Pratikte uygulamasına hiç de ihtiyaç duyulmayan; milletin bir kesiminin gönlüne hoş görünmek, zamanı gelince de biz sizin için bunu yaptık diyerek üzerinden oy devşirme niyeti güdülen din soslu "Müftülerin nikah kıyabilmesi" meselesi; devleti yönetmekte yaşanan sıkıntıların fark edilmemesi üzerine düşünülmüş olan dikkat dağıtma operasyonudur.
...
Lütfen, devletini ve milletini sevenler bu tartışmalara katılmayalım. Çünkü her şeyden önce eğer bu uygulama mağdurlar yaratacaksa; en çok bu uygulamayı isteyenlerde olacaktır. Nasıl olsa bu uygulamayı bizler tercih etmeyeceğimize göre niçin telaşlanıyorsunuz ki.
...
Ayrıca bu müftü nikahını savunanların belki de tamamı savundukları usulü fiilen kendileri için tercih etmeyeceklerdir. Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki; nikah masraflarının büyük bir kısmı nikah salonunda toplanan paradan karşılanıyor. Dolayısıyla, başta savunanlar olmak üzere kimse müftülükte nikahı tercih etmeyecektir.
...
Dikkatinizi çekerim; müftülükte nikahı savunanlar aynı zamanda faize de karşı çıkarlar ama bankadaki paraları için aldıkları faizi bankaya veya devlete bırakmazlar; o parayı çekerler doğal gaz veya elektrik faturalarını öderler; nasıl olsa boğazımızdan geçmedi deyip, faize karşı olmaya da devam ederler.
...
Lütfen, artık milletin sosyolojisini başta CHP olmak üzere anlamaya çalışalım. TV'ler de bu konuda CHP adına canhıraş bir şekilde konuşanlar "Bu konunun muhatabı bizler değil, uygulamayı tercih edecek olanlardır" deseler AKP'nin tüm kurgusu alt üst olacaktır.
...
AKP'nin bu tür çıkışları; metal yorgunluğu diye tanımladıkları motivasyon kayıplarını telafi etmeye yönelik olarak oylarını konsolide etme çabasıdır. "Dine atıflı" bu tür atraksiyonlara karşı çıkmak her zaman için muhalefete kaybettirmiştir. Eğer 28 Şubat sürecinde CHP daha sonraki yıllarda başörtüsü meselesinde gösterdiği hoşgörü ve anlayışı göstermiş olsaydı her seçim arifesinde AKP'yi motive eden kaynağı kurutmuş olacaktı ama maalesef her defasında AKP'nin kurgusuna figüran oldu.
Mehmet Soral
Editör: TE Bilisim