YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi
 ---Birinci Bölüm---

Konuya İngiliz Sir Andrew Ryan'in tarihe geçmiş şu meşhur sözüyle başlayalım.


'' Lozan'da onursuz bir barış imzaladık.Bu İngiltere'nin şimdiye kadar imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu ve en kötüsüdür....''


Atatürk 19 Ocak 1923'te İzmit'te halka yaptığı bir konuşmada şunları söyler: ''....Lozan Konferansı, düne ve bugüne ait, üç seneye, dört seneye ait olan hesapların halli ve neticeye bağlanmasıyla meşgul olmakta değildir.Belki tarihten gelen 300-400 senelik bir çok birikmiş,yoğunlaşmış ve halledilmemiş hesapların görülmesiyle de meşguldür.Dolayısıyla bu kadar derin ve bu kadar karışık ve kirli hesapların az zamanda içinden çıkmak o kadar kolay değildir..''


Birinci Dünya Savaşı sonrasında ki en ağır ve en onursuz anlaşma şüphesiz 433 maddeden oluşan 10 Ağustos 1920 SEVR Anlaşmasıdır.İşte bu şartlarla, Türkiye'nin idam fermanı olan Sevr Anlaşmasını çöpe atarak Lozan'a gelmiş olması başta İngiltere olmak üzere,Fransa, İtalya'yı son derece rahatsız etmiştir..


Türkler'i önce Avrupa'dan uzaklaştırmak, sonra da Anadolu'ya sıkıştırıp, Asya'ya atmak projesinin başarılı olamaması ve karşılarına ATATÜRK gibi bir dehanın çıkması emperyalist devletleri çok rahatsız etmiştir..


Gözden kaçan en önemli unsur,Lozan öncesi siyasi durumdur.'' LOZAN ZAFER Mİ HEZİMET Mİ?...'' tartışmalarından önce,Lozan'da masaya oturanların Türkiye'ye bakış açıları çok iyi analiz edilmelidir...


Zira Türk Devleti Lozan'a 1922 MUDANYA ATEŞKES ANLAŞMASININ ve KURTULUŞ SAVAŞININ GALİBİ olarak giderken;karşılarındaki İngiltere-Fransa-İtalya ise; Türkiye'yi 1918 MONDROS ve 1.Dünya Savaşının MAĞLUBU olarak görmek istediklerinden, bitmez tükenmez istekleri karşısında Türk Delagasyonu başta İSMET İNÖNÜ olmak üzere kahramanca direnmişlerdir..Hatta görüşmeler esnasında İnönü masadan kalkarak Türkiye'ye dönmüştür... Bu durum karşısında başta İngiliz Delagosyonu ve diğerleri Türkiye'yi tekrar masaya oturması için büyük çaba sarfetmişlerdir..


Lozan'da masa başına oturan bu devletler,Türkiye'ye Kurtuluş Savaşının galibi olarak değil de, 1.Dünya Savaşının mağlubu muamelesini yapmak istemişlerdir... Türk düşmanı İngiliz Lloyd GEORGE Avam Kamerasında yaptığı bir konuşmada; savaş sonrası en ağır cezanın Almanya'ya değil Türkiye'ye verilmesini isteyerek:


''...Sulh şartları ilan edilince, cezalar Türkler'in en büyük düşmanlarını bile kafi derecede tatmin edecek kadar müthiştir...''


Hatta bir gün İngiliz LORD CURZON, İsmet İnönü'ye hitaben; ''...Siz Yunanlılar'ı yendiniz ama bizi yenmiş değilsiniz...'' demiştir. İngilizler Yunanlılar'a her türlü destek verdiklerini, İstanbul başta olmak üzere, Anadolu'nun bir çok yerini de İŞGAL ETTİKLERİNİ unutmuş gibi olduklarını İsmet Paşa Lord Curzon'a şöyle hatırlatmıştır:


''...Madem ki biz sizinle değil sadece Yunanistan'la savaştık, öyleyse eğer neden karşımıza Yunanistan değil de hep siz çıkıyorsunuz...'' sözüyle tarihi çıkışını yapmıştır...

İsmet İNÖNÜ ve Heyetimiz, Lozan'da ki barış görüşmelerinin sonuna kadar, Atatürk'ten de aldığı direktifler doğrultusunda MİSAK'I MİLLİ'Yİ gerçekleştirmek için büyük mücadele vermişlerdir. Aslında çok dillendirilmemesine rağmen Türkiye Lozan'da sadece kendi bağımsızlığımız ve istiklalimiz için değil; özellikle de mazlum ve esaret altında yaşayan müslüman milletlerin de bağımsızlığı için mücadele etmiştir...Bu durum ,Hindistan ve sair ülkelerde ki müslüman halkları kışkırtacak olmasından dolayı İngiltere'yi bir hayli korkutmuştur...

