TÜRK MİLLETİ OLABİLMEK… TÜRK MİLLETİ OLABİLMEK…
 SEN MANYAK MISIN OLUM...

Sayın Devlet Bahçeli'ye soruyorlar; "Efendim gününüz nasıl geçiyor. Müzik dinler misiniz,film izler misiniz; klasik araba sevdanız var, biliyoruz..." ... "Evet, klasik araba tutkunluğum var. Zaman zaman kendim kullanır, gezerim. Ferdi Bey'i beğenirim; dinlerim kendisini. İki tane dizi var, onları kaçırmam, izlerim...'' (Bu arada Ferdi Tayfur da ısrar devam ediyor.)

...

Günlük yaşamında bu kadar muhafazakar ve aynı zamanda dingin olan birsinin sistem değişikliği gibi oldukça değişkenliğe ve hareketliliğe gebe yeni durumun mucidi olmasını psikologlar, sosyal bilimciler nasıl değerlendirirler; açıkçası merak ediyorum. Zaman zaman aklıma ''Haydi aslanım sen yaparsın, bir şey olursa sorumlusu benim'' gibi günlük yaşamda karşılaştığımız bir durum aklıma da gelmiyor değil.

...

Doğrusu, daha önceden cep telefonu kullanmadığını yine seçimlerden seçime çıktığı bir TV programında öğrendiğimiz Sayın Bahçeli'nin; haftada (Son yıllarda bir dizinin en az 1.5 saat sürdüğünü düşünecek olursak) üç saat dizi izliyor olmasına imrendim; vakti bol bir emekli olarak da kıskandım doğrusu. Belki de Sayın Bahçeli ancak şimdi beni ikna edebildi; Türkiye de her şeyin yerinde ve güllük gülistanlık olduğuna(!) Demek ki söylediklerinden çok yaşantısı ikna ediciymiş(!)

...

Vallahi, ya ben çok garip insanım ya da Sayın Bahçeli. Günümüz dünyasında; hele bir de yüksek riskler taşıyan bir süreçten geçen Türkiye'mizde bırakalım sıradan bir vatandaşı, devletin sisteminin değişmesinin tek tetikleyicisinin; cep telefonu kullanmayan, haftada üç saat dizi filim izleyen birisinin olmasını garipsediğimi; neyse, bilge kişiye laf söylenmez, şahsi tuhaflığıma, hatta manyaklığıma bağlıyorum(!)

...

Sayın Bahçeli'nin günlük yaşantısını dikkate alınca kendime ne kadar haksızlık yaptığımı fark ettim. Ulan diyorum kendi kendime; tırışkadan emekli bir bankacısın ve aynı zamanda kuş konmaz kervan geçmez; Anadolu'nun ücra bir köyünün İstanbul'daki derneğinin yönetim kurulu üyesisin. Falanca dernekte şusun, busun...

...

Neyine ulan senin; her gece sabahlara kadar ülkemizde ne oluyor, ne bitiyor programlarını izlemeye. Neyine ulan senin, kişiliğine değer verdiğin insanın namusuna dil uzatanlarla savaşmaya. Neyine ulan senin, güce sığınmış üç beş alçağın, şerefsizin söyledikleri üzerinden ''Hayır o öyle değil, böyledir'' diye millete doğruyu anlatma gayreti. Neyine ulan senin, cep telefonuna haber sitelerini indirip, son dakika haberlerini almak. Neyine ulan senin, hemşerilerinin gece seni arayabileceğini, hastasının, sıkıntısının olabileceği düşüncesi ile sabaha kadar yatağımın başucunda ''Cep telefonu''nu açık tutmak ve neyine ulan senin; bu nedenlerle her telefon çalışında ayağa fırlayan hanımından ''Gene kim ölmüş'' fırçası yemek.

...

Çık Çamlıca'nın tepesine; zırt, pırt çalan telefonunun sık boğazını öldür. Bunca senedir iyi gitmeyen devlet,millet, parti meselelerinin hıncını aldığın hanımını al yanına; Boğaz'ın püfür püfür esen rüzgarına dön yüzünü; söyle, islenmiş kömür karası çaydanlıktan ince belli bardakta demli bir çay ve olabildiğince haykır ''İstifa ettim ulan bu memleketin her şeyinden'' diye.

...

Olum sen manyak mısın be... Adam devletin koskoca sistemini değiştiriyor ama aynı zamanda tespihini çekiyor, dizilerini izliyor, klasik arabalarını kullanıyor, cep telefonu kullanmıyor nedense... Herkesin keyfi yerinde; sen manyakmısın olum.

Mehmet Soral


Editör: TE Bilisim