İNGİLTERE’NİN MİLLİYETÇİLİĞE DÖNÜŞÜ TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

 İNGİLTERE’NİN MİLLİYETÇİLİĞE DÖNÜŞÜ TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

İngiltere’nin referandumda AB’den çıkmak yönünde karar alması sürpriz değildi.

Genel olarak Avrupa’da ve elbette İngiltere’de küresel kapitalizm, son zamanlarda vahşete varan uygulamalarla bir memnuniyetsizlik havası yaratmıştı. Herhangi bir milli aidiyeti olmayan birkaç kapitalist aile, daha fazla kâr için, daha fazla insanı mağdur ediyordu.

Çok küçük bir azınlık aşırı zenginleşirken büyük kitlelerin fakirleşmesi, öncelikle suç eğilimlerinde artış olarak Avrupa kıyılarına vurdu. Gün geçmiyordu ki, büyük şehirlerde “Vandalizm” yaşanmasın.

Özellikle de bu tür toplumsal kaosun odağındaki insanların göçmenler olması, yavaş yavaş yabancı düşmanlığına vardı. Koca bir Avrupa coğrafyasında vize serbestisiyle gezen yığınlar başa dert olmaya başlamıştı. Artık kimse güvende değildi ve o eski Ulus-Devlet günleri özlenir olmuştu.

Nitekim İngiltere’de referandumu yaptıran Cameron da iktidara gelirken, kendisi AB’den çıkmaya karşı olmasına rağmen, milliyetçi kesimlere referandum sözü vererek oy toplamıştı. Referandum yapıldı ve görüldü ki, İngilizler eskisinden daha fazla Milliyetçi kesilmişler!

Artık son derece tembel küçük devletlerin kuyruklarına takılıp ve kendilerini sömürmesini istemiyorlardı. (Bkz. Yunanistan).

Aslında aynı akımlar AB’nin iki sarsılmaz kalesi Almanya ve Fransa’da da var. Milliyetçi-muhafazakar partiler her gün daha çok oy topluyorlar.

Peki bu gelişme Türkiye için ne anlama geliyor?

Öncelikle söyleyelim, Cumhuriyetin kuruluş felsefesi olan “Milliyetçilik” ve “Ulus-Devlet” tezlerinin çok doğru olduğu anlamına geliyor.

Çünkü kültürel olarak sizden çok farklı insanlar gelip sizin sokaklarınızda size kendi kültürlerini dayatmaya kalktıkları zaman, sorunlar yaşanmaya başlıyor. Ulus-Devlet’in tüm kültürel zenginliğini kendine has potasında karıştırıp damıttığı ve genele yaydığı bir coğrafyada, aykırı şeylerin yaşanması kaosa meydan verir.

Örneğin 8 yaşındaki kızlarla evlenmenin doğal sayıldığı bir kültür, Türkiye’ye gelip başat kültür olamaz! Türklerin binlerce yıllık kendi gelenek ve görenekleri vardır. Kim komşusunun sekiz yaşındaki karısının gözlerine azap duymadan bakabilir? Kim bu insanlık dramına kayıtsız kalabilir?

Diyeceğimiz o ki, Milliyetçilik… özellikle de Kültür Milliyetçiliği, ait olunan toplumda barınan binlerce yıllık “bilge” tercihleri korumaktır.

Onların yozlaşmasına engel olmaktır. Bunların geliştirilmesine “evet” ama yok edilmesine “hayır” demek zorundayız.

Avrupa bunu tecrübe etmiş ve giderek artan oranda Milliyetçiliğe dönmeye başlamıştır.


(HABERALP öZEL)