İSMET İNÖNÜ'NÜN DİRENİŞİ VE İNGİLİZLERDE Kİ
ATATÜRK KORKUSU


İsmet İnönü Lozan'da; Misak'ı Milli sınırlarımız dışında kalan eski Osmanlı Müslümanlarının kendi kaderlerini tayin etmelerini ısrarla savunmuştur..Lozan'da Türk Heyeti masanın karşısındakilere; ''...BARIŞ İSTİYORUZ AMA GEREKİRSE SAVAŞIRIZ...'' tezini ısrarla ve inandırarak işlemiştir..


Görüşmelerin kesilmek üzere olduğu bir günde İtalyan heyetinin, İsmet Paşa'ya; ''Herşeye itiraz ediyorsunuz, bu gidişle masadan anlaşarak kalkamayacaksınız...'' gibi aba altından sopa gösterilmesine İsmet Paşa son derece hiddetlenerek: ''... Nasıl isterseniz,barış olmazsa biz savaşa da hazırız, ben de kalkıyorum zaten,savaşmak için buyurun gelin bekliyoruz...'' mealinde ki açıklama üzerine müttefikler son derece telaşlanarak İsmet İnönü'yü zorla teskin etmişlerdir...


Lozan'da İNÖNÜ ile mücadele eden İngiltere- Fransa-İtalya'nın ve diğer müttefiklerin en büyük korkusu ise ATATÜRK olmuştur..İngiliz Yüksek Komiseri RUMBOLD, LORD CURZON'A gönderdiği 14 Eylül 1922 tarihli telgrafında şunları ifade etmek zorunda kalmıştır:


''... Ordularına, İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ diyen Mustafa Kemal'in ikinci hedefi TRAKYADIR.Konferans yapılamazsa Türkler Trakya'ya geçecektir...''


Atatürk'ün bu niyetini ve karakterini çok iyi anlayan Fransa Yüksek Komiseri General PELLE derhal görüşmek için İzmir'e gelir. Atatürk'ten aldığı cevap çok sarsıcıdır. Atatürk;Pelle'ye verdiği ültimaton tarihe geçer.Şunu der:


''... TÜRK ORDULARI,HEDEFLERİNE ULAŞMADAN DURAMAZ.ANCAK TRAKYA TÜRKİYE'YE TESLİM EDİLİRSE ORAYA ASKER ÇIKARMAMIZA GEREK KALMAZ...''


İngiliz RUMBOLD da, Avam Kamerasına çektiği telgraflarda; ''...Mustafa Kemal çok kararlı, MERİÇ'E KADAR TRAKYA'NIN GERİ VERİLECEĞİ BİLDİRİLİRSE,Mustafa Kemal'in İLERİ YÜRÜYÜŞÜ ANCAK ÖNLENEBİLİR...'' demiştir.


Lozan'da Türk Heyetinin müthiş direnişi , Mustafa Kemal'in askeri ve siyasi kabiliyeti ve kudreti bir yıldan fazla süren görüşmelerde kendisini daima hissettirmiştir...


24 Temmuz 1923'de İsviçre'nin Lozan Şehrinde; İngiltere-Fransa-İtalya-Japonya-Yunanistan-Romanya-Bulgaristan- Portekiz-Belçika-Yugoslavya Devletleri ile Türkiye arasında imzalanmıştır.Boğazlarla ilgili bölümde Rusya ile imzalanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri gözlemci sıfatıyla katılmıştır.Bu güne kadar da anlaşmayı imzalamayan tek devlettir..Bu devletlerden sadece SOVYET RUSYA Türk tezlerini DESTEKLEMİŞTİR. ABD dahil diğer tüm devletlerle masa başında kıyasaya mücadele edilmiştir...


Lozan'ın, ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ olduğunun değerlendirilmesinde şu durum da önemine binaen asla gözden kaçırılmamalıdır:


Bilindiği gibi Lozan Konferansları telgraflarla yürütülmüştür. Takriben Lozan'da ki heyetimizle ANKARA arasında 1600 den fazla telgraf şifreli olarak çekilmiştir. Bu telgraflarda Türkiye Romanya- Köstence hattını kullanmıştır. Halbuki bu hattın kontrolü ise Fransızların elindedir. Diğer hat EASTERN ise Akdeniz'den Türkiye üzerine gelen İngilizlerin kontrolü ve denetimindedir.


