1970’li yıllar bir yiğit adam duruşuyla, vakarı, bakışı, kadifeye sarılı çelik iradeli görünüşü ile adeta gözlerin üzerinde olduğu ışıl ışıl bir insan konuşuyor, dinletiyor.

Ailenin evlatlarının üzerindeki otoritesini aşan bir sadakatle gençlerin manevi lideri, modeli olmuş, herkes hayranlıkla onu takip ediyor.

Konuşmalarını nasihatlerini can kulağı ile dinliyor. Dağların avucundaki Gümüş kentin altın kalpli çocuklarının diyarında adeta onlara dağları, zirveleri aşan dünyaya bakışlarına ufuk oluyor.

Yeni yeni Çınar fidanları dikip yetiştirip gönderiyor. Ondan öğreniyoruz gençliğin içine düştüğü bunalımdan çıkışı. Efsane Ülkücü direnişe adeta doğal mektep oluyor. Kent buradan ülkenin kentlerinde okul, fabrika mahalle işgalleri yaşanıyor.

Buradan yetişen bozkurtlar adeta Çanakkale’ye, Sakarya Meydan Muharebesi’ne gider gibi Kop Sakal Ağar’dan, Zigana dağlarını aşarak Kelkit Harşit Çoruh vadilerinden akarak Karadeniz’de  “Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türkün bayrağına” türküsü oluyor.

Bu Türkü Kafkaslar’da, Balkanlar’da,  Hazar’da, Orta Asya’da Türk milletine umut oluyor. Adeta toplumu ağ gibi ören Komünizmle mücadele milli refleksi için ülkenin derinliklerine nüfuz ediyor.

1917 de giden Rus ama Çar Nikolay’ın sıcak denizlere inme hayali Komünizm kisvesiyle geri gelmiştir. Adeta tarihi Harşit savunması Topal Osman, Ali Şükrü milli direniş ruhu yeniden sahneye çıkıyor.

Dölek sırtlarında Alacaçayır Taşköprü Kop dağından arşa yükselen kutlu feryad oluyor ve her tarafı şehit kanları ile sulanmış vatan topraklarında inmeyen sancak yeniden ülkenin derinliklerinde yükselmiş, bir defa kalkan bayrak son can son damla kana kadar hiç inmeyecek hakikati ete kemiğe bürünüyor.

Batı cephesinde Haçlı emperyalistlerle İstiklal harbinden dolayı Rusların işgali bir el tarafından adeta ertelenmiş, Çanakkale İstiklal Harbi ruhu Ülkücü milliyetçi hareketle geri gelmiş, 1915 Rus işgali komünizm yıllarında tekrar beşinci kolları ile ülkenin her tarafında dal budak sarmış, bu kutlu mübarek görev için Gümüşhane sanki milli kahramanlar yetiştiren doğal Ülkücü mektep olmuş nice koç yiğitler bozkurtlar gönderilmiş, cephelere onlar şehri gururla temsil etmiş, yeni cephe kavramını ancak toplumun direnç kodlarına sinen Ülkücünün feraset basiret ve milli hafızası çözebildi.

Zira bu adı konulmamış bir savaştı mücadele kahramanlarını çıkardı. İşte onlar Yusuf Bahri Genç, Kadir Top, Ali Sünnetçi vb. gibi daha niceleri can verdiler. Kan verdi şehit oldular ama asla ihanete geçit vermediler. İşte bu efsane mücadelede yurdun her tarafında Şaban Şen öğretmenin mayaladığı ruh milli aşısı vardır.

Ülkücü hareketi Şaban Şen hocamızla tanıdık onu hayranlıkla izledik can kulağı ile dinledik. Babamızdan daha çok itibar ettik baş tacı yaptık. Kılavuzumuz oldu hayallerimizi umutlarımızı suladı. Bize milli direnç rehber oldu.

Bir gün öğrencinin biri Nazım Hikmet üzerinden Komünizm propagandası yapınca onun Sofya Radyosundan okunan “beni Stalin yarattı....” şiirini okuyup bizi uyarırken; Atölyede 9 şiddetinde deprem meydana geldi. Bu tavır sarsılan irkilen yalpalayan bir çok gence doğru istikamet oldu.

Hocamız talihsiz bir olay yaşadı kentte hak etmedi ama o mücadele adamıydı.

Gümüşhane’nin kurtlar vadisi milli direnç kalesi olarak anılmasının baş mimarıydı. Bugün bizim övünç gurur kaynağı şehrimizin ebedi Bozkurt Şehr-ül Emin’i olmuştur. Asla en küçük tereddüt göstermeden kutlu hedefe yürüdü. Yıllar sonra çok sevdiği bir öğrencisi olan İsmail Tozlu ile İstanbul’da karşılaştık. Sohbet muhabbet hatıralar anlatılırken kara 12 Eylül’ün savurduğu uzun bir süre haber alamadığımız, biz duymadan Şaban hocamız memleketi Kayseri’de hakka yürümüş.

Üzüldük gözyaşı döktük. Allah nur içinde yatırsın, mekanı cennet kabri nurla dolsun.

‘Dr. Sadık Ahmet’ kompozisyon yarışmasının sonuçları açıklandı ‘Dr. Sadık Ahmet’ kompozisyon yarışmasının sonuçları açıklandı

Kahramanlar doğuran annelere babalara saygı minnet ölenlere rahmet diliyoruz.

Ölmez bu hareket ölmez bu dava çünkü bu dava Türk’ün varlık bağımsızlık ve özgürlük davasıdır. Bedrin Aslanları kalkar Çanakkale’de Sakarya’da, 12 Eylül öncesinde tekrar sahneye çıkar. Sur’da Cizre’de Afrin’de bir ölür bin diriliriz.

Selam kahraman şehitlere gazilere hakka yürüyen hak yolunun Allah yolunun ölümsüz yolcularına...

“Selam darağacı Aleykum selam” diyen Bozkurtlarla efsane destan bu topraklarda kıyamete kadar yazılacak.

Acılar çekeceğiz ama asla teslim olmayacağız.

Zira teslimiyet kavramı bizim lügatimizden ebedi olarak silinmiştir.

Allah herkesi görüyor.. Bize O şah damarımızdan daha yakındır.

Elhamdulillah!

Bizi şehitlere layık eyle Ulu Allah’ım Hak davana nefer kıl Yarabbi! Amin.

Editör: TE Bilisim