Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü
 BU DAVA, BU ÜLKÜ SONLANDIRILAMAZ 

Ülkücü Hareket'in başlangıcından bugüne kadar geçmişine yakından tanıklık etmiş bir kardeşinizim. Başbuğ Alparslan Türkeş'in bu hareketi siyaset arenasına taşıdığı 1965 yılından bu yana, Türkiye üzerine hesabı olan dış mihraklar ve onların resmi ve sivil işbirlikçileri provokatif çalışmalar yaptılar. Bu çalışmaların bir kısmı (yanlış yönlendirici) ve bir kısmı da (bölücü) nitelikteydi. Yanlış yönlendirici çalışmalara, (Önce Türk müsün, müslüman mısın?), (Milliyetçi misin, ümmetçi misin?), (Üç hilal mi, bozkurt mu?), (Türkçü müsün, Türk-İslam sentezcisi misin?) tartıştırmaları ile Atatürk'ün dinsiz olduğu, din adamlarını suçsuz yere astırdığı yayılarak ve  Cumhuriyet düşmanlığı yapılarak Osmanlı saltanatı ve hilafet özlemi oluşturma çabalarını gösterebiliriz.
Bölücü çalışmalara örnek olarak, bazı tarikat ve cemaatların girişimleri, Milli Türk Talebe Birliği'nde oynanan oyunlar,  Yeniden Milli Mücadele Hareketi, Menzil Cemaatı, Fethullah Gülen Hareketi(FETÖ), BBP bölünmesini gösterebiliriz. Bu hareketlerin hepsi, maalesef Ülkücü Hareket'ten küçük ve büyük parçalar koparmışlardır. 12 Eylül darbesinden sonra kurulan partilerin çoğu da (ANAP- DYP)  boşluktan istifade ederek Ülkücü Hareket'ten epey eleman devşirmişlerdir. 

Ülkücü Hareket'i bölme çalışmalarının başarılı olması üzerine, 1997'de Başbuğ Türkeş'in vefatından ve Devlet Bahçeli'nin genel başkan olmasından sonra Ülkücü Hareketi bitirme çalışmalarına hız verilmiştir. Ülkücü  gençliğin geliştirilmemesi, pasifize edilmesi ile başlayan bu çalışmalar, 12 Eylül öncesi bu harekete emek veren kıdemli ülkücülerin ve kanaat önderlerinin etkisizleştirilmeleri ve sistemli bir şekilde tasfiye edilmeleri, yeterli çalışma yapılmayarak partinin oyunun yüzde 18'lerden yüzde 11'lere düşürülmesi ile devam etmiştir.  Parti içi iktidarlarının bekasını düşünenlerin son olarak AKP ile işbirliği yaparak, ülkeyi rejim değişikliğine kadar götürecek girişimlere destek olmaları, MHP'nin sonlanmasının finali olarak planlanmıştır. 


Ama MHP, sıradan bir siyasi parti değildir. Bu partinin temsil ettiği Türk milliyetçiliği ideolojisi, devletin milli ve bölünmezliği davası, dünyanın seçkin ve saygın üyesi "Milliyetçi Türkiye"yi kurma ülküsü elli yıl içinde, oy versin vermesin milletimizin çoğunluğunun hafızasında yer almış ve beğeni kazanmıştır. Bunun için MHP'nin davası ve ülküsü sonlandırılamaz. Bizler Namık Kemal'in dediği gibi "Merkez-i hake atsalar da bizi/Kürre-i arzı patlatır çıkarız". Türkiye ve bütün dünya çok yakında bu gerçeği bütün haşmeti ile görecektir.


Sakin Öner 


Editör: TE Bilisim