PARAYI VEREN ÜLKEYİ ÇALAR

Levent’te ikamet ederken 1. Köprünün, Etiler’de ikamet ederken 2. Köprünün, Karamürsel’de ikamet ederken de Körfez geçiş köprüsünün inşa sürecini izleme imkanımız oldu. Her dikilen taşın değerini biliriz, ancak terör örgütlerinin cirit atmasına imkan tanınan bir ortamda bırakın asma köprüyü som altından köprü bile inşa edilse bizim için önceliği olamaz. Bizim için öncelik milli birliğimiz ve yaşam hakkımızdır. Yap-işlet-devret yöntemi ile parasını Japonların ödeyip sonra bizden tahsil edecekleri köprü üzerinden siyasi rant devşirmeyi bırakalım da elek haline giren Suriye sınırımızdan giren bombalarda kimin dahli olduğunu düşünüp onun hesabını kimin veya kimlerin vermesi gerektiğini düşünelim.

Osmangazi körfez geçiş köprüsü ülkemize hayırlı olsun, derken toplumumuza başka bir ülkeden bir hatırlatma yapmayı uygun görüyoruz.

***

Afganistan Hint ve Orta Asya bölgelerinin arasında stratejik konumda olan ve bu konumundan dolayı büyük işgaller yaşayan bir ülkedir. Bu işgallerin en kanlı ve acı verici olanı Sovyet işgalidir.

Afganistan’da 1953 yılında Başbakan olarak iktidara gelen General Muhammed Davud Han 1973 yılında bir darbe ile kralı devirmiş ve ülkede monarşik bir düzen kurmuştu.

Altyapısı ve sanayisi olmayan, iptidai yöntemlerle tarım yapılan ülke son derece fakir durumdaydı. Davut Han kendisinden önce ki, idarecilerin ısrarla uyguladıkları dış politikadan uzaklaşarak Sovyetler Birliği’ne yaslandı.

Yapılan Sovyet yardımları sayesinde o günkü Afganistan koşullarına göre olağanüstü bir hamle olarak Sovyet sınırına yakın olan Mezar-ı Şerif ile Kabil arasında büyük bir yol inşa edildi. Daha sonra bu yol inşaatı ülkenin diğer bölgelerine de bağlanmaya başlandı.

Sovyet yardımı ve ülkeye giren taze Sovyet Rubleleri sayesinde Afgan halkının görmediği bir atılım yapılmaktaydı. Öyle ki, bu yardımlarla Radyo-televizyon kurulmuş, ordu modernize edilmiş, Genç Teğmenler Sovyetler Birliği’nde eğitim almaya başlamıştı.

Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!

Davut Han yönetimi bu ilerlemeyi propaganda ediyor. Yapılan yol ve alt yapı hizmetlerini övünme vasıtası olarak kullanıyordu.

Lakin bir gün Sovyetler Birliği tarafından Davut Han’ın son kullanma süresi dolduğuna karar verildi. Davud Han 26 Nisan 1978 tarihinde Nur Muhammet Terakki, Hafızullah Amin ile Babrak Karmal önderliğinde yapılan Komünist bir darbe ile devrildi ve bir gün sonra ailesi ile birlikte öldürüldü.

Darbenin komünist eğilimli olduğu anlaşılınca muhafazakar olan Afgan halkı direnişe geçti. Bunun üzerine 24 Aralık 1979’da Sovyetler Birliği iktidara getirdiği Komünistleri desteklemek için Afganistan’ı işgal etti.

Kaderin cilvesine bakın ki, ünlü Rus işgali Davut Han’ın çok övündüğü Mezar-ı Şerif’ten Kabil’e uzanan yolu kullanarak gerçekleştirildi.

***

Ne yazık ki, vatandaşlarımız arasında sadece hükümetin yaptırdığı yollar dikkate alınarak siyasi tercih yapan bir kitle bulunmaktadır. Hükümete yönelik eleştiriler getirildiğinde bu insanlar bu hükümet her yeri yollarla donattı, bunların yaptığı hizmeti kimse yapmadı. Bakın ülkede bolluk var, kriz yok, her istediğimizi bulabiliyoruz şeklinde hemen savunmaya geçilmektedir.

Evet! Türkiye’ye Amerikan, Yahudi ve Petrol zengini Arap şeyhleri kaynaklı bir taze para girişi vardır. Türkiye’nin üretiminden elde etmediği her an kaçıp gidebilecek olan bu sermaye ile bazı alt yapı hizmetleri yürütülmektedir.

Öte yandan Türk dış politikası tam anlamı ile çuvallamış, terör örgütü ile masaya oturulmuş ve örgüt bu masada ki sözlerini de yerine getirmeyerek iç savaş hazırlıklarına başlamıştır.

Terör örgütüne katılımların arttığı, örgütten yapılan açıklamalarda artık şehirlerde kalkışmaya geçileceği, şehirlerde örgütün kurduğu sözde polis teşkilatının diploma törenleri düzenlendiği, örgüt üyelerinin devletin yaptırdığı yolları keserek kimlik kontrolü uyguladığı, yine devletin yollarını kullanarak sözde şehitlik açtığı bilinen gelişmelerdir.

Davut Han’ın yaptırdığı yolları Rus askerleri ülkeyi işgal etmek için kullanmıştı. Ülkemizde ki, altyapı hizmetleri ve yapılan yol ve köprülere dayanarak hükümete desteğini sürdüren bazı kesimlere sormak istiyoruz.

Ülkenin milli güvenliği tehlikeye girdikten sonra yapılan yollar ve altyapı çalışmaları acaba kime hizmet edecektir?

Milli güvenlik zafiyeti olan yerde yapılan hizmetlerin bir anlamı olur mu?

***

Sevgili okuyucularımızın ve Türk-İslam aleminin Ramazan Bayramlarını en tebrik ediyor, Cenabı Allah'tan bu bayramın kutlu günlere vesile olmasını diliyorum. 

Halil Konuşkan

Editör: TE Bilisim