Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nün organize ettiği etkinlikte İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Türk “Türkçe ve Türk Aydını” konulu konferans verdi.

Rektörlük Kültür Merkezi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinliğe; Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bülent Bayram, Kırklareli Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi öğretim üyeleri ile öğrenciler dinleyici olarak katıldı.

Konferansında; Türk Dili’nin gelişme sürecini, Türklerin kullandıkları alfabeleri, Türk Tarihi’nde yaşanan alfabe değişiklikleri ve gerekçeleri ile Türk Dili’ne ve Tarihi’ne yön veren aydınların tarihsel olaylar karşısındaki tutumlarını anlatan Prof. Dr. Vahit Türk, günümüzde Türkçe’nin tarihinde hiç olmadığı kadar çok yazılıp konuşulduğunu söyledi. Türkiye’nin televizyon dizilerine Ortadoğu ve Türk coğrafyalarında yaşayan insanların büyük ilgi gösterdiğini ve bu coğrafyalar için bu dizilerin oldukça cazip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Türk, bu yüzden Türkçe’nin geleceğiyle ilgili karamsarlığa kapılmamak gerektiği değerlendirmesini yaptı. Türkçe'nin istikbalinin ve geleceğinin son derece parlak olduğunu kaydeden TÜRK, dikkatleri de Türkçeden uzak tutmamak gerektiğinin altını çizdi.

Konferansın akabinde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bülent Bayram, aynı zamanda kendisinin de hocası olan konferansın konuşmacısı İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Türk’e teşekkür ederek hediye takdim etti.

Prof. Dr. Vahit Türk'ün konuşmasındaki en ilginç bölüm ise Türk dili ile ilgili çalışma yapanların başına gelenlerdi.

“1926 yılında Bakü de yapılan Türkoloji Kongresinde Sovyet Coğrafyasındaki Türk Devletlerinin hemen hemen tamamı Latin Alfabesine geçme kararı alıyor. Bu kongrede Türkiye’yi temsil eden heyet muhtemelen aldıkları talimat gereği hiç görüş belirtmiyorlar. Stalin aslında bu hamleyle Sovyet Coğrafyasındaki Türk Devletleriyle, Türkiye arasındaki bağı koparmayı hedefliyor çünkü Türkiye’nin alfabe değiştirebileceğine hiç ihtimal vermiyor. Mustafa Kemal Atatürk 1928 yılında Harf Devrimini yaparak Stalin’i mağlup ediyor.

Latin Alfabesi, Türk icadı olan Orhun Alfabesi dahil, Türk Dilinin yazıya geçirilebileceği en iyi alfabedir.

İlginç bir not olarak söylemeliyim ki 1926 Bakü Türkoloji Kongresine katılan ülke temsilcilerinin tamamına yakını ilerleyen zamanlarda öldürülüyor.”

Türk dünyasının sesi: Azerin Türk dünyasının sesi: Azerin

“Atatürk Türk Dil Kurultayına katılarak 9 saat aralıksız orada kalıyor ve notlar alarak konuşulanları dikkatlice dinliyor. Yardımcıları kendisine o sırada ülkemizi ziyaret eden İngiliz Başbakanının görüşmek için beklediğini hatırlattıklarında “Beklesin önemli işim var” cevabını veriyor.”

 1924 yılında Fuad Köprülü’yü çağırtarak “Fuad Bey artı dil meselesine eğilmenin zamanı geldi” diyor ve kendisinden İstanbul Üniversitesine bağlı bir Türkiyat enstitüsü kurmasını istiyor. Ord.Prof.Fuad Köprülü kendisine Türkiyat Enstitüsü’nün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorduğunda “Karlı Tanrı Dağları’nın önünde elinde meşale tutan bir Bozkurt olsun. Bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon’dan çıkmamızda kılavuzumuz olan Bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin” cevabını veriyor."


(Kaynak: Trakya Gündemi - Kadir Sinici)


Editör: TE Bilisim