YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi
  Son günlerde dünyanın gündeminde iki ana mesele var. Bunların biri Suriye ve Irak'ı kan gölüne çeviren IŞİD, diğeri Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginlik. IŞİD'in katliamlarından Türkmenler, Rusya'nın Kırım'ı ilhakıyla tırmanan Ukrayna-Rusya gerginliğinden ise Ukrayna'daki Türk toplulukları nasibini alıyor. Kırım'ın asıl sahipleri oldukları halde iki yüz yıldır uygulanan baskı ve sürgün politikaları sonucu azınlığa düşen Tatarların, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle birlikte düzelmeye başlayan durumları, şimdi yeni bir belirsizliğe doğru sürükleniyor. Kırım Tatarlarının efsanevi lideri Abdülcemil Kırımoğlu ve Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov başta olmak üzere pek çok Kırım Tatarı siyasetçi, gazeteci ve aydının Kırım'a girişinin yasaklanması, Kırım Türklüğünün geleceğine dair endişelerin tamamını haklı çıkarıyor.

Kırım Tatarlarının yanı sıra Ukrayna'nın doğusunda ikamet eden on bin civarında Ahıska Türkü de gelişmelerden olumsuz yönde etkileniyor. Ağırlıklı olarak Donetsk çevresinde yaşayan Ahıska Türklerinin Ukrayna güçleri ile Rus yanlısı milisler arasında cereyan eden çatışmaların ortasında kaldıkları ve canlarını korumak için camilere sığındıkları haber veriliyor. Ardahan vilayetimize bitişik olan Ahıska ve onun tarihi ahalisi olan Ahıska Türkleri, Türkiye'de yaşayan çoğu insanın daha önce adını bile duymadığı bir coğrafya/halk. Ahıska bugün Gürcistan sınırları içinde kalıyorsa da, 1829 Edirne Antlaşması ile Rus idaresine geçene değin yaklaşık dört yüz yıl boyunca Osmanlı toprağıydı. Bizler gibi Türkiye Türkçesi konuşan Ahıska Türklerinin bitmeyen çilesi, yurtlarının Osmanlı'dan kopup Rus idaresine geçmesiyle başladı. 1944'te Stalin'in Karadeniz havalisini Türklerden temizleme planı kapsamında yük vagonlarına doldurulup Orta Asya'ya sürgün edilen ve binlercesi yolda ölen Ahıskalıların hayatta kalanları, 1989'a kadar Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da yaşadı. Ahıska Türkleri 1989'da Fergana Vadisi'nde çıkan olaylar yüzünden ikinci defa göç etmeye ve çeşitli ülkelere dağılmaya mahkûm oldular. Şu sıralar Ukrayna'da olduğu gibi, yaşadıkları diğer ülkelerde etnik çatışmaların arttığı dönemlerde de vatansız insanlar olarak hep ezildi ve arada kaldılar.

Özal zamanında çıkartılan ve Ahıska Türklerinin Türkiye'ye yerleştirilmesini öngören kanunla yüz elli aile Iğdır'a getirildi. Sonraları bir kısım Ahıska Türkünün daha kaçak şekilde geldiği Türkiye'de kalmasına göz yumulurken, legal olarak ikamet etmediklerinden çalışma izni, sağlık sigortası ve emeklilik hakkı konularında sıkıntıları bitmedi. 1999'da Gürcistan'ın Avrupa Konseyi'ne üyelik için sürgündeki Ahıskalıların vatanlarına geri dönüşünü sağlama yükümlülüğünü üstlenmesi üzerine hem Türkiye'deki, hem de Türkiye dışındaki Ahıskalı Türklere Ahıska'ya dönme umudu doğdu. 2007 yılından itibaren geri dönüş başvuruları kabul edilmeye başlandı, fakat başvuru koşullarının zorluğu ve Gürcistan devletine duyulan güvensizlikten dolayı başvurucu Ahıska Türklerinin sayısı on dört bini geçmedi. Neticede ne ata yurtları Ahıska'ya geri dönebilen, ne ikinci vatan kabul ettikleri Türkiye'de insanca yaşama hakkını elde edebilen yarım milyon Ahıska Türkü, Türk dünyasının sahipsiz yetimleri olarak ondan fazla ülkeye dağılmış halde yaşıyor ve Türkiye hükümetinden sorunlarının halli istikametinde atılacak somut adımlar bekliyor. Özellikle Ukrayna'da tehlike altında olan Ahıska Türklerinden isteyenlerin bölgeden tahliye edilerek Türkiye'ye yerleştirilmesi, atılması gereken acil adımların başında geliyor. Ahıska Türkleri sadece Türk ve Müslüman oldukları için değil, insan oldukları ve mağduriyetlerini Türkiye'den başka giderebilecek kimseleri bulunmadığı için bu yardım elini hak

Editör: TE Bilisim