Anadolu’da güz yaklaştığında hep aynı görüntülere rastlamak mümkündür. Yaz sonlarına doğru harmandan kalkılınca kışlık yiyeceklerin tatlı bir telaşı başlar. Tatlı dedim çünkü, bu işler genelde komşularla birlikte ve çoğunlukla aynı emsal gençler tarafından yapılır. Dibek dövme de bunlardan birisidir.

Harmandan kalkılınca, mahsuller yerli yerine yerleştirilir. Sıra kış hazırlığını tamamlamak üzere mutfak ihtiyaçlarına gelmiştir. Hemen buğdaylar yıkanır, unluk ayrı, bulgurluk ayrı, keşkek ayrı, hamur işleri ayrı ve hatta tarhana için ayrı ayrı hazırlıklar yapılır. Harmanın toz duman içindeki koşuşturması bitmiştir ve bu tatlı çalışmaya sıra gelmiştir.

Bulgur, Türk mutfağının vazgeçilmez yiyeceklerinin başında gelir. O yıl kaç hak bulgur kaynatılacaksa, ambardan ayrılır ve çuvallara veya torbalara doldurulur. Sonra temiz ve bol su ile yıkanır. Daha sonra evin harmanlara yakın bir yerinde oldukça büyük bir kazan kurulur. Kazan’ın içine yeterince buğday doldurularak su ilave edilir. Altına yeterli ateş yakılarak bulgur kaynatmaya başlanır. -Bulgur kaynatmak deyimi her ne kadar tekil bir görünüm ve anlam arzetse de aslında pek çok fonksiyonu vardır. Bunlardan bulgur sadece birisidir.

Belli bir oranda kaynatıldıktan sonra kevgirlerle kazan boşaltılır ve kazanın yakınında bulunan sergiye alınır. Bir yandan bu alınan sergide kurutulurken, diğer yandan kazan yeniden doldurulur ve yine aynı şekilde kaynayınca sergiye ilave edilir. Bu iş, o yılki bulgurluk için hazırlanan buğday bitesiye kadar devam eder. Sergi ise güneşin durumuna göre birkaç gün kurumaya bırakılır. Bulgurun kaynatılması esnasında etraf düğün yeri gibi kalabalıklaşır, bulgurdan (hedik) orada toplananlara kuruyemiş niyetine ikramda bulunulur ve o yılın mahsulü ile başlayan sohbet, komşu köylerden tutunuz da günlük meşgale, yaklaşan düğünlere kadar, hatta artık sırası gelmiş olan bostan bozmaya ve salça kaynatmaya kadar konuşulur.

Bulgur adı verilen kaynatılmış buğday iyice kuruduktan sonra sıra dibek işine gelmiş olur. Bu iş de iki şekilde yapılır. Eskiden sadece dibekte dövülerek insan gücünden yararlanılırken daha sonraları ‘dik’ denen ve hayvan gücünden yararlanılarak da yapılmaya başlanmıştır.

Dibek Dövme

Sergide kuruyan bulgurun dibekte dövme işi de ayrı bir uğraştır. Köyde çoğunlukla bir tek dibek vardır. Bütün köylü bu dibekte bulgur döğer.
Dibek, değirmen taşı yapılan sağlam bir taştan yapılmıştır. Olur olmaz darbelere de aldırmaz.

Türkler ve Atatürk hakkında bu filim niçin gizleniyor? Türkler ve Atatürk hakkında bu filim niçin gizleniyor?

Dibek önce temiz bir şekilde yıkanır. Etrafına kilimler veya yaygılar serilir. Dövülen ürünün yerlere dökülmesini ve etrafın tozundan, toprağından böylece korunmuş da olur.

Kurutulan bulgur dibeğe alınır. Hafifçe su döküp nemlendirilerek solkularla veya tokmaklarla dövülmeye başlanır. bu işi dibeğin başında daire olan gençler yapar. sıra ile vurdukça değişik bir ahenk çıkarır. Solkuların biri iner, biri kalkar. Fiziken zayıf olan gençler ise tokmakla katılırlar bu işe. Bir neşe, bir cümbüş içinde devam edip gider.

Bulgurun kepeği iyice çıkasıya kadar bu ameliye gerçekleştirilir. Sonra dibekte dövülmüş olan bu bulgur hemen yakındaki sergiye alınır. Dibek tekrar doldurulur ve ikincisi aynı şekilde devam eder. Bu kaynatılan bütün bulgurun bitesiye kadar böyle devam eder.

Sergide kuruduktan sonra da kepeği çıkarılarak torbalarla evlere alınır. Sıra bunların el değirmenlerinde çekilmesine gelmiştir.

Bulgur Çekme

Bulgur çekme hem yorucu, hem de uzun zaman alan bir iştir. Bunu önlemenin yolunu bulmuşlar: İmece.
İmece, komşuların bir araya gelerek sırsı ile birbirlerine yardımcı olarak bulgur çekme işidir.

Bulgur çektirecek kişi, imece yapacağı kişilere haber verir. Daha çok akşam yemekten sonra bulgur çekme eylemi gerçekleştirilir.
Bulgur çekmek için evin en büyük odası seçilir. Odanın tabanı örtülerle kaplanır. Bunlar daha çok sergide kullanılan temiz örtülerdir. Bunların üzerine kaç gurupta bulgur çekilecekse, o kadar el değirmeni yerleştirilir.
Bulgur / Dene çekmesi başlı başına bir olay gibidir. Çünkü bu işi genelde genç kızlar yaparlar. Kimin bulguru çekilecekse, komşu kızlarından önceden söz alınır. Daha çok akşamları bulgur çekme işine başlanır. Bazen aynı anda iki üç değirmen taşı birden dönmeye başlar ve sesi güzel olan gelinlerin ve kızların en güzel mahalli türküleri seslendirdiği anlardan birisi yaşanmaya başlanır.

Bulgur çekecek olanlar, el değirmeninin etrafında yerlerini alırlar. Bunlar en az üç kişidir ve daha da çok olabilir. Hazır olunca içlerinden usta olan birisi kaynamış buğdaydan oluşan bulguru değirmenin üst taşının tam ortasında bulunan delikten içeri avuç avuç bulguru ölçülü bir şekilde, düzenli aralıklarla koymaya başlar. Bu arada değirmenin üst taşı devamlı olarak çevrilmektedir.

Editör: TE Bilisim