Verilen tavizler, bilgisiz , şımarık müfretlerin hazırladığı siyasal erk, düşman algısını ve tanımını değiştiren bunca yönetici , istişareyi egosunun yenilgisi sayan, sorumluluk ve yönetme yetkisini hakçı olmayan yöntemlerle elde bulunduran “Hükümranın” aldatıcı sloganıdır,” Koyunlarımıza saldıran bir kısmını telef eden o kurtlar kahrolsunlar. “ Tabi , masum koyunları onlar boğdu, parçaladı ,telef ettiler , Tek suçlu onlardır. Onların inlerine gireceğiz, kökünü kazıncaya kadar onlarla diyalog kurmayacağız. Ey vatandaş sizin kuzularınızı katleden bu kurtlardan hesap soracağız merak etmeyin. Değerli okuyucu masal anlatmıyorum. Bu metodu, Beydaba -KELİLE VE DİMNE ‘de , Mevlana Celalddin -Rumi Mesnevi’sinde, Sadi Şirazi -BOSTAN ve GÜLİSTAN’ ında, Şeyhi -HARNAME’sinde kullanmışlardır. İster satirik tarz deyin, ister fabl diye adlandırın , ister kıssa deyin, açıkça diyeceğimiz de var : Hımm ! anladım stile değil fikre katılmadınız, bir kısmınız da aceleten ve de kehaneten ne anlatmak istediğimi , ve de taşı nereye atacağımı biliyor ya da tahmin ediyor. BİLGE KAĞAN, kıyamete kadar okunsun ve ders alınsın diye tecrübe ve uyarılarını taşa kazdırmış ve asırlardır yıpranmadan günümüze kadar bu kitabeler gelmiştir. “DÜNYA DURDUKÇA İLİNİ TÖRENİ KİM BOZABİLİR” İşte orada ünlü Türk büyüğü Bilge Lider , Bilge Kağan , Ülkesinin parçalanıp Çin esaretine nasıl geçtiğini uzun uzun anlatır. Tabii ki bağımsızlık için yapılan mücadeleleri, ve kurulan Göktürk devletinin , Türk istiklal ve bağımsızlığının devam etmesi konusunda yaptığı uyarılar günümüze de çok ışık tutmaktadır. “TANRI BÖYLE İSTEDİĞİ İÇİN” ifadesi çok anlamlı ve düşündürücüdür. On altı Türk devlet kurucu ve yöneticilerinin eylem ve söylemlerinde Bilge Kağanın izlerini ve etkisini biliyor ve görüyoruz. Bunları anlatmak bugünkü konumuzun teması dışındadır. Ancak tarihten ders çıkarma, ibret alma bağlamında son senelerde bu belgeleri ve olguları güncellemek isteyen değerli bilim ve siyaset adamlarımızI, ırkçılık ya da başka bir negatif ideolojiye yamama gibi haksız bir ithamla karşı karşıya kalmışlar; bir kısım indirilen dinden sapmış uydurma dine tapmış sözde dincilerde şeriat ve İslam dışı addederek; bizi , ALLAH’ın Kuranda çağırdığı geçmiş toplumlardan ibret almamız gerektiği ikazına rağmen sözde İslamcılar bu ihaneti işlediler.Hz: ÖMER : “ Şerri bilmeyen onun tuzağına düşer.” Der. MAO : “ kendini tanı, düşmanını tanı, yüzlerce savaş , yüzlerce zafer.” Demek ki her zafer kazanan kendisini çok iyi biliyor, zaferi kazanmanın şartı , düşmanı iyi tanımakmış. Nesini tanıyacak; ,imkanlarını, kabiliyetlerini, taktiklerini, hilelerini , metotlarını, niyetlerini,hedeflerini vs… MAKYAVELİZM’in metodudur :” hedefe giden her yol mübahtır, hedefe giderken öne çıkan her engeli yıkmak meşrudur.” Yalan söylemek, aldatmak, yağcılık yapmak, kandırmak, katletmek vb. hepsi meşrudur ve yapılmalıdır. Derler ki : “ Hedefler vasıtaları mübah yapar. Yani “hedefe varmak için her yolu deneyin, hiçbir ahlaki ölçüye uymayınız.” Kısaca bu özete tamımı tamına uyan PKK Marksist örgütlenmeyi esas aldığı için yaptığı ve yapacağı her hareketin takipçisi olunması, gerekli tedbirlerin alınması gerekmezmiydi. “KANDIRILDIK.” Sözü ile de milletin kandırıldığını düşünüyorum. Zira Günümüz Başbakanını bir seminer vermesi için sekiz yıl önce yaptığımız davete icabet ederek o zaman söyledikleri ile AKP’ li olduktan sonra yaptıklarının birbirini tutmadığını müşahede etmiş olduk. Her Allahın günü şehit haberleri ile sarsılan milletimizin zihinsel ve değerlendirme melekelerine müdaheleyi her türlü görsel iletişim araçları aracılığı ile adeta şartlandırılmış, Muaviyenin erkek deveye “ bu dişi devedir” demesi ile Şam’da on binlerce insanın da “bu dişi deve” demesi gibi bir algı şartlandırması değil de nedir ? Boşuna mı çobanın masum, suçlunun kurt olduğunu söylüyorlar, milletin gözüne baka baka . Millet de aynı koroya ve de orkestraya eşlik ederek “ kahrolsun kurtlar , kuzular telef olmasın, der gibi bağırıp çağırarak, Hz. Hüseyin, Sevgili Nebimizin, Allahın Resulünün sevgili torunu Muaviye oğlu Yezit tarafından katlettirilirken, ve bu olaydan sonra Ümmet-i Muhammedin sessiz kalışını bana birileri izah ederse çok memnun olacağımı peşinen söylemek istiyorum. Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? “Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? Merhum MİLLİ MÜCADELE ŞAİRİ Mehmet Akif Ersoy böyle dedi. ALLAH birliğimize ve dirliğimize yönelik tüm oyunlar ve tuzaklar karşınında milletimize uyanma birleşme azim ve kararlılğını nasip eylesin. Amin. Yaşasın millet kahrolsun millet düşmanları.

Fuat Çiçekli