Güney Türkistan İçin Yine Bir Fırsat

Afganistan Rus işgali altında iken; Afganistan’ın son komünist Cumhurbaşkanı Dr Nacibullah, SSCB Cumhurbaşkanı M.Gorbaçov ile son görüşmesinde, işgalcı Rus’un kararı şöyledir: “Biz çıkacağız, ama maddi yardımlarımız devam edecek. Artık siz bilirsiniz işiniz….” Sonra çıktı ve sonuç İÇ SAVAŞ. Gerçi “İç Savaş”, 250 yıllık katil Afgan devletinin faşisti istibdadını yıkarak o coğrafyadaki yerli milletlerin özgürlüğüne ve her Türlü insani hakkına kavuşmasına sebep olmuştu.

Son yirmi Yıldır Amerika ve yandaşlarının işgalı altında olan Afganistan, Afganistan’ın şu anki gayri meşru Cumhurbaşkanı olan Eşref Gani ile ABD Cumhurbaşkanı Joe Biden son görüşmesinde, işgalci ABD’nın kararı şöyledir: “Biz çıkacağız, ama maddi yardımlarımız devam edecek. Artık siz bilirsiniz işiniz….” Netice itibarıyla, aslında bu da yerli halklar için altın bir fırsattır. Fakat önceki hatalar yapılmaması şartıyla.

ABD ve Afgan devletinin Son kararı neticesinde Güney Türkistan, komple Terörist Taliban ve dış oyunculara terk edilmiştir. İsmi farklı olsa da altındaki (Afganize)zihniyet ve (gasp, katliam, zulüm, yıkma ve yakma) uygulamalar, tüm anlamıyla yine bir iç savaşı gözler önüne sarmaktadır. Durum ne olursa olsun son vaziyet, aynı zamanda yeniden canlan(dırıl)mış olan Faşist Afgan devletinin müstebit iktidarını yine bir daha çöktürecektir. Fakat bu sefer, Güney Türkistan halkı (Türkler), başka milletlere göre çok şanslıdır. Çünkü, başka milletler hakiki ve olgun bir liderden mahrumken, Türk milletinin Başı ve lideri, sağdır Alhamdulillah.

Fakat, amma ve lakin; Türkler, bu kritik süreci nasıl fırsata dönüştürebilirler? İşte asil ve önemli soru budur. Güney Türkistan Halkının O dönemi ile şimdiki dönemini kıyaslamak gerekirse, bazı gerçeklerle karşıkarşıya kalacağız.  

1- O dönemde, Güney Türkistan lideri Mareşal Dostum gençtir ve komutanları daha imanlı ve milli şuurla donanmış durumda. Aynı zamanda, Güney Türkistan halkının arasında boy ve soy ayrımı olmadan bütün Türk budunları Türklük ruhuna ve şuuruna sıkıca sarılmayı başarmış ve 250 yıllık esaretten kurtulmayı haketmiştir. Çetin bir şekilde sıcak ve soğuk savaşların ardından Güney Türkistan’ı özerk bölge olarak ilan edebilmişlerdir. Mareşal Dostum halkı adına para bastırmış, devlet idareleri kurmuş ve adata Güney Türkistan’ın emniyetini ve refahını sağlamıştır. Yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım yapmasını sağlamış ve komşu ülkelerle iyi bir diploması yürütmeyi da başarmıştır. 

2- 250yıl boyunca yurtları işgal edilmiş Türkler Faşist Afgan devleti tarafından türlü yaptırımlarla eğitimden uzak tutulmuştur. İlk fırsatın tecellisi ile ki o dönem Türkler için altın bir çağdır; maalesef ki o milletin okumuş kitlelerinin olmaması, var ise de toplam bir elin parmaklarını geçmemesi en büyük şansızlıklarıdır. Üsttelik, siyaset ve diplomasıda yetiştirilmiş ve milli şuurla donatılmış hiçbir kişinin olmaması, altın fırsatı iyi değerlendirememelerine sebebiyet vermiştir. Üzülerek söylemek gerekir ki 100bin yiğidin kanıyla kazanılmış o özgürlük, ancak 6 yıl sürebilmiştir.

3- Hali hazırda; başka halkların hakiki ve adanmış liderleri çoktan göçüp gitmişken, çok şükür ki Güney Türkistan’ın lideri Mareşal Dostum hayattadır. 

Mareşal Dostum artık yaşı ilerlemiş, dürüst ve cesur komutanlarının çoğu hakka yürümüştür. Türk halkının arasında düşmanlar tarafından boy ve soy ayrımı ve ayrışma fitnesinin ateşi yakılmıştır. Maalesef ki küçük ve büyük herkesin Türklük ruhu ve şuuru maddi çıkar ve makam tutkusuna dönüşerek tekrardan esaret boyunduruğu altına girmiş gibi. Okuyan ve okumayan, zengin ve fakir herkes Güney Türkistan adını dile getirmekten korkar olmuştur. Hatta ki ailesiyle bile kendi dilinde konuşmaktan utanan bir nesil türemektedir. Var yokunu satıp, parasını beline bağlayarak dış ülkelere kaçanların yanı sıra, zengin kesim de yatırımını dışarıda yapmaktadır. Yurt sevgisinden yoksun şeklinde yetişmiş gençler daha vatan borcunu ödemesi gerekirken, kaçak yollarla ülkeyi terk etmekte.

Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!

4- Son 25 yılda, nerdeyse Türk halkının yarısı okuma ve yazmayı öğrenmiş, binlerce üniversite okuyan, yüzlerce yüksek lisans yapan ve yine yüzden fazla doktora sevisinde akademik kadrosu bulunan Türk milleti, aynı zamanda onlarca Profesöre, devlet ve özel üniversitelere de sahip olmuştur. Çiftçilik, işçilik, askerlik, ve nadiren olsa da memurluk kaderi olan Türkler, son çeyrek asırda İş Adem’i, Tüccar, bürokrat ve yüksek makamları eğelemiştir. Dün hiçbir kimsesi olmayan bu halkın, günümüz itibariyle 100’ün üzerinde eski ve yeni milletvekilli, onlarca bakanı, büyük elçileri, valiler ve genel müdürleri mevcuttur. Hatta çoğu fiilen siyaset içinde ve aktif şekilde bulunmaktadır. Maalesef ki bu kadar manevi sermayeye rağmen Türk halkının bu bürokratları, iş adamları ve önde gelenlerinin hepsi birbiriyle küs durumda. Bundan dolayı hepsi başkaların emirkulu pozisyonunda olup, özgürlük inancindan yoksun, lüks hayata ve rahata düşkün bir yaratık şeklinde nefes almaktalar. 

05/07/2021

Hangeldi






Editör: TE Bilisim