“MHP meselelerini sadece olağanüstü kurultay toplayarak çözsün”; 


“ilçe-il belediye başkan adayları ve milletvekili adaylarını taban belirlesin”;

“Genel Merkez Ankara’dan paraşütle aday indirmesin”;

“Danışmanlar, seçim zamanlarında milletvekili adayı, fakat normal zamanda parti içi farklılıkları imha etme ve siyasi linç mangası olmasın” vb. görüşler, malum olduğu üzere çok dillendirilir oldu…

Gariban taban adına çocuğunun süt parasını sandıkta partisine harcayan, hatta referandumda sandık görevlisi yapılıp, yine mahalle teşkilatının kirasını ödeyen samimi ülkücülerin, pek baş tacı edilmediğini de yaşayarak görüyoruz.

50 bine yakın oy aldığımız ilçelerde, 50 kişiyi geçmeyen delegeler ile partiyi tabandan kaçıran ve adeta koltuk koruma formalitelerine dönen hüzünlü tasfiye kongrelerinin hedefi haline geldik.

Bir ilçemiz, MHP delegesinden ilçe açılışı için maddi destek talep eder, ardından “ilden talimat var açılışa gelme” telefonu eder. Yıllardır su gibi akıttığımız vaktimizi ve nakdimizi tereddütsüz veririz… Sonuç; itilen kakılan ülkücüler!..

Bir diğer ilçemiz, bizi siyaseten ilçemizde adeta imha etmek icin anamızın ak sütü gibi manevi hakkımız olan, dost düşman herkesin kabul ettiği emeğimizi ve çocuklarımızın manevi itibar hakkını siler… bu emri bu arkadaşlara kim vermişse, şehit kanlarının ve kemiklerinin manen oluşturduğu ve oturduğu koltuklar kendilerine yar olmaz. Çünkü o koltuklar onlara emanettir.

Muradımız, koltuk ya da delegelikse, Allah muradımıza erdirmesin! Çünkü o sıfatların tamamının manevi onurunu yaşadık.

Çiğnenen; tabandaki ülkücünün emeği, alın teri ve iradesidir.

“Sen oy ver, can ver; kararı bize bırak” denilerek, adeta bu özgürlük çağında insanların manevi onuru ayaklar altına alınmıştır.

Böceğin, kurdun-kuşun, inin-cinin; dost düşman herkesin kabul ettiği anamızın ak sütü gibi hakkımız olan parti temsil aidiyetimiz elimizden alınıyor.

Sanki kutsal ocak babadan mirasmış gibi görülerek, milliyetçi ülkücü hareket halktan, haktan ve milletten koparılıyor!

Evet, haksızlık ve adaletsizlikler karşısında dilsiz şeytan olmayacağız… emeğimiz ve alın terimizin üzerinde oturan koltuk sahiplerine hakkımızı asla helal etmeyeceğiz. iki elimiz iki cihanda yakalarında olacaktır!...

Hiç bir sıfata ihtiyacımızın olmadığını namuslu herkes bilir; mesele asla bu değildir.

Ülkeye, harekete ve millete yazık oluyor ama bu zifiri karanlığın dağılacağı ilahi adaletin gerçekleşeceğine inancımız tamdır. Gerçekleri ifade etmeye ve mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha ifade ederiz. Bu, bizim için iman ve amel olarak bir ömür boyu sürecek; Allah bizden öncekiler gibi model olmayı bize nasip etsin. Kamuoyuna duyurulur!

MHP Kongreleri ile koltuk koruma adına utanç verici tasfiyeye karşı tabanda infial sürüyor; adeta farklı düşünenler bu koltuk sahiplerinin “babalarının çiftliğinden”(!) kovuluyor.

Bu insafsız ve vicdan yoksunu partiyi küçültme; Ülkücüleri zorla partiden uzaklaştırma operasyonu, hareketin tarihine kara bir leke olarak geçiyor.

Miras olarak kalsaydı, sayın Devlet Bahçeli’ye kalmaz Türkeş ailesi siyasi mirasa konardı.  Ülkücü hür delege iradesi Devlet Bahçeli’yi Genel Başkan yapmış; kurultay iradesi hareketin güvencesi olmuştur.

Parti içi demokrasi ve taban iradesi hareketin güvencesidir. Ülkücü iradeye vurulan haksız ve adaletsiz zincirler kırılacak, Ülkücü taban iradesi hareketin güvencesi olmaya devam edecektir.

Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler

 

Sadece olağanüstü kurultay istedik… bu da Allahın emri, peygamberin sünneti ve Türk’ün töresidir!

Kurultay sonucu kim çıkarsa çıksın baş tacıdır.

Referandumda milyonlar “hayır” dedi, biz de hür irademizle “hayır” dedik… kabrimizin üstüne “milletvekili” ya da “başkan” yazılmayacak. “adam gibi adam” desinler, kul razı olunca Allah da razı olur inşallah… bu en büyük rütbemiz olur. Alın her şey sizin olsun; yazıklar olsun!

Bizi siler, çizer ve yok sayabilirsiniz. Kalem, güç ve iktidar elinizde ama Allah davasını savunmaktan asla alıkoyamazsınız.

Siyasi ömür dahil, süreyi Allah tayin eder. Allahın verdiği her türlü ömür ne bir dakika uzar ne bir dakika kısalır. Olağanüstü harcanan emek, ter ve çekilen çileyi, kurtlar, kuşlar, böcekler ve dost-düşman herkes biliyor.

Gönüllerdeki kor gibi yanan Ülkü ateşini söndüremezsiniz! Milliyetçi-Ülkücü hareketten insanları soğutma operasyonu sonuç vermeyecektir.

Melekler şahidimiz, mahşerde hesaplaşacağız. Rütbeler sizin olsun; bize Ülkücü şehitlerin ve Başbuğun davasının neferi olmak yeter! haksızlıklar karşısında dilsiz şeytan olmayacağız inşallah!

Bize bu zulmü reva görenlere bebeklerimizin hakkını asla helal etmeyeceğiz. Çocuğunun süt parasını partisi için harcayan sandık görevlisinin ahı, hiç kimseyi iflah etmez. Mezarlıklar, nice güç kudret servet ve şöhretini ölümsüz zannedenler ile doludur.

Haksızlık, adaletsizlik ve zulme kutlu mübarek isyanın adı, “tasmasız bozkurt” olmaktır!

Sabri Şenel



Editör: TE Bilisim