Hürriyet Gazetesinden  Cansu Çamlıel'e röportaj veren Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli'nin "başkanlık" çıkışının bir stratejik taktik olduğunu düşündüğünü söyledi.

İşte o haberden satır başları:


BAHÇELİ'NİN BAŞKANLIK ÇIKIŞI

Sayın Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir. Şüphesiz ki bir stratejisi vardır. Bu stratejisindeki öncelik de kendi partisinin başarısı olmalıdır ve öyledir de. Retorikte ‘Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ dense dahi ben pratik uygulamalarda parti menfaatinin öncelikli olarak gözetildiğini bilen birisi olarak söylüyorum.

"ERDOĞAN'IN PROJESİNE PAYANDA OLUYOR" İDDİASI

Oluyor... ‘Mu?’ Bu ‘mu’yu büyük yazıp yanına da bir soru işareti koymak lazım. Şöyle bakalım. Birincisi, Tayyip Bey’in bunun Türkiye için daha iyi bir çözüm olacağını düşündüğü için ısrar ettiği kanaatindeyim. Kendisi 2019’a kadar seçilmiş bir cumhurbaşkanı, 2019’dan sonra da bir dönem daha seçilme hakkı var. Yani 2024’e kadar mevcut yasalarla cumhurbaşkanlığını ve yönetimini sürdürecek bir şahsiyetten bahsediyoruz. Günlük siyasi hengamenin içinde bu gerçek göz ardı ediliyor. ‘Başkanlığı kendine istiyor’a indirgemek konuyu baştan anlamamaktır.

BAHÇELİ'NİN HESABI İDAMI GERİ GETİRİLMESİNİ KOPARTMAK OLABİLİR Mİ?

Bu niyet okumaktır. Ama buna bir opsiyon diye bakarsak bir ikinci opsiyon da ‘İdamı getiremez, ben de AK Parti’yi sıkıştırırım. MHP olarak avantaj sağlarım’ diye düşünüyor olabilir. Burada bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Turgut Özal Anavatan Partisi’nin başında ve iktidarda, en güçlü zamanları. ‘Eski siyasetçiler zaman tünelinde kaldı’ dedi ve 1987’de bir referanduma gitti. Özal’ın maksadı ‘Benim cazibem var, iktidardayım, kendi gücümle bunları paketler bitiririm. Ben parti içinde bir talimat verince birinin gidip Demirel’le öbürünün gidip Erbakan’la konuşmasının yolunu kapatayım’ dedi. Referandumda halk yüzde 49.8’e yüzde 50.2 ile eski siyasetçilere siyaset yolunu açtı. Bakın bir tehlikeye dikkat çekmeye çalışıyorum. Özal’ın istediği referandumun sonunda ne oldu? Demirel tekrar siyaset sahnesine çıktı, Erbakan çıktı, Türkeş çıktı. Ve rahmetli Özal’ın düşüşü başladı. İktidardaki bir partinin bunu dikkate alması lazım. Referandum genel seçim değildir. 7 Haziran’da yüzde 41 alırsın, 1 Kasım’da yüzde 49.5’e çıkarırsın ve mutlak galipsin. Referandumda aynı yüzde 49.5’u aldığında seçimi kaybettin demektir. Referandumu kaybetmek cumhurbaşkanının yasal ve meşru olduğunu tekrar tartışmaya açar. AK Parti’nin buna dikkat etmesi lazım.

HALK DESTEĞİ YÜZDE 60'LARDA DEĞİL Mİ?

Birincisi, biz bunu bilmiyoruz. İkincisi Bahçeli’nin niyeti ne olabilir diye sormuştunuz. İhtimaller üzerinde duruyoruz onun için anlatıyorum. Meclis’te 40 milletvekiliyle iktidar partisine bir zarar veremezsin ama yanlış bir adım attırırsan referandumda yüzde 49 dahi alsa AK Parti referandumu kaybetmiş olur ve opsiyonlardan biri de takviminden önce seçim yenilemek olabilir. Ben parti içinde de bunu söylüyorum. Onun için de rahatlıkla bir gazeteciyle de kamuoyuyla da paylaşıyorum. AK Parti’nin bu tuzağa karşı çok dikkatli olması gerekir.

İDAMA KARŞIYIM

Ben idam yasası Meclis’te kaldırılırken milletvekili değildim. Sadece o zaman Başbakan Yardımcısı olan Bahçeli’ye değil 550 milletvekiline mektup yolladım. O mektubun kabaca özeti şu; devlete karşı işlenen suçlar ve çocuklara karşı işlenen suçlarda idam kaldırılmamalı. O zaman bunu savundum çünkü bu iki konuda idamın bir caydırıcılığı var. O ufacık çocuklara kötü niyetle yaklaşan bir sapığın, manyağın bilmesi lazım ki bu devlet bana en büyük cezayı verir. Keza vatana ihanette de caydırıcı olması bakımından idam cezasının muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyordum.

YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi

Ben bugün Türkiye’de idamın geri getirilmesinin zor olduğunu, bunun faydasından çok zararı olacağını düşünüyorum.


Editör: TE Bilisim