Türkiye’nin girdiği yeni girdap tünelinde toplumdan gelen talep doğrultusunda yeni bir oluşum kaçınılmaz görünüyor.

Bugün yeni oluşumun ne zaman olacağı, içeriği, muhtevası, nasıl oluşacağı gibi konuları değil, gençlik teşkilatını konuşmak istiyoruz.

Milliyetçi camianın bir ocak yapılanması geleneği var. Ocak teşkilatlanması eğitim ağırlıklı olarak kurulan ülkücü camiaya has bir teşkilatlanma yöntemidir.

Ancak, ülkenin geçirdiği tarihsel süreçler içerisinde ocak yapılanmasında olumsuz örnekleri de yaşadığımızdan dolayı bu teşkilatlanmanın yeni oluşuma bazı eksi yüklemeler getirebileceğini düşünüyoruz. Kontrolsüz olup sağduyulu yaşın öncesi kuşağa hitap eden ve bu yapısından dolayı istismara açık olan ocak teşkilatının yeni oluşumu yıpratabileceğini düşünüyoruz.

Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk

Son 20 yıl içerisinde bazı kişilerin ocak şemsiyesinin altına sığınarak ülkücü ahlaka uymayan işlere kalkışıldığını da biliyoruz.

Şapkamızı önümüze koymalıyız. Dost acı söyler. Genellikle “omuzu düşük” denilebilecek bazı tiplerin yerleşmeye çalıştıkları, düşük profilli düşüncelerin dile getirildiği, hatta bazı dönemler yakalara takılan rozetler sayesinde barların önünde nöbet tutan hergelelerin olduğu, hatta ocak istismar edilerek maddi menfaatler sağlayanların bile varlığı aşikardır.

İşte bu sebeplerle öncelikle ocak teşkilatı değil, partinin güçlü bir gençlik teşkilatının kurulması gerektiğini düşünüyoruz.

Ne var ki; ülkücü tabanın vazgeçemediği bir teamül ortada duruyor. Yapılan bölge istişarelerinden aldığımız bilgilere göre “Alpaslan Ocakları” adıyla bir gençlik teşkilatı kurulması talep ediliyor.

Hal böyle olunca, ocak teşkilatı kurulacak. O halde, yeni gençlik teşkilatını edindiğimiz tecrübeler ışığında olumsuzluklardan arınarak çok sağlıklı bir şekilde inşa etmeliyiz.

Ocaklarda bizzat görev yapan bir eğitimci olarak tecrübelerimizin ışığında bazı tekliflerimiz olacak.

Kurulacak ocak teşkilatı eğitim ve sosyal faaliyeti öncelemeli, buna göre yapılanmalıdır. Ülkü Ocaklarında aldığımız görevlerde gördük ki; eğitim amaçlı seminer, sempozyum, sohbet, konferans gibi faaliyetler ocağı devamlı canlı tutmakta ve toplum nazarında da itibar sahibi kılmaktadır.

Yeni teşkilatlanmanın kesinlikle toplumda temsili gecikenlerin nefislerini doyurdukları, komplekslerini tatmin ettikleri bir mekan olmaması için çok dikkatli ve seçici davranılması gerekmektedir.

Şüphesiz, ocak herkese açık olacaktır. Ancak; insanlara görünüşlerine göre değil, meziyetlerine göre ve meziyetleri çerçevesinde değer ve makam verilmelidir.

Bütün bunlardan daha mühimi ocağın idari teşkilat yapısının ve işleyişinin soğuk savaş döneminden kalan alışkanlıklar terk edilerek kurulması gerekmektedir.

Bunun içinde ocak başkanı ve yöneticilerinin belirlenmesinin atama ile değil, seçim yoluyla yapılması gerekecektir.

Her mahalleye ocak kurmaya gerek olmadığı için ufak ilçelerde bir tane, büyük ilçelerde de ilçenin büyüklüğü oranında teşkilatlanmalara gidilmeli ve bu teşkilatlanma gençler ile onların ebeveynlerinin de katıldığı istişarelerle yaşatılmalıdır. Bahse konu istişarelerde ilçelerdeki ocak yönetimleri ve başkanları seçilmeli, bunların altında il için delegasyon belirlenmeli aynı yöntem ile il yönetimi başkanı ve delegasyonu belirlenmelidir. Aşağıdan yukarıya doğru aynı uygulamayla bölge ocak başkanlıkları ve ocak genel başkanlığı belirlenmelidir. Ocak teşkilatının denetim ve teftiş organları da sağlıklı birer seçimle belirlenmeli, bu seçimde kanat önderleri de katılmalıdır.

Bu takdirde geminin su alması çok zor olacak ve ocak yapılanması yeni oluşuma olumlu etkide bulunacaktır.

En önemlisi; ocaklarda sadece sloganla biat eden bir gençlik değil, düşünen, sorgulayan, gerekirse itiraz eden ama itirazı hizip haline de getirmeyen demokratik bir gençliğin yetiştirilmesi hedef olmalıdır.

Ocak teşkilatının ismi elbette önemli, ama bir en önemli olanın teşkilatın içeriği olduğunu ve bu içeriğin “Sorgulayan, demokratik gençlik teşkilatı” başlığında karşılığını bulduğunu düşünüyoruz.

Kısaca; Ülkü Ocaklarında edindiğimiz tecrübe ile Ülkü Ocaklarının başlangıç ruhuna uygun ama günümüz şartlarına göre bir yapılanmaya gidilmelidir.

Editör: TE Bilisim