Necdet Özel mesajına, bugün, hamuru bağımsızlık ve özgürlük tutkusuyla mayalanmış yüce milletin hiçbir güçlük karşısında boyun eğmeyeceğini bilen büyük devlet adamı, eşsiz komutan ve lider Atatürk'ün önderliğinde kendisine inananlarla birlikte, işgalci güçlere karşı giriştiği destansı mücadelenin 92. yıl dönümünün kutlandığını hatırlattı.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasını fırsat bilen dönemin emperyalist güçlerin, Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile Türk Ulusu'nun egemenlik ve bağımsızlığına göz diktiği, Türk vatanını parçalayarak topraklarını işgal etmeyi hedeflediklerini hatırlatan Necdet Özel, ancak; tarih boyunca onuruyla yaşamış, canı pahasına olsa da değerlerinden ve ülküsünden ödün vermemiş Türk Ulusu'nun "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım." mısralarında destanlaşan bağımsızlık ve özgürlük tutkusunu, vatan ve bayrak sevgisini hesaba katmadıklarını vurguladı.

Özel mesajına şu cümlelerle devam etti:
"19 Mayıs 1919'da Ulu Önder M. Kemal Atatürk'ün Samsun'a ayak basması ile lideriyle kucaklaşan ve meşalesi tutuşturulan bu kutsal bağımsızlık mücadelesi destanlaşarak çığ gibi büyümüş, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç sönmeyecek bir güneş gibi doğuşunu müjdelemiştir.
Amasya, Erzurum ve Sivas'ta yapılan kongrelerle tüm millet kenetlenerek tek vücut olmuş, milli mücadelenin fikri temelleri atılarak yol haritası oluşturulmuştur. Zor şartlar altında kazanılan Birinci ve İkinci İnönü Muharebeleri esnasında birlik ve beraberlik sağlanmış ve düzenli orduya geçiş tamamlanmış, elde edilen başarılarla ordu ve milletin moral gücü en üst seviyeye çıkmıştır.
23 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihleri arasında Eşsiz Kumandan Mustafa Kemal'in 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz.' emri doğrultusunda yapılan Sakarya Meydan Muharebesinin sonunda, asil milletimizin makûs talihi de yenilmiştir.
Kahraman Ordumuz, aziz vatanımızı düşman işgalinden tamamen kurtaracak topyekûn mücadele için, Sakarya Meydan Muharebesinde elde edilen zaferin vermiş olduğu moralden güç alarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve yüce milletimizin güven ve desteği ile Başkomutanının emrinde başlattığı kapsamlı hazırlığı büyük bir gizlilik içerisinde tamamlamıştır.”

"BU KUTSAL MÜCADELEDE YAN YANA OMUZ OMUZA YER ALMIŞTIR"

Asil milletin, yediden yetmişe bütün fertleriyle el ele verip elinde avucunda ne varsa fedakârlık yaparak ordusu ile tek vücut olduğunu ve vatanı düşman işgalinden ebediyen kurtarmak için cepheye koştuğunu aktaran Genelkurmay Başkanı Özel, “Toplumun tüm kesimleri dil, din, ırk, mezhep ve inanç farkı gözetmeksizin bir araya gelmiş, bu kutsal mücadelede yan yana, omuz omuza yer almıştır. ‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!’ direktifi ile şahlanan Türk Ordusu, 26 Ağustos 1922 sabahı Afyon Kocatepe'den yapılan topçu ateşleriyle başlattığı taarruz ile, altı ayda aşılamaz denilen düşman tahkimatını aynı gün yarmayı başarmış, dört gün gibi kısa bir süre içerisinde, 30 Ağustos'ta düşman kuvvetlerini çembere alıp etkisiz hâle getirerek zafere ulaşmıştır. Cepheden kaçan düşman kuvvetleri inanılmaz bir süratle takip edilmiş ve 09 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz işgalci güçlerden tamamen temizlenmiştir.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Başkomutan’ sıfatıyla yönettiği ve askerlik mesleğinin bütün ustalıklarını sergilediği bu destansı zaferin önemini; "30 Ağustos zaferi, Türk Tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusu'nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı." diyerek veciz bir şekilde vurgulamıştır. Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlatılan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çağdaş bir devlet olarak inşası sürecinde, Ordumuzun cesaret ve kahramanlığının destanlaşarak hafızalara kazındığı ve şanlı tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olarak kayda geçen büyük zafer, yüce milletimiz için birlik ve beraberlik duygusunun ve bağımsızlık tutkusunun abideleştiği bir onur ve gurur kaynağı olmuştur.” düşüncesini paylaştı.

Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü

"ÜLKELERE DE BAĞIMSIZLIK MEŞALESİNİ ATEŞLEDİ"

Necdet Özel, bağımsızlık, egemenlik ve vatan sevgisi gibi kavramların yüceliğini tüm dünyaya gösteren Büyük Zafer’in, kurtuluş mücadelesi veren tüm dünya ulusları için yol gösterici olduğunu bu ülkelerde de bağımsızlık meşalesini ateşlediğini kaydetti.

Özel, “Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik durma cesaret ve kararlılığını gösteren Kahraman Ordumuzun taşıdığı yüksek ruh ve inanç, bugün ‘Bilgi Çağı’nın gereği olarak üst düzey modern harp yetenekleriyle donanmış Türk Silahlı Kuvvetlerimizde de aynen muhafaza edilmektedir. Bizlere düşen önemli bir görev de; aynı ruh ve inanç değerlerini benimsemiş, ecdadı ile gurur duyan, tarih bilinci ve şuuruna sahip parlak nesiller yetiştirebilmektir. Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak, bu bilinç ve inançla, Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elîm ve zor şartlar içinde dünyanın takdirine hakkıyla layık olmak niteliği kazanan ordumuzun kahramanlığı.' sözünde ifade ettiği güvenine layık olmak, bağrından çıktığımız yüce milletimize en güzel şekilde hizmet etmek için var gücümüzle çalışmaya devam etmekteyiz. 30 Ağustos gününü bizler için önemli kılan bir diğer husus da aynı zamanda bu günün 'Türk Silahlı Kuvvetleri' günü olmasıdır. Bugün gerçekleştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin köklü geleneklerinden birisi olan rütbe takma ve terfi törenleri, bizler için ayrı bir sevinç, heyecan ve gurur kaynağıdır. Rütbe takma / terfi törenleri, aynı zamanda; meslekî aşkımızın tazelenmesinin, birlik ve beraberliğimizin, dayanışma ruhumuzun, silah arkadaşlığımızın kutsiyetinin ve Silahlı Kuvvetlerimize olan sadakat ve vefa duygularımızın bir kez daha teyit edilmesinin de bir vesilesidir.” açıklamasını yaptı.

TERFİ EDENLERE VE EMEKLİ OLANLARA BAŞARILAR DİLEDİ

Terfi edilen her yeni rütbenin, görev safahatı boyunca sarf edilen gayretlerin bir karşılığı ve mükâfatı olduğu gibi, artan görev ve sorumlulukların da bir göstergesi olduğuna dikkat çeken Genelkurmay Başkanı, bu vesileyle, terfi eden tüm personeline yeni rütbelerinin hayırlı ve uğurlu olması temennisiyle görevlerinde başarılar diledi.
Ayrıca, Silahlı Kuvvetlerine yaptıkları faydalı hizmetleri tamamlayarak kendilerinden şeklen ayrılan ve yeni bir yaşama başlayan arkadaşlarına da aileleri ile birlikte; sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam diledi, Türkiye’ye Silahlı Kuvvetlerine verdikleri değerli hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Özel mesajını, “Bu tarihî gün vesilesiyle; başta Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları ile vatanın bütünlüğü ve şanlı bayrağımızın daima hür bir şekilde dalgalanması uğrunda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her kademesinde görev yapan, general-amiral, subay, astsubay, sivil memur, uzman jandarma, uzman erbaş, erbaş ve erlerimiz, köy korucularımız, işçilerimiz ve tüm askerî öğrencilerimiz ile emekli personelimizin ve değerli aile mensuplarının Zafer Bayramı'nı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü'nü kutluyor; kendilerine başarı, mutluluk ve esenlikler diliyorum.” diye tamamladı. 

Editör: TE Bilisim