Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
 İfade etmek isterim ki, iki gündür yapılan "seçim barajı" ve "seçim ittifakı" tartışmalarının yanlış değerlendirildiğini, hatta bazı partilerin baraj problemi olduğu noktasından yapılan yorum ve tespitlerin resmin bütününü gözden kaçırmaya hizmet ettiğini ve eksik değerlendirmeler olduğunu düşünüyorum.

Oysa ki, "seçim barajı" tartışmalarının başlatılmasının temel sebebinin, 2019 seçimleri için düşünülen "seçim ittifaklarının" psikolojik alt yapısı için hazırlık olduğunu fark edemezsek, gerçeğin büyük kısmını gözden kaçırmış oluruz.


Daha önce de defalarca yazdım ve iddia da bulundum ki, uyum yasaları kapsamında Siyasal Partiler ve Seçim Kanunlarında yapılacak değişikliklerle, hiç bir partinin seçmenine sevimsiz gelmeyecek "hülle" yöntemiyle "gizli ittifak" yapmak yerine, her partinin oy pusulasında yer alan kendi "amblemine" oy kullanmasına imkan verecek "resmi ittifakların" önü açılacak.


Bu şekilde Cumhurbaşkanlığı Hûkümet Sistemin zorunlu kıldığı % 50+1 gibi zor bir oranı garanti altına alacak seçimin ve seçmenin önündeki "psikolojik bariyerler" MİLLETVEKİLİ seçiminde yapılacak "resmi ittifakla" aşılmaya çalışılacak.


Uzun yılların alışkanlığı ile oy pusulasında kendi partisinin amblemini gören seçmenin gönül rahatlığı ile partisine oy kullanması ve ittifak yapan partilerin bu şekilde kullanılan oylara göre TBMM'de temsil edileceği bir seçim sisteminin psikolojik alt yapısı hazırlanıyor. Bu şekilde ittifak yapmış partilerin seçmeninin Cumhurbaşkanlığı seçiminde de farklı davranmayacağını rahatlıkla ileri sürebiliriz.


Örnek vermek gerekirse; AKP ve MHP'nin kanun değişikliği ile sağlanmış "resmi ittifakı" ile bir seçime girme kararı verdikleri bir durumda, herkes kendi partisine oy kullanmasına karşın, bu iki partinin toplam olarak aldıkları oy miktarı birlikte hesaplanacak ve bu şekilde çıkaracakları milletvekili sayısı bulunacak ve aynı şekilde o seçim bölgesinde kazanılan milletvekillerin bu iki parti arasında nasıl paylaşılacağı da, ayrı ayrı aldıkları oya göre paylaşılacaktır.

Bu durumda MHP Liderinin gündeme getirdiği "seçim barajı" tartışmasının, mevcutta MHP'nin baraj altında bulunduğu tahmin ve yorumlarıyla uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır.

Bu yöndeki teklif ve baraj tartışmalarının, AKP+MHP blokunun dışında kalan muhalefet partilerini daha çok ilgilendirdiği rahatlıkla söyleyebiliriz.

Muhalefet partilerini nasıl ilgilendirdiğinin daha iyi anlaşılabilmesi için, AKP+MHP "resmi ittifakına" karar verildiği takdirde, bu tercihin siyaseti derin bir kutuplaşmaya sevk edeceğini, bu kutuplaşmada diğer muhalefet partilerinin"seçenek" oluşturma anlamında tam bir çıkmaza sürükleneceğini, alternatif siyaset formülü üretmekte bile çok zorlanacaklarını ifade etmemiz gerekiyor. Hele hele seçim barajı düşürüldüğünde "küçük partilerin" ümitleri artacağından, muhalefetin parçalanması daha da kolaylaşacaktır.


Bu durumda şimdi düşünelim; AKP+MHP seçim ittifakına karşı, CHP+İYİ PARTİ+ HDP'nin seçim bloku oluşturmasının önündeki siyasal, sosyolojik ve psikolojik engeller göz önünde bulundurulduğunda, MHP Liderinin "baraj korkusuyla" bu konuyu gündeme getirdiğini ileri sürmek, siyaseti iyi okuyamamak veya değerlendirme hatası yapmak demektir.


Aynı şekilde kanaatim odur ki, MHP lideri AKP nezdinde yapılacak İttifak pazarlığında gücünü artırabilmek için "baraj tartışmasını" erkenden gündeme getirmiş olmalıdır.


Sonuç olarak ustaca planlanacağı anlaşılan "siyasal bloklaşmanın" üstesinden gelebilmenin tek yolu ise; siyasi hayatına yeni başlamış olan İYİ PARTİ'nin asgari % 30'lara varacak bir seçmen desteğini konsolide edecek ve bloklaşmayı engelleyecek şekilde ciddi bir ivme yakalamasıdır.


Aksi halde, seçim barajı tartışmaları ile başlatılan "siyasal sürecin" önümüzdeki dönemde keskin bir kutuplaşma ile Türk siyasetini rehin alacağını ve sonuçların da bu kamplaşmaya paralel olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Rubil Gökdemir


Editör: TE Bilisim