ALİ PAŞA ÇİFTLİĞİ MANTIĞI

Partimizin uygulamalarıyla ilgili yazdığım yüzlerce destek, ufuk açıcı yazılarım gibi eleştirdiğim yazılarımda oldu ve olmaya devam edecektir.Bu eleştirileri kimse vekil sıralaması gibi basit nedenlere indirgemesin.Burada marazi bir zihniyet ve ayaklar altın alınmış değerlere, teamüllere, arkaik zihniyette tepki vardır.

Bizler demokrasi, özgürlükler, adalet, liyakat vefa ve emeğe saygı kavgasını verdik. Bu uğurda geçmiş sevdalarımız, hayallerimiz, acılarımızı, umutlarımızı gözümüzü kırpmadan bırakarak yarınlarımızın aydınlık olması için radikal kararlara imza attık.

Bundan dolayı kişiliğimizle bütünleşen, yılarımızı verdiğimiz bir yapıyı terk ederek geldik.

Burada aynı zihniyetin vücut bulmasını alkışlamamızı, biat etmemizi, farklı gerekçelerle "zamanı değil, kol kırılır yen içinde, bir bildikleri var " gibi yıllarımızı çalan hastalıklara karşı savunma mekanizmalarına da baş vurulmasın ya da bizden biat istenmesin.

Değişimi; fil dişi kulelerde oluşturulan yapay statükolarla, geçmişin marazi davranışlarıyla ambalajlayıp bizlere değişim ruhu olarak kimse sunmasın!

Entrikaları hayat tarzına dönüştüren ve esen rüzgara göre hemen yön değiştirebilen, kendilerini vazgeçilmez sanan tipolojilerin bitmez tükenmez iştahlarının serfi hiç değiliz.

Yağmurdan kaçarken doluya 
Yakalanma kaderimiz değildir ve olmayacaktır. Bizler kapıkulu değiliz.

Biz medeniyet tasavvuru dedik şark kurnazlığıyla muhatap olduk.

Biz, millet iradesi dedik Ali baba çiftliği ile karşılaştık.

Teşkilatlara son ana kadar hiç uğramamış, il başkanını dahi tanımayan yönetime alaycı tavırla tepeden bakan tipolojiler İYİ PARTI'yi var eden dil , üslup ve anlayışı değil tipolojik özelliklerini ancak temsil edebilirler.

Bu jakoben sözde elitist zihniyet ve temsilcileri toplumsal bir refleks olarak ortaya çıkan CESURLAR HAREKETİNİ nasıl temsil edebilirler?

Milletin istiklali ve istikbali dedik şahısların iflah olmaz egoları ve istikbali ile karşılaştık.

Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!

Sivilleşme dedik, tabandan tavana iradenin yansıması dedik, kurumsallaşma dedik keyfi ve mahşer-i vicdanı yaralayan jakobenlerin sahneye çıkışına şahit olduk.

Kendi hikayemizi kendi uygulamalarımızla yerle yeksan ettik.

Evet, biz medeniyetimizi yeniden şekillendirmek için yola çıktık SADECE iktidar(!) olmak için kendimizi yarı yolda formatladık.

Yani bütün bunlara amin mi diyeceğiz?
Bizler,düşünen, sorgulayan, analiz eden bireyleriz.

Bir elime ayı bir elime güneşi verseniz de inandığım davamdan vazgeçmem diyen bir misyonun sahipleriyiz vesselam.

Abdullah Alagöz






Editör: TE Bilisim