Karamanoğlu beyliği ile ilgili genel anlamda belirgin bir kaç bilgimiz vardır. Türkçeyi resmi dil yapan ilk beylik olduğu ve Anadolu’daki birliğin önünde engel olduğu,Osmanlının iç işlerine karışmak sureti ile bozgunculuk çıkardığı yönündeki bu bilgileri dışarıda bıraktığımızda beyliğin idarecileri,yönetim felsefesi hakkında çok az bilgiyi güncel olarak zihnimizde tuttuğumuz söylenemez. Kaynakları taradığımızda beyliğin 1256-1487 yılları arasında faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar kurucusu Karaman beyden adını aldığı söylense de idareci şeceresinde Nure Sufi ismi ilk baştadır. Yani devletin varoluş çanağı Hoca Sadettin’in oğlu Nure(Nur-i) Sufi’nin eli ile oluşturulmuştur.Ancak kendinden sonra gelen Karaman Bey beyliğin gerçek kurucusu olarak kabul edilmektedir. Bu anlamda da ilginç bir özelliğe sahiptir. Beylik varlık süresi boyunca Osmanlı ile yaşadığı inişli çıkışlı mücadele sonunda 1487 yılında fiilen ortadan kalkmıştır..Son idarecisi Turgutoğlu Mahmud Bey olarak yazılıyor olsa da faaliyetleri ve beyliğin genel bağımsızlık karakteri göz önüne alındığında son Karamanoğlu beyi Sultanzade Pir Ahmet Bey’dir. 1464-1469 yılları arasında idare ettiği beyliği Osmanlı ile kurmuş olduğu inişli çıkışlı ilişki dolayısı ile terk etmek zorunda kalan bu beyin ilginç bir öyküsü vardır. Bu öyküyü sizinle paylaşmak istedik.

Karamanoğlu beylerinin genel olarak ebedi mekanları olan mezar yapılarının Konya ve Karaman civarında olduğunu düşünebiliriz. Peki ya bu durumun istisnaları var mıdır? Evet vardır. Konya ve Gümüşhane arası bu günkü karayollarını takip eder isek yaklaşık 816 kilometre bir mesafedir. Bu mesafede bir Karamanoğlu beyi veya kabul edilen anlamda son Karamanoğlu beyinin mezar yapısının olması genel anlamda hayret vericidir. Bölgenin beyliğin etki alanından oldukça uzak olması ve bölgeye bir sefer yapılmamış olması bu konunun ilginç bir hal almasına sebep olur. Ancak konunun kendi içinde bir mantığı vardır. Osmanlının yardımı ile İshak Beyi ortadan kaldırıp beyliğin tahtına oturan Pir Ahmet Bey Yardımları karşılığında Akşehir, Beyşehir ve Ilgın’ı Osmanlı devletine hediye eder. Ancak daha sonra Pir Ahmet Bey Osmanlı Devletinin zafiyetinden yararlanarak bu bölgeleri tekrar kendisine bağlamaya çalışınca bundan haberdar olan Fatih Sultan Mehmet,Konya şehrini muhasara ederek beyliğin merkezini ele geçirmiştir. Bir süre daha mücadeleye devam eden Pir Ahmet daha sonra Uzun Hasan’a sığınmıştır. Bayburt,Gümüşhane bölgesinin kendisine dirlik olarak verilmesi neticesinde bu bölgeyi yurt tutan Pir Ahmet Bey 1474 yılında bu bölgede hayatını kaybedince bugün adını kendisinden alan Gümüşhane ili Pir Ahmet köyündeki yere defnedilir. Türbesi mevcut kitabesinden anlaşılacağı üzere Kanuni tarafından yaptırılmıştır. Türbe kare planlı,kümbet çatılı,zemine beş basamakla inilen bir yapıdır. Klasik Türk mimarisinin özelliklerini taşır. Kitabesinden anlaşıldığı üzere 1550 yılında inşa edilen yapının kitabesi ender bulunan bir tarzda işlenmiştir. Yapı bir restorasyon çalışması ile toparlanmıştır. Konya da saltanat ile başlayıp 816 kilometre uzakta dirlik idarecisi olarak biten bir yaşam öyküsünün kahramanı olan Pir Ahmet adı topraklarından çok uzakta Gümüşhane ilinde halihazırda yaşamaya devam etmektedir.

Musa ŞAHİN


Bolulu bir öğretmenin Malatya Pötürge’de yürek burkan hikayesi! Bolulu bir öğretmenin Malatya Pötürge’de yürek burkan hikayesi!








Editör: TE Bilisim