni mağlubiyetler tattırmasın Çanakkalede de Sakarya meydan muharebesinde de Atatürk Allah'in lütfu sahnede ve komutandır.


Batılı haçlı sürülerine yeniden mağlubiyeti tattırdığı için Atatürkü hiç sevmediler ama gıpta edip saygı duyup önünde büklüm büklüm oldular. Taktip değiştirip Türk milletinin dine muhabbetini kullanarak o maskekere gizlenerek yıllarca sinsi gizli saldırdılar. Tam tersine birileride Atatürk maskesi ile dinsizlik komünistlik yaptılar. Atatürk gerçek misyonu ile tanınmayı bekliyor.


Bunu başarmak yeni zaferlerin anahtarını ele geçirmek anlamına geliyor. Atatürk tanınırsa mazlum halkların milli direnç lokomotifi örneği Türkiye olacaktır. Çanakkalede asker kaçakları civar yerleşim yerlerinde hırsızlık ırza geçme v.b. suçlarla kayıtlara geçmiştir ilginçtir aynı kaçaklar Sakarya meydan muharebesinde de vardır.


Savaşta kazananlar değilde kaçanlara madalya takılma talihsizliğini yaşamak en büyük hüzünlerimizden biridir. Çünkü o günde mandacılığı savunan ideolojik siyasi inanç kültür geni bugünlere kadar sirayet etmiş iktidar uğruna adeta teslim olmak mandacılık savunulur hale gelmiştir. Tarihin hiç bir döneminde teslim olarak yatarak zafer kazanan olnamış günün dolaylı mandacıları ilede bu anlayış sürüyor. Çanakkale ve Sakarya zafer destanının adıdır bu destan Kıbrısta yeniden yazılmış Güneydoğu'da yeniden o defteri açıyoruz.


Tarihi Türkler yazar, korkaklar kaçar günün manda uzantıları dönemi Allah'ın izni ile bitecek kader zafer ağlarını yeniden örecektir. Allah bizimledir! Allah bizimledir!

Sabri ŞENEL

Editör: TE Bilisim