Ermenistan ve patronlarının “Ermeni soykırım” iftirası gibi, Yunanistan ve patronlarının bir de “Pontus soykırım” iftirası var. Milli Mücadele’de denize dökülmelerini “soykırım” sayıyor ve Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı “Pontus soykırımını anma günü” olarak kabul ediyorlar. Özetle, bizzat Atatürk’ün şahsında Türk Milleti’ni soykırım” yapmakla suçluyorlar.

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Zambiya’daki kiliselerine kadar aynı hezeyanları dillendirdiler. Onlara gelmeden önce İstanbul’da yaşanan rezalete değinelim.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 103’üncü yıldönümünü kutlama programı kapsamında; 19 Mayıs’ı “soykırım” olarak kabul edip Pontus geleneğini sürdürmeye çalışan müzisyen Apolas Lermi’ye konser verdirilmiş.

Buna haliyle ve haklı olarak tepki gösterildi. Ben de kınıyorum.

Dışişleri Bakanlığı Dışında İlk Kez

İktidarın bu iftiralar karşısındaki tutumuna gelince; belki de ilk kez Dışişleri Bakanlığı dışında diğer yetkililerden de Yunanistan’a tepki gösterildi.

Örneğin TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Yunanistan’ın tarihi çarpıtarak hakikati gizlemeye çalışmasını, güneşin balçıkla sıvanmasına benzeterek şunları vurguladı:

Anadolu’nun çoğunluğunu oluşturan Türk halkını imha ederek Anadolu’da hâkimiyet kurmak isteyen Yunanistan, Türk halkına karşı işlenen soykırım seviyesindeki katliamlardan doğrudan sorumludur. Yunanlar, ‘megali idea’nın gerçekleşmesinde Türksüzleştirmeyi, Türksüzleştirmek için de katliam, zulüm ve tedhişi bir yöntem olarak kullanmaktan asla imtina etmemiştir.”

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

Her türlü akıl ve mantık doğrularını reddeden, tarihî gerçekliği görmezden gelerek çarpıtma çabalarını ısrarla sürdüren Yunanistan makamlarının ‘Pontus’ iddialarını tamamıyla reddediyoruz. Bu mesnetsiz iddiaları ortaya atarak hem kendi halkına hem de tüm dünyaya karşı açıkça yalan söyleyen Yunan siyasilerin bu ahlâksız tavrını kınıyoruz. Yunanistan geçmişe ait yüz kızartıcı bir gerçeklik arıyorsa, vahşice Anadolu’yu istila ve işgâl etmeye kalkışan atalarının kan donduran mezalimiyle yüzleşmelidir.”

Dışişleri Bakanlığı da; “Türkiye karşıtı lobilerin bu çarpık iddiaları üçüncü ülkelerde gündeme taşıyarak, kamuoyunu aldatmaya yönelik çabalarını kınayıp”, Yunanistan’a, gerçekleri çarpıtmak yerine işbirliği temelinde barış, istikrar ve müreffeh bir gelecek için birlikte çaba sarf etme çağrısında bulundu.

Duyarlılıklarından dolayı onları da kutluyorum. Ancak “ama”sı var!..

Yunanistan Cephesi

Bu nedenle öncelikle Yunanistan cephesinin bu yılki hezeyanlarına bakalım.

Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, bu iğrenç suçu tanımanın, uluslararası toplumun açık görevi olduğunu öne sürüp, “Bu yıldönümü, benzer vahşetleri tekrar yaşamak zorunda kalmamamız için caydırıcı bir rol oynuyor.” dedi.

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Niko” diye hitap ettiği Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, “Pontusluların, ülkenin ekonomik, manevi ve sosyal yaşamı ile ulusal mücadeleye büyük katkıda bulunduğunu” belirtip, 353 bin kurbanın anısını yaşattıklarını” kaydetti.

Başbakan Miçotakis de sözde soykırım iftirasının tanınması için uluslararası platformlarda mücadele edeceklerini bildirdi.

Miçotakis’i sona bırakmamın sebebi şu: Bilindiği gibi, geçtiğimiz 13 Mart’ta İstanbul’a geldi ve Erdoğan’la 2 saat süren bir yemek yedi. Geliş sebebi Erdoğan’la görüşme değil, Fener Rum Patrikhanesi’ndeki bir ayindi. Gelmişken, Erdoğan’ın davetine icabet etti ve gayrı resmi bir görüşme gerçekleşti. Miçotakis, Erdoğan’dan sonra bir kez daha Fener Rum Patriği Bartholomeos’la buluştu ve görüşme hakkında bilgi verdi.

ABD’deki Temsilcileri de “Pontusçu”

Genelde Yunanistan, özelde Miçotakis’in Fener Rum Patrikhanesi’yle bu yakın ilişkisinin altını çizdikten sonra Patrikhane’ye doğrudan bağlı ABD’deki Rum Ortodoks Kilisesi’nin Başpiskoposu Elpidophoros Lambriniadis’e geçelim.

Lambriniadis’in kim olduğunu defalarca yazdık; İstanbul doğumlu ve Türk vatandaşı… 2019’a kadar sözde Bursa metropoliti ve kapalı Ruhban Okulu’nun müdürüydü… Haziran 2019’da ABD’deki kilisenin başına atandı.