BİLAL ŞİMŞİR kitabında; Ankara'dan çekilen şifreli telgrafların İngilizler tarafından şifrelerinin kırılarak açıldığını ve İngiliz Yüksek Komiserinin bu şifreleri hem LOZAN'A hem de LONDRA'YA yetiştirdiğini bildirmektedir...Lozan'da İngiliz baş delegesi RUMBOLD daha sonra bunu şöyle açıklamıştır.


''....Telgraflarda ki bu bilgiler sayesinde biz, BRİÇ oynarken rakibin elindeki kartları bilen bir kimsenin rahatlığı içindeydik...''


Lozan, 1.Dünya Savaşı sonrası imzalanan son Uluslar arası anlaşmadır.Bu anlaşma Türkiye Devletinin TANINMASINI sağlayan KURUCU ANLAŞMADIR..


12 ADALAR LOZAN'DA VERİLMEMİŞTİR....


Birinci Dünya Savaşı bitince İtilaf ve İttifak Devletleri arasında anlaşmalar yapıldı. Almanlarla VERSAY, Osmanlı ile SEVR anlaşması yapıldı.Ancak Sevr Anlaşmasına Türkiye Büyük Millet Meclisinin tepkisi çok sert oldu.


Ankara İSTİKLAL MAHKEMESİ 1 numaralı kararı ile anlaşmayı imzalayan DAMAT FERİT ve üç murahassı İDAMA MAHKÜM edilerek VATAN HAİNİ İLAN EDİLDİLER...TBMM Seve'i kabul etmeyince anlaşma taslak olarak kaldı.


Malesef tarihi gerçekleri bilmeyen çok kimse EGEDE Kİ 12 ADANIN, Yunanistan'a Lozan'da verildiğine inanırlar!..


HAYIR...Ege Adaları Balkan Harbinin hezimetinden sonra LONDRA Konferansıyla İTALYA'YA bırakılmıştır. İtalya 1911 Trablusgarp Savaşı çıktığında adaları işgal ettiler. Daha sonradan UŞİ ANLAŞMASI ile Trablusgarp karşılığı adalar İtalaya'ya bırakıldı. Sonradan da geri alma karşılığı 12 Adalar İtalya'ya verildi...Yani 12 adalar İtalya'ya Balkan Savaşının bitimine kadar EMANETEN VERİLDİ...Lozan ile İtalya'nın Türk sınırına yakın adaların SİLAHSIZLANDIRILMASI kararlaştırıldı...


Lozan'la hiç bir ilgisi bulunmayan 12 Adalar ve RODOS Adası 1945 yılına kadar müttefiklerin elinde kalmıştır.1945 Yılında müttefiklerin elinden resmen 1947 yılında , Yunanistan'a TESLİM EDİLMİŞTİR.


Lozan'da sadece GÖKÇE ADA ile BOZCA ADA özerk bir yönetim ile Türkiye'ye kaldı.Fakat Türkiye bu özerklik şartını uygulamadı.


Lozan'da Türk Delegasyonu hakkımızı koruyamamıştır, Lozan zafer değil hezimettir diyen anti Lozancıların başında gelen fesli KADİR MISIROĞLU'NUN bu gerçekleri bilmediğine inanmak zordur!..Lozan'da GİZLİ PROTOKOL yoktur.Anlaşmanın gizli olan hiç bir tarafı da yoktur.. Anti Lozancılar; ''...Türk Heyeti adaların verilmesi için ısrarcı olmalıydılar...'' tezinin sahipleri, ADALARIN HALİFE PADİŞAHLARI TARAFINDAN PEŞ KEŞ ÇEKİLDİĞİNİ NEDEN GİZLEMEKTEDİRLER...


1877-1878 (93 Harbi) Abdulhamit Rusların ilerleyişini durdurmak için İngilizlerden yardım istedi. Taviz olarak da KIBRIS'I İngilizler'e vermek zorunda kaldı. Ruslar, Kars-Ardahan ve Batum'u geri verince İngilizler de Kıbrıs'ı geri vereceklerdi. Daha sonra İngilizler tarafından KIBRIS'IN nasıl ilhak edildiğini hepimiz bilmekteyiz!...


1912-1922 arasındaki 10 yıllık savaştan yeni çıkan; aç,sefil, savaşmaktan yorgun düşmüş bir milletin içine düştüğü durumu ve de SEVR'İ hiç bir şekilde sorgulamadan,Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı yapılmasına da asla razı olmayız.29.01.2018


Türk Ocakları
Ümraniye Şube Başkanı
AV.Faruk Ülker


Editör: TE Bilisim