Zafer Partisi Ümraniye İlçe Teşkilatı şehit olan altı askerimiz için yürüyüş.. Zafer Partisi Ümraniye İlçe Teşkilatı şehit olan altı askerimiz için yürüyüş..
  Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan TANRIKULU Türkiye ekonomisinin tıkandığını, çarkların durma noktasına geldiğini söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Kenan TANRIKULU “Derdimiz Memleketimiz, Tasamız Milletimiz! Türkiye’de Ekonomi Tıkanmış, Çarklar Durma Noktasına Gelmiştir! Tarihin En Büyük Enkazını Bırakacak Olan AKP, 7 Haziran’da Milletimize Bunun Hesabı Verecektir.” başlığıyla bir yazılı basın açıklaması yaptı.


“DERDİMİZ MEMLEKETİMİZ, TASAMIZ MİLLETİMİZ!

TÜRKİYE’DE EKONOMİ TIKANMIŞ, ÇARKLAR DURMA NOKTASINA GELMİŞTİR!

TARİHİN EN BÜYÜK ENKAZINI BIRAKACAK OLAN AKP,

7 HAZİRAN’DA MİLLETİMİZE BUNUN HESABI VERECEKTİR.”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; “Milliyetçi Hareket Partisi olarak derdimiz memleket, tasamız milletimizdir. Türkiye’de ekonomi tıkanmış çarklar durma noktasına gelmiştir. AKP bu büyük tarihi ekonomik enkazın hesabını 7 Haziran seçimlerinde milletimize verecektir” dedi.

Tanrıkulu yaptığı açıklamasında; “Türkiye’nin ekonomik anlamda nefesi tıkanırken; 1,4 milyar TL’lik kaçak saray, 185 milyon dolarlık uçaktan sonra Cumhurbaşkanlığı, örtülü ödeneğe de el atmıştır.

Esasen Başbakanlık makamına ait olan örtülü ödenek kullanma yetkisi, milletimiz uyurken bir gece sabaha karşı verilen bir önergeyle TBMM’den hızla geçirilmiştir. Anayasamıza göre ‘örtülü ödenek’ kullanma yetkisi ve görevi bulunmayan saray makamı, yıl sonuna kadar 2,1 milyar TL’nin hesapsızca kullanma yetkisine kavuşmuştur. Devletin her türlü imkânını kendisinin rahatlığı ve konforu için kullananlar, çalışanımıza, emeklimize sıra geldiğinde kaynak yok bahanesine sarılmaktadır.

Türkiye ekonomisinde bugün yaşanan sorunların en önemli kaynaklarından biri son 12 yıldır sanayileşmeye gereken önem ve önceliğin verilmemesi, adeta bir sanayisizleşme sürecine ortam hazırlanmasıdır.

Türkiye’de sanayi üretimi 2002 yılından bu yana düşmektedir. 2002 yılında % 9,4 olan sanayi üretimindeki artış hızı 2009’da % -9,9’a, 2012’de ise % 2,5’e kadar gerilemiştir.

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı son 25 ayın en düşük değerini Mart ayında görmüştür. Dün ülke genelinde yaşanan ve sebebinin açıklanamadığı elektrik kesintisi nedeniyle sanayimizde milyonlarca dolarlık zarar meydana gelmiştir.

Son 12 yılda tarım ve imalat sanayi gibi dış ticarete açık sektörlerimizin GSYH içindeki payı sürekli gerilemektedir. Bu duruma çözüm sunamayan, seyirci kalan iktidarın elinde günü kurtaracak malzemesi de kalmamıştır.

2014’ün Mart ayında 91,7 olan Ekonomik Güven Endeksi, 2015 Mart’ında tarihî bir rekora imza atarak % -15,4 oranında azalışla 74,9’a düşmüştür. Bu durum; ekonomideki zafiyeti ve risk dolu günlerin yaklaştığını göstermektedir. Çünkü bu dramatik düşüşün ardında tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerinin tamamının düşmüş olması yatmaktadır.

Gelinen noktada dün açıklanan büyüme rakamları aylardır dile getirdiğimiz gibi çıkmıştır. Bu duruma önlem alamayan, üretimi artıramayan, sanayicimizin, yatırımcımızın önündeki engel ve korkuları kaldıramayan AKP, ülkemizi ekonomik kaosa sürüklemektedir.

