Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü
 Zirve Yayınevi davasının müdahil avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, tahliyelerle ilgili, hükümetin 17 Aralık’tan sonra strateji değişikliğine gittiğine dikkat çekti. Zirve sanıklarının da tahliye olacağını bildiği halde hükümetin Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarına zeytin dalı uzattığını belirtti.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından Hrant Dink ile Zirve Yayınevi davalarının sanıkları da tahliye edildi. Zirve davasının müdahil avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, hükümetin 17 Aralık’tan sonra strateji değişikliğine giderek ‘biz de mağduruz’ refleksi ile Zirve sanıklarının da tahliye olacağını bildiği halde Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarına zeytin dalı uzattığını ve göz kırptığını söyledi.

Anayasa Mahkemesi’nin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği ‘Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği’ şeklindeki kararı ile özel yetkili mahkemeleri kaldıran yasa değişikliğinin ardından tahliyeler hız kazandı. Malatya Zirve Yayınevi davasının sanıkları da bu kapsamda bırakılanlar arasında yer aldı.

Zaman'ın haberine göre, yaşanan son tahliyeleri değerlendiren Zirve davasının müdahil avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, hükümetin gerçekleştirdiği düzenlemenin aceleye getirilmesine dikkat çekti.

Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında bu düzenlemeyi yaparken Zirve sanıklarının da tahliye olacağını biliyorlardı. Ama asıl dert bir an önce Ergenekon ve Balyoz sanıklarının tahliye edilmesi… Çünkü 17 Aralık’tan sonra hükümet bir strateji değişikliğine gitti. Ve bu değişiklikte topluma şu mesaj verilmek isteniyor: ‘Biz mağduruz, tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarındaki sanıklar gibi.’ Yani hükümet bir anlamda onlara bir zeytin dalı uzatmak istedi. Böylece hem topluma bir mesaj verilecek; ‘Nasıl ki bu paralel yapı bunları daha önce mağdur ettiyse aynı şekilde bizi de mağdur ediyor’ diye. Alelacele bu işlerin yapılmasının arkasında bu var. Yoksa Adalet Bakanlığı tek tek kimlerin tahliye olacağını tabii ki biliyor idi, bilmemeleri mümkün değil. Ama o büyük strateji içerisinde bu bir küçük yol kazası, minik bir şey. Buradaki büyük stratejiyi görmememiz lazım. Ve büyük strateji Türkiye’deki demokrasi insan hakları açısından tehlikeli.”

Cengiz, görünürde tutuklama sürelerini düşürerek insan haklarını ilerletecek bir düzenleme yapıldığını ama bunun asıl amacının maalesef Ergenekon ve Balyoz’a ‘göz kırpmak’ olduğunu vurguladı. Avukat Cengiz, uzun tutukluluk süreleri düzenlemesinin başka türlü yapılıp yapılmayacağını ise “Zaten ağustosa kadar süresi vardı bildiğim kadarıyla Anayasa Mahkemesi’nin. Anayasa Mahkemesi kararından sonra bir yıl içerisinde düzenleme yapmak durumunda. Daha kaç ay var burada. Halbuki birkaç ay daha beklenseydi Malatya katliamında karar çıkmış olacaktı. Ama beklenemedi. Yani o kadar büyük bir sabırsızlık var ki; ‘bir an önce çıkartalım’ diye. Ve sonuçlarına aldırmadan çıkarttılar.” diye konuştu.

Orhan Kemal Cengiz, Zirve davasının bu kadar uzamasının çok çeşitli sebepleri olduğunu belirterek, “Aslında en baştan belli olan Zirve’de bir tetikçiler var görünürde, ön planda. Ama arkasında bir network var. O network en başından belli olmasına rağmen ancak davanın 4-5 yılından sonra araştırılmaya başlandı. En önemli uzama sebeplerinden biri budur. Zirve öyle basit bir dava değil. Yani 5 çocuk kızmış da 3 kişinin boğazını kesmiş olayı değil. Sonuçta kompleks bir davadır bu. Arkasında derin devletin olduğu, derin devlet ilişkilerinin olduğu bir davadır. Uzaması da normaldir, olağandır.” ifadelerini kullandı.

Bu arada tutukluluk süresini 5 yıla indiren kanunun onaylanmasıyla cezaevinden tahliye edilen Zirve Yayınevi davasının 5 sanığına, kaçma ihtimaline karşı elektronik kelepçe takılmasına karar verildiği öğrenildi.

Zaman
Editör: TE Bilisim