Yeşilçam Filmleri Nerede Çekildi Yeşilçam Filmleri Nerede Çekildi
2005 haziran ayında Mustafa Yıldızdoğan ile Bingöl e konser vermeye gitmiştik. O turne kapsamında gerçekleştirilen en kalabalık konserdi diyebilirim. Konser öncesi amca oğlundan Bingöl de başından geçen bir anısını dinledim. Aklımda kaldığı kadarıyla size anlatmaya çalışacağım.
1995 de yani hemen hemen bundan 10 yıl kadar önce yine Bingöl ülkü ocaklarının daveti üzerine buraya gelmiştim. Diye başladı söze. Ama o zamanlar o kadar çok konser olurdu ki bir yerden bir yere yetişmek için elimizde şimdiki kadar imkanda yok. O koşuşturma içinde sağlığımızla ilgilenme fırsatımızda olmuyordu tabi.
Bingöl’e geldim. Ama nasıl geldim birde bana sorun.
Konsere ucu ucuna yetişmişliğin verdiği yorgunluğun yanı sıra 40 derece ateş içinde yanıyordum. Hayatım boyunca birkaç kez böyle hasta oldum. Ama o kadar bitkin ve halsiz düştüğüm, beklide vademiz buraya kadarmış dediğim başka bir rahatsızlığım olmadı Allah’a şükür.
Bırakın saz çalıp türkü söylemeyi ayakta duracak, konuşacak halim bile yoktu. Vakit ilerliyor, konser salonu doluyor, bende gitgide gidiyordum öte tarafa doğru.
Benim bu halimi gören ocak başkanı çaresizlik içinde ne yapacağını bilemez duruma gelmişti. Aylardan beri uğraşıp bütün gönüldaşları bir araya toplamayı başarmıştı. Lakin konser verecek adamın ne sesi çıkıyor ne soluğu hissediliyordu.
Bir ara bütün gücümü toparlayıp ocak başkanına döndüm ve başkanım ben bu konseri veremeyeceğim galiba diye mırıldandım.
Benim halimi yakından gören ocak başkanı da çaresiz tamam demek zorunda kaldı. Çok geçmeden seyirciler arasında benim çok hasta olduğum. Hastaneye kaldırılacağım fısıltı halinde yayılmış. En azından sahneye çıkıp buraya kadar gelen insanlara hakkınızı helal edin demek istiyorum fakat ona bile gücüm yok.
Beni hastaneye götürecek arabayı beklerken kapıdan nene hatun emsalli nur yüzlü bir kadın girdi içeriye. Geldi eliyle ateşimi yokladı. Bana:
- Ölürüm Türkiye’m diyen sen değilmisin ? diye sordu.
- Evet benim. Diyebildim zorlukla.
Sonrada çatık kaşlarının altına sakladığı tebessümle bana bakıp:
- Çık sahneye öl o zaman dedi ve çıktı gitti.
Kim olduğunu sordum. Biz ana deriz dediler. Adını da bilmeyiz. Özel hareketçidir diye biliniyor burada. Bir görünür bir kaybolur. Esrarengiz bir yapısı vardır.
Yıllar boyunca Bingöl halkının, oradaki gönüldaşlarımın, Mehmetçiklerin verdiği mücadeleyi getirdim gözümün önüne. Bismillah deyip kalktım ayağa. Bir dakika önceki ölü döşeğinde gibi görünen halimden eser kalmamıştı. Vücudumdaki ateş yüreğime toplanmıştı sanki. Bu yangınla arka arkaya 100 konser daha verebilirdim. 3 saat boyunca öyle bir konser verdim ki o gece Bingöl’de… Hala nasıl yaptığıma akıl sır erdiremiyorum. —

Editör: TE Bilisim