Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
''Fatih Sultan Mehmed İstanbulu fethettikden sonra yenilikleriyle beraber bir genel af çıkartmıştır ve bu karar hapisdeki mahkumlara tebliğ edildiğinde uzun yıllardır mahkum olan iki papaz... - Anlaşılan korktuğumuz başımıza geldi ve constantıne düştü. diyerek vazıyeti anlamışlardır ve kapıyı açan gardiyana.. -Kapat o kapıyı biz adeletinden şüphe ettiğimiz bir yeryüzünde yaşamaktansa burada çürümeyi yeğleriz. derler ve cıkmayı redderler.. bu tavır padişahın kulağına gider ve huzuruna getirilmelerini buyurur... huzura gelırken kendısını ihtişamlı tahtında göreceklerını zannederken sarayın bahçesinde çiçeklerle vakıt geçiren bırını görürler ve bız padişahın huzuruna gelmiştik diye görduklerı kişiye sorarlar .. o kişide işte huzurundasınız der. şaşkınlıklarını gızleyemeyen ıkı papaz biz sizi yani hünkarı bu vazıyette görecegımızı dusunmemiştik bağışlayın derler.. ve padişah bizim padişahlık değil mesleğimiz bahcıvanlık ise meşgalemız der ve asıl konuya gırer sizleri arastırdım dıger mahkumlar gıbı degılmişsiniz durumunuz daha farklıymıs anlatın bakıyım nedır bu işin aslı der.. papazlar ,, biz ımparatorumuzu bir çok konuda ıkaz edıp onun bu yaptıklarının bızı felakete göturecegını ve yönetım seklını degıstırmlerını söyledık ve o'da halkın etkılenmemesı için uzun yıllar bızı zındana attı derler.. peki bızım devletımız ve yönetme seklımız ıcın ne dusunursunuz dıye sorar sultan mehmed.. papazlarda bız bunu görmeden bırsey söyleyemeyız derler.. o halde sıze bırdahakı bahara kadar benden musade gıdın ıstedıgınız yere gırın görun ve bana sonra kanaatınızı bıldırın der.. papazlar hemen işe koyulur ılk iş olarak çarsı pazar gezerler.. ve ılk dukkana ugrayıp bıze uc okka mercımek derler. esnaf..! sessız ve bellı etmeden afbuyrun ama ben bugun sıftahımı yaptım ve nafakamı aldım der sız yandakı komsumdan ıstedıgınızı alırmısınız der.. ne olduguna anlam veremeyen papazlar yan esnafa gıder ve ondan ısterler mercımegı oda ıstedıklerının yarısını verir ve derki.,, şu yanımdakı komsum henuz sıftah yapmadı dıger yarısını ondan alıverın der ve ucuncu esnafa gıderken ezan okunmaya baslar ve papazlar hey nereye gıdıyorsun dıye seslenır, esnafda ezan okunuyor duymuyormusunuz der.. papazlar pekı ya burayı kıme emanet edıyorsun der., esnafın cevabı bellıkı sız buralara yabancısınız der ve gıder.. ıkı papaz öyle kolay tatmın olacak gıbı degıldır elbette ve aralarında.. bellıkı bu esnafların kendı aralarındakı sıkı muhabbet .. bir devletın asıl aynası adeletıdır derler ve kadıların mahkemelerıne gidip görmek isterler.. ve ılk mahkeme ıkı cıftcı arasındadır. davalılara sorar kadı., efendıler.,, anlatın bakalım nedır sızın derdınız. davacı derkı kadı efendı ben bu köylumden bır tarla aldım sag olsun bana cokta buyuk kolaylık saglıda fakat ben bırgun tarlayı surerken topragın altından bır kup altın cıktı ve kendısıne göturdugumde.. ben bu tarlayı sana ustundekı mahsulle beraber altındakıylede sattım deyıp altını almadı ama ben bu tarlayı alırken bu altından haberım yoktu bu benım hakkım degıl der davacı., kadı pekı der sız evlımızı evet der ıkı cıftcıde kaç çocugunuz var benım on ve onıkı yaslarında ıkı oglum bırde onyedı yasında bır kızım var der davacı.. diğer tarlayı satan davalıda benım yalnızca ondokuz yasında bır oglum var baskada cocugum yok der.. kadı.! o halde sızler ıcınde uygunsa senın kızını bu muhteremın ogluna ıstıyorum ve evlılık hedıyesı olarakda bu kup altını verıyorum der.. her ıkı tarafda hem karardan hemde akraba olmakdan razı gelır ve dava kapanır.. bu ıkı papaz olayları hayretler ıcınde ızlemeye devam eder ve bır hrıstıyan mımar davacı taraftır davalı oldugu kişi ise fatıh sultan mehmeddır.. oturmaya yeltenen padişahı ıkaz eder kadı.,, ayaga kalk hasmın ıle yuzleseceksın der. ve davacı mımara sorar kadı., anlat bakalım nedır mesele.. mimar., padişah benden ayasofyanın kubbesınden daha yuksek bır camii inşa etmemı ıstedı bende dini duygularımdan ayasofyadan daha yuksek bir inşaayı hazmedemedım padişahın uzak dıyarlardan getırtdiği büyük küp taşları bır bahaneyle üçe ayırdım ve sultan bunu anlayınca ceza olarak benım elımı kestırdı ve ben artık aıleme ekmek getıremıycek duruma dustum.. artık iş yapamaz oldum ıbaresınde mımarı haklı bulan kadı.. kısasa kısas vacıptır deyıp sultanında elının kesılmesıne karar verır bu durumda gözyaslarına bogulan mımar ben bunu kabul edemem asıl kendı yaptıgımdan utanıyorum suan deyıp davasını gerı ceker davasını gerı cekınce kadı yenı kadar olarak.. mımara yenı bır ev tahsıs edılmesıne erzak ve zarurı ıhtıyaclarının gıderılmesıne ve bunun hazıneden degıl fatıhın kendı butcesınden yapmasına karar verır.. mimar orada müslüman olur.. bu karar uzerıne fatıh ayaga kalkıp.. and olsunkı sen benım padısahlıgımdan cekınıp yanlış bır karar verseydın senın basını gövdenden ayırırdım der.. tabı tüm bunlardan etkılenen ıkı papaz yınede tamamen ınanmak için bu sefer medereselerden bırıne kendı kızlarını , gecenın bır vaktı yollarını kaybetmiş süsü vererek ordakı öğrencılerın ıcerı alması için yollarlar. tabı oradakı erkek öğrencıler onlarla corbalarını paylasıp huzur ıcınde sabahlamalarını saglarlar.. bu durumdan hem mutlu olan hemde memnun olan papazlar son olarak acaba.. bu yalnızca kendı halkları ıcınmı gecerlı yoksa dıger dıne mensup kişilerede aynı muamele gösterılıyormu dıye ıclerındekı son kuşkuyu öldurmek adına bır hrıstıyan mahallesıne gıderler ve yolsa eskı bır tanıdıklarına rast gelırler.. sorarlar nereye gıdıyorsun dıye kız kardesımın ogluna vaftız yapılacak bende vaftız babası olucam der.. papazlar sorar .,ne yani.,, herkes ınandıgı dini dilediği gibi yaşayabılıyormu dıye.. ve adam derki.. hemde latın belası olmadan eskısınden daha hür sekılde.. tum bunlarla nasıl bır gaflette olduklarını idrak eden ıkı papaz artık padişahın huzuruna cıkarlar.. ve Fatih Sultan Mehmed Han dan kendılerını müsluman yapmasıni isterler..''

Editör: TE Bilisim