Türk dünyasının sesi: Azerin Türk dünyasının sesi: Azerin
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Sonra yaptıklarından pişman olur. Hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergâhına, kurban olarak bağışlamak ister. Dergah aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. 

Durumu Hacı Bektaş Veli'ye anlatır.
Hacı Bektaş Veli;

-"Helal değildir" der ve bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi Dergâhına gider.

Aynı durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder.  Adam; ayni şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler. Mevlana'ya bunun sebebini sorar. 

Mevlana söyle der:

"Biz bir karga isek, Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz. Ama o kabul etmeyebilir." der.

Adam üşenmez, kalkar Hacı Bektaş Dergâhına gider. Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyler. Bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar. 

Hacı Bektaş da söyle der;

"Bizim gönlümüz bir su birikintisidir. Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir. Ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."

Bu çağda; böyle bir tevazuu varmıdır?

Editör: TE Bilisim