SEVGİLİ ARKADAŞLAR;

Peki kardeşlerim bir an için durup düşünelim; demokratik değişim ve yeni ve güçlü bir Türkiye gibi büyük hedefler için yola çıkmışken önümüze konulan ve nefsaniyet kokan; "ben başbakan olacağım" ifadesi bizler için yeterli bir motivasyon kaynağı mıdır böylesine ağır bir ortamda?

Tam bir devlet krizinin yaşandığı, toplumsal yapımızın ağır bir travmayla paramparça edildiği bir ülkede, başta "din-devlet", "birey-devlet" ilişkilerinden başlamak üzere, milletin her ferdini heyecanlandıracak, ümitlerimizi artıracak ve bu mevcut perişanlığımızı sonlandıracak sosyal ve ekonomik projeleri de konuşmak gerekmiyor mu acaba?

FETÖ'nün tek örnek olmadığı diğer din tacirlerine karşı, bizim milli kültürümüzün ilkelerinden olan; "MARİFET VE HİKMETE TALİP OLANIN, DEVLET VE SERVETE TALİP OLMAMASI GEREKİR" düsturunu yüksek sesle haykırmak varken, bizleri Mesih-deccal tartışmalarıyla kandıranları susturmanız gerekirken, sizin nefsani iktidar oyununuz bizleri ilgilendirmiyor, farkında mısınız?

Şahsi kanaatim şudur ki, Türk Milliyetçileri ve bu vesileyle iktidara talip olanlara seslenmek isterim ki, karşılaştığımız bu tablo karşısında, kısır iktidar çekişmeleri yerine daha derin bir sorumluluk içinde ve kapsayıcı fikirlerle milletin karşısına çıkmamız gerekmiyor mu?...

Eğer bu vazifemizi layıkı veçhile yerine getiremeyeceksek, yüzyılın mağdurları olarak dövünmeye, üzülmeye ve mağduriyetin felsefesini oluşturmaya daha çok devam ederiz. Sizlerin de müşahede ettiğiniz üzere, bazı kardeşlerimiz de zaten yaşadıkları her mağduriyet duygusunun garip hazzıyla, varlık sebeplerini kurtarıcılık rolüyle izah ederek mutlu olacaklar gibi...

Nitekim; 15 Temmuz'da yaşadığımız alçakça darbe girişimi vesilesiyle yeni ve hüzün verici bir tesellimiz daha oldu; "biz ülkücüler olarak 15 Temmuz'da devleti karşılaştığı badireden kurtardık, bize misyon olarak biçilen bu vazife yeterli değil mi yani, şehit ve gazi olmak gibi şerefli bir görevimiz varken ne diye devlet yönetmeye talip oluyoruz ki?"

Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk

Marabalar da verilecek yeni bir kutsal vatan görevine kadar haddini hududunu bilmeli, değil mi ama?..

Lütfen; her şeye rağmen içinde yaşadığımız atmosferi fırsat bilerek ortaya çıkan meczup itirafçıların hipnozlarına inat sormaya, sorgulamaya, düşünmeye ve akletmeye devam...

Lütfen; irfanı hür, vicdanı hür memleket evlatları olarak aklımızla, algılarımızla oynamaya çalışan bu haysiyet celladı hokkabazlar korosuna teslim olmayalım...

Aklımızı, irademizi din ve siyaset bezirganı beşeri putlara ipotek etmeden, inadına ve sonuna kadar, samimiyetle hukuk ve demokrasi içinde milletin güvenli geleceğini inşa etme gayretine devam..

CENAB-I HAK; İHLAS VE SAMİMİYETİMİZİ ARTIRSIN...



Editör: TE Bilisim