CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "enflasyon oranlarını talimatla tespit ediyor" dediği TÜİK'e görüşmek için gitmesi ve demir parmaklıklı dış kapıdan içeri sokulmaması günün olayı ama ben yine CHP ile ilgili başka bir konu üzerinde duracağım.

Kılıçdaroğlu, Fox TV'deki konuşmasında, "helalleşme çağrısı"na cezaevinden destek veren Selahattin Demirtaş'a teşekkür etti ve "Doğruyu görüyor Selahattin Bey. Önemli bir adım. Biz mutlaka bir gelecek inşa etmeliyiz ve beraber inşa etmeliyiz. Geçmişin yaralarını kanatmamalıyız." dedi.

Ardından Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, Almanya'nın Sesi sitesi için Nevşin Mengü'nün sorularını cevaplandırırken, "Kürtler bu coğrafyada bizden önce de vardı. PKK, Kürt sorununu çıkaran bir yapı değildir. Kürt sorunu olduğu için PKK çıkmıştır" dedi!

Aldemir, "devleti yeniden inşa etmek" ve "eşit vatandaşlık temelinde yeni anayasa yapmak"tan da söz etti. Eşit vatandaşlık, CHP'nin 2018'de, 21 maddelik kurultay bildirisinde de yer almıştı.

***

Kimileri, "Eşit vatandaşlıktan niçin rahatsız oluyorsunuz?" diye sorduğu için oradan başlayayım. Abdullah Öcalan"çözüm süreci"nde bizzat yazdığı ve AKP-HDP milletvekillerinin imzaladığı 10 maddelik Dolmabahçe mutabakat metninde, devletin "eşit vatandaşlık" temelinde, yeni bir Anayasa ile "Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanı" olarak yeniden inşa edilmesini istiyordu.

Bu kavram kargaşası, "Kürt sorunu" kabulünden kaynaklanıyordu. Oysa PKK terörünün bir ABD projesi olduğunu bütün dünya biliyordu. Öyle ki, 1989 yılında, İtalya Carabinieri Genel Komutanı Roberto Jucci, o zaman Roma'da yarbay rütbesiyle askerî ataşe olan emekli tümgeneral Osman Özbek'e, "Bizdeki verilere göre PKK bir ABD projesidir." demişti.

Talep edilen "eşit vatandaşlık", Anayasa'daki "kanun önünde eşitlik" ilkesi ile karıştırılmamalıdır. Eşit vatandaşlıkla kastedilen, etnik kökenlerin Anayasa'da zikredilmesi, böylece Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denilir" tanımının terk edilmesidir. "Ortak vatan" ile istenen de Türkiye'nin Türk Milleti'ne değil farklı etnik kökenlere ait olduğunun Anayasa'da zikredilmesidir.

"Eşit vatandaşlık", kafa karışıklığı yaratarak Türkiye'yi çözmek için kullanılan anahtar kavramdır. Bir ara AKP de seçim bildirgesinde de kullanmıştı. Bu kavramı kullananların asıl hedefi, Türk kimliği yerine yeni bir kimlik getirip, önce federasyon sonra Türk-Arap-Kürt konfederasyonu kurmaktır! Suriyelilerin Türkiye'ye getirilmesinin asıl hedefi de budur!

"Eşit vatandaşlık", PKK'nın "Yeni Anayasa" talebinin özüdür; Türkiye'yi Türk devleti olmaktan çıkarmak hedefinin ifadesidir. Ekonomik krizde bu kavramların ısıtılması da dikkat çekicidir.

***

Nasıl iyi yönetiliyor muyuz? Nasıl iyi yönetiliyor muyuz?

"Kürtler bu coğrafyada bizden önce de vardı" iddiası da Türkiye'yi etnik grupların "ortak vatan"ı haline getirmeye tarihi dayanak oluşturmanın ilk adımıdır! Malazgirt'ten önceki Türk tarihini, Anadolu'nun her köşesine rünik harflerle damgasını vurmuş Türkleri yok sayarsanız, Yazılıkaya'yı görmezseniz, Anadolu'nun en az yedi bin yıllık Türk beşiği olduğunu söyleyen Atatürk'e inanmazsınız ve Türklerin buraya sonradan geldiğini iddia eden emperyalistlere hizmet etmiş olursunuz.

Diyelim ki Türkler sonradan geldi; o zaman bu topraklarda Kürtlerin değil Yunan-Roma mirasçılarının egemenlik hakkını tanıyorsunuz demektir. Fakat bu mantık da sakattır. İşte Rus kökenli Amerikalı Türkolog Norm KisamovKaan Arslanoğlu'na yaptığı açıklamalarda "Günlük İngilizcede konuşulan sözcüklerin yaklaşık yarısı Türkçedir. Avrupa dillerinin pek çok kökü Türkçedir" dedi.

Bunu bir tarafa bırakalım; Alp dağlarının adı Türkçedir, Latin alfabesi, Türk kökenli Etrüsklerin alfabesinden alınmıştır... Efsaneye göre Roma şehrini, kurdun emzirdiği iki Türk çocuğu kurmuştur. Bu durumda Türkler, "Avrupa'yı, eşit vatandaşlık temelinde ortak vatan olarak yeniden inşa etmek gerekir" diyebilir mi?

Arslan BULUT - 4 Aralık 2021 Cumartesi

Editör: TE Bilisim