2014 büyümesi % 2,9 olarak gerçekleşirken, detaylarına baktığımızda ilk göze çarpan ülkemizin dolar cinsinden %-2,8 küçülmesidir. Kişi başına millî gelir 2013’e göre 418 dolar düşerek 10.404 dolar olmuş, buradaki küçülme ise %-3,9 oranında gerçekleşmiştir. Milletimiz yoksullaşmakta ve orta gelir tuzağından çıkamamaktadır.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) sonuçlarına göre yatırımlar halen çok zayıftır. Kamu yatırımları çakılırken, özel sektör yatırımları ise % 0,9 gibi düşük bir artış gösterebilmiştir. Büyümenin lokomotifi olan özel sektör yatırımları inşaatta % 4,6 artarken makine-teçhizat yatırımı % 0,8 daralmıştır. Zaten zayıf olan yatırım artışının inşaat-beton ekonomisinden kaynaklanması ülkemiz ekonomisini canlandırmayacaktır.

Günü laf kalabalığıyla geçirerek ülkemizin düştüğü bu acı tablo karşısında hiçbir sorumluluk duymayan AKP’nin 2015 yılı büyüme tahmini de yılın ilk üç ayında çökmüştür. Daha bugünden 2015 yılı 1’inci çeyrek büyümesinin de düşük -sıfır (0)- çıkacağının zemini hazırlanmaya başlanmıştır. Türkiye uzun vadeli bir durgunluk dönemine girmiştir.

Bu büyüme hızı ve üretim profili ile Milliyetçi Hareket Partisi’nden aşırılan 2023 hedefleri artık hayalden öteye gidemeyecektir. Başkanlık sistemi gelirse daha zengin, daha gelişmiş olacağız palavralarına ise ne girişimcimiz, ne de milletimiz inanmaktadır.

Son açıklanan dış ticaret rakamlarına bakıldığında ise ihracat Şubat ayında bir önceki aya göre %-6 oranında azalmıştır. 12 aylık kümülatif veriler incelendiğinde, Şubat ayı itibarıyla ihracatın yıllık bazda sadece %2,2 artarak son 9 ayın en zayıf performansını sergilediği görülmektedir.

Altın ihracatını da içeren kıymetli taşlar kaleminde izlenen artış ihracattaki gerilemeyi perdelemektedir. Bu dönemde en çok altın ihracatı gerçekleştirilen ülkeler sırasıyla İsviçre, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri olmuştur. 17-25 Aralık sürecinden sonra tekrar altın ihracatı yapan firmaları kamuoyunun öğrenme hakkı vardır.

Saray’ın neden olduğu yükselen doları dizginlemek için piyasalara her gün dolar satan Merkez Bankası’nın o çok övünülen rezervleri de hızla erimeye başlamıştır.16 Ocak’tan 26 Mart’a kadar yaklaşık 10 milyar dolar döviz satan Merkez Bankası’nın net rezervi 26 Mart itibariyle 34,8 milyar dolara gerilemiştir. Bu rakam Türkiye’nin 2,5 aylık ithalat borcuna ancak yetmektedir. Bir başka ifadeyle 2002 yılında Türkiye’nin her 100 dolarlık kısa vadeli dış borcuna karşılık Merkez Bankası kasasında 176 dolar varken, bugün sadece 96 dolar bulunmaktadır.

Dış ticaretin yavaşladığı, kurların arttığı, üretim ve yatırımda keskin düşüşlerin yaşandığı şu günlerde girişimciler maliyetlerini düşürmek adına işçi çıkarmalarına da başlamışlardır.

Şubat ayında işsizlik ödeneği için başvuranlar, geçen yılın aynı ayına göre % 28,1’lik artışla 81 bin 808 kişiye yükselmiştir. Bu rakam bile istihdamda yaşanan büyük gerilemenin öncü işaretidir. Yine TÜİK’nin verilerine göre Aralık 2014’te 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı % 20,2’dir. Hiçbir ülke, bu yükseklikteki genç işsizin ortaya çıkaracağı ağır sosyal patlamaları kaldıramaz.

Dünyada üretim artışının olmadığı hiçbir ülkede başarı yoktur!

Onun için Milliyetçi Hareket Partisi olarak; yatırım ve üretimi ülkemiz için çok önemli görmekteyiz. Türkiye’nin yeni bir ekonomi, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme politikasına olan ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. Kaynaklarımızı doğru ve adaletli kullanarak, önceliği insan olan politikalarımızı muhakkak hayata geçirmeyi arzu ediyoruz. Böylelikle Türkiye ekonomisinin tüm unsurları bugünden daha rahat bir nefes alabilecek, 12 yıldır süregelen mevcut sorunlar mazide kalacaktır.

Milletimizin beklediği umut dolu, ferah ve güvenli günler çok yakındır. Bu güzel günleri yaşatmaya olan azim ve inancımıza milletimizin desteği 7 Haziran seçimlerinde görülecektir. Türkiye’nin susadığı huzur ve refah dolu günler çok yakındır.” diyerek, 7 Haziran seçimlerinde milletimizin yakacağı millî meşalenin tüm Türkiye’yi aydınlatacağını belirtmiştir.

Editör: TE Bilisim