Yargıtay koridorlarındaki çığlık...

AKP'nin yargıyı tamamen ele geçirme planını bu sütundan daha önce yazmıştım. Malum Yargıtay'da 516 üye var. Bunu 300'e indirmek için HSYK'nın çalışması her ne kadar anayasaya aykırı olup, CHP bu değişikliğe itiraz ederek Anayasa Mahkemesi'nden geri çevirse bile geriye dönüşü mümkün olmuyor. "Ben yaptım oldu" misali. Resmi Gazete'de ilan edilen değişiklik yürürlüğe girmiş sayılıyor. AKP, "paralel yapı ile mücadele" bahanesiyle "birinci sınıf hakimler" adı altıda yeni atamalarla yüksek yargıyı kontrol altına alma peşinde. Bu durumda yüksek yargı mensuplarının ayağa kalkması sürpriz olmaz. Özellikle "Yargıda Birlik Platformu"nun harekete geçerek "Yargıyı Sarayın arka bahçesi yaptırmayız" isyanı ile bayrak açması beklenirdi. Ama şimdilik o platformdan ses çıkmıyor. Bunda Bahçeli'nin "fiili desteği hukuki desteğe çevirmeye hazırız" sözlerinin de etkin olduğu ifade ediliyor. Yüksek Yargı'da bu gidişle "Sosyal demokrat, milliyetçi" fikrin sahiplerinin tamamı tasfiye edilerek 'Milli Görüşçüler'in hakimiyeti sağlanabilir. CHP Genel Merkezi'ne bu konuda ciddi raporlar gönderilmesine rağmen, henüz ses çıkmayışı, Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu konuyu ciddiye alamayacak kadar parti içi meselelere yoğunlaştığını da gösteriyor.

***

Biz gelelim bütün Türkiye'nin beklediği MHP'nin olağanüstü kurultayına yönelik Yargıtay'ın "Mayıs ayı içinde açıklanacak" meselesine. Yeniçağ'da hükümet ve Sarayın Yargıtay'a yaptığı baskıları yazmaya gayret etmiştim. Müyesser Yıldız Odatv'de 11.05.2016 tarihinde "MHP'nin kaderini belirleyecek olan 18. Hukuk Dairesinde kaç AKP'li, kaç cemaatçi var?" başlıklı bir haberi kaleme alıp 9 üyenin de kimliğini açıklamıştı. MHP ile ilgili kararı verecek heyetin başkanı Mustafa Aysal belli olmakla beraber diğer adayların sır olduğunu belirtmişti. Yıldız'a göre üyelerden 4'ü AKP'li, 2'si cemaatçi, 2'si Sosyal demokrat, biri milliyetçi... Bu görüş tartışılabilir. Ancak iki gündür Yargıtay koridorlarından isyan çığlıkları var. "İkbal bekleyenler kendileri bilir, bu karar hepimizi bağlar, bu yüzden adil olması, hukuka uygun kararın çıkması şart" diye bağıran hakimlerin isyanı bizlere kadar ulaştı. Üyeler: Güleser Dülger, Arif Kellecioğlu, Mahmut Kamacı, H. Güngör Babacan, Oktay Acu, Ömer Kızılkaya, Mahmut Boran, M. Kasım Çetin'den oluşuyor. Yargıtay Tetkik Hakimliği'nden gelen Güleser Dülger bu dairenin en etkin ismi. Dairenin en iyi hukukçusu, bugüne kadarki kararları hiç tartışılmamış bir isim. Çok önceden planlanan bir yurt dışı görevi için 25 Mayıs'ta İran'da olacak. "Mayıs ayı içinde karara bağlanacak" açıklamasını kurumun camına yapıştıran başkan Mustafa Aysal'ın Saray'a yakın olduğunu cümle alem biliyor. Hazır Güleser Dülger gibi adil bir hakim kurulda yok iken, başkan Aysal'ın 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 8 Nisan tarihli kararını nasıl değerlendireceği büyük merak konusu. Bu arada, Ankara kulislerinde, "Bahçeli Yargıtay kararından çok emin görünüyor" sözlerinin altında Saray'ın garantisinin yattığı da ifade ediliyor.

Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli

Yargıtay'daki vaziyet ile ilgili ayrıntıları ve yeni gelişmeleri yansıtmaya devam edeceğiz!..

Editör: TE Bilisim