''Türkiye Cumhuriyeti her türlü milli varlığı binlerce yıl sonunda ortaya çıkan, 20. Asrın efsane bir projesidir.
Hasta adamı etnik ameliyatla ölüme terk edenlere, Cenabı Hakkın yardımı ile yeniden sahneye çıkan, ancak Türk milletine mahsus bir asil isyanın, dirilişin, meydan okumanın adıdır.
Bu topraklar emsalsiz ihanet ve kahramanlık öyküleri ile doludur.
Ve herkes, kendi rütbesini tayin etmekte özgürdür.
Toprağın altında kahramanlar da yatar, hainlerde..
Kahramanlar Türk milletinin sinesinde ölümsüzdür. Zira onlar Allah yolunun hak yolunun yolcusu olarak hep diridirler.
Bir lanet halkası, ibretlik bir vakıa olarak hainlerin boyunlarında ebedi olarak asılı kalacaktır.
Herkes, elbet kendine yakışanı yapacaktır.
Bir gerçek var ki, bu, toprakların tartışmasız, ebedi, eşsiz kahramanları Müslüman Türk milletidir.
Kıyamete kadar bizlerin fani, milletimizin ebedi olduğu yolculuk inşallah kabirlerden ve yerin üstünden sürecektir.
Evet.. Ne bu ülkeyi, ne de bu milleti böldürürüz.
Bunu hayal edenler korkunç bir kabusla uyanacak, inşallah gök kubbe başlarına çökecektir.
Bu topraklarda Türk milleti geçmişte hep birlikte yıldırım olmuş, kasırga olmuş, kardeşliği tesis etmiştir.
Ne bu millete hainlik yapanlar biter, ne de kahramanlar tükenir..
Her süreç, kendi kahramanlarını çıkarır. Ama bütün mesele, ödenecek bedelin ağırlaşmaması, toprakla buluşacak kan, gözyaşı ve genç fidanların daha fazla artmamasıdır.
''Burası ne Irak, ne Suriye, ne de eski Yugoslavyadır.'
Dünyada bu kadar tertip, tuzak kurulan, hain üreten veya haini olan başka bir millet var mıdır?
Bu da bu milletin büyüklüğünü, topraklarının kutsallığını gösteren bir ölçü değil midir?
Türk milliyetçilerinin fikirlerini temellendiren milli ve ilmi değerler Ziya Gökalp'in fikirlerine kaynak oluşturduğu Atatürk, ve onun kuruluş değerleridir.
Bu değerler, Atatürk hasta yatağında iken itibarsızlaştırılmaya çalışılan, ve rotası İnönü ile değiştirilen asil diriliş ve duruş değerleridir.
İnönü ile Atatürk'ten uzaklaşan onunla hesaplaşmaya giren, Rusya korkusundan Türk milli kimliğine yapılan operasyon ve Türk milliyetçilerine yapılan zulüm, aslında MHP ve Ülkücü hareketi ortaya çıkaran tarihi süreçtir.
Başbuğ Alpaslan Türkeş'in şahsında Ülkücülere ve MHP camiasına gösterilen muamele karşıt görüş adı altında alçaklıkları gizlemek adına, Türk milleti ile araya duvarlar örülmüştür.
Türk milleti MHP, Ülkücüleri tanımaya başlayınca, arkasından 12 Eylül ihtilali gelmiş, ve bu kutlu, asil iktidar yürüyüşünün önü kesilmiştir.
Aslında Ülkücüler üzerinden Türk milletinin önü ihtilallerle kesilmiştir.
Türk milleti ile MHP'nin buluşması, kucaklaşması, millet düşmanlarının değişmez uğraşı olmuştur.
Dün komünizme karşıki direnişimizdeki anlayışsızlık, ve karşıt görüş ihaneti, o kutlu mücadele, sıradanlaştırılmak istenmiştir.
Aynı çanaktan nemalanan her türlü gökkuşağı koalisyonu için tek hedef MHP olmuştur.
Komünizm yıllarının simgesi, utanç duvarı, utanç verici biçimde yeniden medya ambargosu işlevi ile, saptırma, algı operasyonu ile sanki MHP ve ülkücüler uzaylı olarak gösterilmeye çalışılmıştır.
Asker, polis, öğretmen Katillerini sevecan, barışçı, gerilla diye takdim edenler, okuluna gitmek, okumak isteyen masum Ülkücüleri karşıt görüş olarak damgalayarak Ülkenin BOP temelinde bölünmesine çanak tuttuklarının farkında değillerdir.
Özetle, dünün komünist Berlin duvarı, Aziz Türk milleti ile ülkücüler arasına yeniden, alçakça örülüyor.
Ama bu duvarların, tuz ve buz edilmesi, Türk milletinin özgürlük ateşinin yeniden start alması, ve 7 haziran'ın milat olması zorunluluktur.
Türk bayrağına muhabbet duyanları karşıt görüş olarak takdim ediyorlar.
MHP ve Ülkücüler, dünün mütareke medyasının temsilcisi, bugünkü yandaş medya tarafından ambargo altın alınmışlardır.
MHP ve Ülkücüler bu ambargoyu, örülen duvarları destansı bir mücadele ile yıkarak, milletle buluşacaktır.
Kirli oyunu bozup, güçlü devlet ve milli iktidarı kurmak, her Türk milliyetçisinin kutsal borcudur.
Türk milletini ve devletini etnik tuzakta imha etmek için komünist, aşırı sol, bağımsızlık edebiyatı yapan kanlı örgütler, liboş, godoş, nonoş, ne varsa hepsi işbirliği yapmıştır.
Bu, barışsever maskeli direkt ve dolaylı bölücülere soruyoruz!
Sizin gibi eli silahlı, başı külahlı, ellerinde şehit kanı bulunan ipsiz, sapsız, hırsız, nursuz, uyuşturucu baronu olana, dünyada yol veren ülke var mıdır!''
Editör: TE Bilisim
