Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
 Ülkenin bağrına bölücülük hançeri dayanmışken ülkenin bir bölümünde Türk ordusu mensupları nerede ise taşla linç edilircesine oluşturulan Orduyu itibarsızlaştırma psikolojik operasyonu sonucu hüzünlü işgal yıllarını andıran muameleye maruz kalan sahneleri içimiz kan ağlayarak hüzünle seyrediyoruz.. Güvenlik kuvvetleri ve devlet kurumlarına kanlı katillerin paralel yapıları ile yeni otoriteleri ile meydan okunurken, paralel psikolojik operasyonu ile kanlı örgüt imtiyaz kıyakları yapılıyor.

Dünyanın gözü önünde yolsuzlukta aşağılara dibe doğru inip dünyada itibar kaybına uğrarken Tv ler bu tartışmalara nerede kör sağır ve dilsiz hale getirilmiştir.Ülke Tv dizileri ve magazin spor programları ile bölücülüğü yolsuzlukları tartışma imkanından mahrum bırakılıyor.Tartışanlara salonlar verilmiyor adeta baskılarla herkese meydan okunuyor. Bu gerçek gündem milletten kaçırılırken, Türk milletinin hayatını ilgilendiren çok önemli konular toplumun gözünden kaçırılıyor. Her şey süt pembe gösterilerek barış masalları ile ülke yeni maceralara sürüklenerek ülke geleceği karartılıyor. Bütün bu gelişmeleri yeterince tartışamayan kamuoyu saçma sapan aile mahremiyetinden uzak diziler ile muhafazakar bir iktidar döneminde gençlere lüksü israfı örnek modelmiş gibi körpe dimağlara yerleştiriyor.

Çözülmeyi kokuşmuşluğu kumarı faizi ahlaksızlığı adeta normal bir hayat tarzıymış gibi sunuyorlar.Bu nasıl yönetici kafa yapısıdır? Uyuşturucu,faiz kazançları kumar oyunları rekora gidiyor.Hala şekil kavgası, sıkışınca Osmanlı ve benzeri dini muhafazakar şovlarla tribünlere oynayan halk yalakalığı siyaseti artık kabak tadı veriyor. Gerçek Osmanlılık yolsuzluk tartışmalarında geçmişte Sultan Fatih gibi mahkeme söz konusu olduğunda kadının hükmüne razı olarak kolunu kadının önüne kesilmek için koymaktır.Yolsuzluk hırsızlık soygun talan iddialarını kapatmaya çalışmak, hakimi,savcıyı, polisi ve her türlü kamu görevlisini çil yavrusu gibi dağıtmak nasıl bir yeni Osmanlılıktır?. Çünkü "şeriatın kestiği parmak acımaz"gerçeği adaletin temelini oluşturan anlayışla üç kıta yedi deniz hükümranı cihan devleti olunmuştur.Öyle tüm yetkileri tek kişilik akla indirgemek davanın savcısı benim beyanları ile Osmanlı olunur mu? Bu ayıp ülkenin gündeminden kalkmalı yasama yargı yürütme kendi kulvarında yürümelidir.Yoksa jakoben din düşmanı laiklik uygulamalarını şikayet etmeye kimsenin hakkı olamaz.

Bütün bu gerçek dışı tartışmalardan kaybeden samimi dindar oluyor onun samimi dini ve milli değerleri itibarsızlaştırmaya uğruyor. Buna hiç kimsenin koltuk manevrası ile hakkı yoktur. Ülkeye ve millet ümmet ve Müslüman algısına haksızlık yapılıyor. Müslüman Türk milletinin her türlü değeri hiç kimsenin koltuk değneği olamaz. Bu mukaddes dinin ancak mensupları olur hizmetkarları olur temsilcileri tüm inananlar olur. Allah'ın dinin tek gerçek temsilcisi ve sahibi Allahtır.Müslüman veya Müslüman olacak ile yaratıcı arasına hiç kimsenin imtiyazlı olarak girmeye o değerleri sömürmeye,oradan imtiyaz ve diyet talep etmeye onlardan istifade etmeye kimsenin hakkı yoktur.Kurtuluş haktadır hakikattedir zafer inanan salih amel işleyen gerçek Müminlerin olacaktır.

Sabri ŞENEL

Editör: TE Bilisim