O sene henüz İstanbul’da olduğu için “Pontus soykırım” gününü anmamıştı; ama yeni görevine başlar başlamaz yaptığı ilk iş, “Kıbrıs işgâlinin 45’inci yıldönümü” için bir açıklama yapıp Kıbrıs Amerikan Örgütleri Federasyonu’nun düzenlediği, “Kıbrıs’ın işgâl yıldönümü törenine” katılmak oldu.

Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde hangi güç kazanacak? Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde hangi güç kazanacak?

Buna rağmen Erdoğan Eylül 2019’da BM Genel Kurul toplantısı için gittiği New York’ta onunla bir görüşme yaptı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in de hazır bulunduğu “samimi görüşmede Yunanistan ve Türkiye’deki azınlık sorunları, Büyükada’daki Yetimhanenin restorasyon ihtiyacı ile Ruhban Okulu’nun yeniden açılması beklentisinin” ele alındığı öne sürüldü.

Lambriniadis, 2020 yılında ise resmen “Pontus soykırım” iftirasını sahiplendi.

Yine buna rağmen Erdoğan, bundan 1 sene sonra, New York’taki Türkevi’nin açılışına onu da davet etti!..

Ağustos’ta Sümela Manastırı’nda Ne Olacak?

Bu hatırlatmaların ardından Fener Rum Patriği Bartholomeos’un ve ABD’deki “Büyükelçisi” Lambriniadis’in son “Pontus” faaliyetlerine geçmeden evvel şunu aktaralım:

2017 yılında; hani bize ait Eşek Adası’nda mangal partisi yapan dönemin Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos sözde “Rum Pontus soykırım günü” mesajında, “Yeni kuşağın tarihine dönük zorunluluğu; Karadeniz bölgesindeki Yunan anıtlarının yanı sıra Ortodoks kiliseleri, özellikle sonsuza dek Pontus topraklarında hâlâ gururlu ve görkemli olan Sümela Manastırı’nı korumak zorunluluğudur…” demişti.

Rum Ortodoksların sadece Trabzon’u değil Bafra’yı, Samsun’u ve Giresun’u da Rum şehri saydığını kaydedip o iki isme dönelim.

Lambriniadis, Pontus soykırımını anma gününde; 8-19 Ağustos tarihlerini Pontus ve Küçük Asya’ya üçüncü yüzüncü yıl haccı olarak ilân etti. Bu hac yolculuğuna katılacakların, bölgedeki kutsal yerlere seyahat edeceği ve Ekümenik Patrik Bartholomeos tarafından Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda düzenlenecek törene katılmak için nadir bir fırsata sahip olacağı bildirildi.

Bu da nereden çıktı” derseniz?

Fener Rum Patriği Bartholomeos resmen “Pontus soykırım” iftirasını anmadı; ama 19 Mayıs’tan dört gün önce Bartholomeos’un, Trabzon Valiliği’nden gerekli izni aldıktan sonra 15 Ağustos’ta Sümela Manastırı’ndaki Meryem Ana törenine katılacağı açıklandı. Açıklamada, “Pontusluların kutsal festvivaline” de atıfta bulunuldu.

ABD’deki organizasyonun Patrikhane’yle bağlantısı ayan beyan ortada, değil mi?

Erdoğan’ın “Aile Fotoğrafı”

Sadede gelirsek; Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi 19 Mayıs günü “Pontusçu” Apolas Lermi’ye konser verdirirken, Erdoğan da Sümela Manastırı’nda “Pontus” organizasyonu yapan Fener Rum Patriği Bartholomeos’la dün İstanbul’da Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin temelini attı.

Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, bugün Silivri’deki bir toplantıda yaptığı konuşmada Ekrem İmamoğlu için şunu söyledi:

Büyükşehir Belediye Başkanı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramında, onca saygıdeğer sanatçımız varken, bu günü sözde Pontus soykırımı olarak kabul edenlerin sözcülüğünü yapan bir sözde sanatçıya İstanbul’da konser verdirerek bu iftiraya destek olan birisidir.”

MHP Lideri Devlet Bahçeli de geçmişte Erdoğan’ı, “Ermeni’ye kilise, Pontus’a Manastır açarak asırlık emperyalizme uşaklık etmekle” suçlamış, “Başbakan’ın aile fotoğrafında Kırım Türkleri, Ahıska Türkleri, Gökoğuz Türkleri, Harar Türkleri, Dukha Türkleri, Afganistan’daki Hazara Türkleri, Suriye, Irak ve Lübnan’daki Türkmenler değil; peşmerge başı, İmralı canisi, siyasi bölücüler, Pontusçular, AB komiserleri, ABD lobileri, Ermeni diasporası, Megali İdeacılar baş sedirdedir.” demişti.

Tamam, Ekrem İmamoğlu’na tepki gösterilsin; ama şu Fener Rum Patrikhanesi-ABD Kilisesi’nin Sümela Manastırı organizasyonu ve Erdoğan-Bartholomeos fotoğrafı ne olacak?!

Müyesser YILDIZ
22 Mayıs 2022

Editör: Kerim Öztürk