Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
 CNN Türk’te İstanbullu Kürtçü “Şirin” ile Yeşilçam’ın Kürtçüsü Fatsalı Tatar Ramazan memleketi çözüp barış akademisi kuruyorlar...

Ne güzel olur, Kandil’de Korkmaz Akademisi, İstanbul’da Tatar Ramazan’ın Barış Akademisi!

Barış diye diye, çözüm diye diye iki koldan terörist yetiştirip acele tarafından ülkeyi bölerler.

İçine PKK cini kaçmış, “ıııı”lamakla ünlü Şirin ile bir zamanların salon mafyası Tatar muhabbet ediyor.

O Şirin ki PKK yandaşlarını çağırıp uzun uzun konuşturmakla ünlü...

Türkiye’nin Rumeli ve Anadolu’dan oluştuğunu bilmeyen sunucudur!

Artist Kadir ise malûm... Şu aralar film çekemediği için âkillik rolünde...

İşte bu ikili oturmuşlar, Türkiye’yi dilimleme muhabbeti yapıyor ekranda...

Tatar, bebek katilini pek beğeniyor...

Ermeni dölünü, masum Kürt halkının lideri diye niteliyor!

Sordun mu halka Tatar?

Milletin aklını karıştırmak, ne olduğu belirsiz “saçılım ve çözülme süreci”ni demokrasi diye yutturmakla görevli 62 akıldâneden oluşan “âkil insanlar heyeti”nin “barış akademisi” olarak örgütlenmesini istiyor!

TBMM, hükümet, muhalefet, üniversiteler, STK’ler yetmiyor, bir de “bölücülük akademisi” gerekli... Komünist ülkelerdeki “politbüro” olacaklar anlaşılan!

Adı da pek güzel: Barış Akademisi!

Türk milletinin anavatanında, Türk milletinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde kiminle kimi barıştıracaklar?

Türk devletinin kurucu unsuru Türk milleti ile asırlardır taşeronluk, marabalık ve isyancılıktan başka iş bilmeyen Kürtçüleri mi?

Nisan-2013’te “Çözüm sürecinde Tayyip’in de olumlu karşıladığı 'Barış Akademisi' kurulabileceğini" söylemişti.

Âkillik de olmasa adı unutulmak üzere ya, yine gündem olmak hevesinde...

Ne tesadüfse, Kürtçüler de uzun zamandır “Mezopotamya Barış Akademisi” diye bir şeyden bahsediyordu!

Bugünlerde işsiz ve parasız kaldı galiba Tatar... Büyük ihtimalle seçim de yakın, “vekillik” falan olur mu acep?

Padişah, kendine hizmet eden Hülya’ya devlet madalyası verip ödüllendirdi ya, o da bir şeyler bekliyor zahir...

“Âkil” lafına gıcık oluyormuş, “barış elçisi” denmeliymiş...

Hayhay Tatar Ramazan, hayhay Yeşilçam’ın salon kabadayısı, buyurun Kobani’ye... IŞİD’le görüşün, ÖSO ile görüşün, Esad ile görüşün, buyurun barışa!

Hayal perdesinin efesi, kendisine ağabey diyen Padişahın, Ahmet Kaya meselesi yüzünden “Hepiniz oradaydınız be” diye çıkışmasına pek kırılmış!

Bol keseden atıyor: “Ben o bölgede yıllarca yaşadım. Oradaki sorunları kim benim kadar bilebilir? Tarih beni iyi insan olarak yazacak!”

Bir de diyor ki, “AKP beni kendi düşüncelerine alet edemez!”

Halk faili meçhulleri bilmiyormuş, Diyarbakır zindanlarını bilmiyormuş, PKK’yi, PYD’yi bilmiyormuş, Öcalan’ın bu süreçteki önemini bilmiyormuş.

Yuh be Tatar Ramazan!

40 bin can vermiş bu millet! Ermeniyi, Kürt isyancıları görmüş bu millet! Mehmetçiğe, polise, öğretmene, işçiye kurşun sıkan PKK’yi millet mi bilmiyor, sen mi bilmiyorsun? Yuh!

Sanatçı kisvesinde bölücünün değirmenine Şirin kardeşinle su taşımaya devam edin bakalım, tarih sizi nasıl yazacak göreceğiz!

Ha, unutmadan söyleyelim: Tarihi hep Türk milleti yazmıştır!

MUSTAFA ÖNDER

Editör: TE Bilisim